Cambridge Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar bölümünden Dr. Ayşe Zarakol’la ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında geçen görüşmeyi konuştuk.
Erdoğan’ın Trump’la yaptığı görüşmede iki temel hedefi olduğu biliniyordu: Birincisi, Suriye iç savaşında PYD/YPG’ye ABD desteğinin geri çekilmesi, ikincisi ise Fethullah Gülen’in iadesi.
Peki, Erdoğan Trump ile görüşmesinden istediğini alabildi mi?
Orta Doğu’daki gelişmeler konusunda Trump’ın değil Pentagon’un karar verdiğini hatırlatan Dr. Zarakol, Erdoğan’ın istediğini alamadığı görüşünde.
ABD’nin Trump – Erdoğan görüşmesinden daha önemli gündemi olduğunu söyleyen Zarakol, Gülen’in Türkiye’ye iadesinin de şu durumda gerçekleşmesinin zor olduğu görüşünü savundu.
“Trump Suriye ve Irak’ı karıştırıyor”
Zarakol, Trump’ın TIME dergisine verdiği şu demeci hatırlatıyor: “Askeri meselelerde kararları generallerime bıraktım, onlar neyin ne olduğunu benden iyi biliyor.”
Bu sözlerin Suriye ile ilgili kararların Trump tarafından verilmediğinin göstergesi olduğunu düşündüğünü ifade eden Zarakol, dolayısıyla Erdoğan’ın Trump’tan istediğini almasının zaten baştan mümkün olmadığını belirtti ve ekledi:
“Erdoğan bir şekilde Trump’i etkilediyse bile, bunun görüşmeden sonra bir kalıcılığı olmaz.
“Trump fikr-i takip yapan biri değil, en son konuştuğu kişiye göre fikir değiştiriyor.
“Ayrıca Suriye ile Irak’ı da konuşurken karıştırıyor sürekli. Yani Amerika’nın Suriye veya Ortadoğu politikasına kesinlikle hakim değil.
“O yüzden benim tahminim bu görüşmede ne olursa olsun Pentagon zaten bildiğini okuyacak.”
“Trump istese de Gülen’i iade edemez”
Peki, Gülen’in iadesi gerçekleşir mi?
Zarakol, bunun da ABD’nin iç meseleleri nedeniyle şu aşamada mümkün olmadığı görüşünde.
“Gülen meselesi biraz daha karışık. Trump, Gülen’i vermeye meyilli olabilir. Fakat artık istese de veremez, çünkü bu işin ucu dönüp Trump’ı bile yerinden edebilir.
“Trump’ın ilk Milli Güvenlik Danışmanı Michael Flynn Şubat ayında istifa etmek zorunda kaldı, çünkü Rusya ile bağlantıları ortaya çıkmıştı.
“Aynı şekilde ortaya çıktı ki, Türkiye’den de Gülen’in iadesine dönük lobi faaliyetleri için yüksek meblağalar almış. Baş Dış Güvenlik Uzmanı gibi kritik bir mevkide bulunanların başka ülkeler için paralı olarak iş yapması haklı olarak hoş karşılanmıyor.
“Trump Flynn’i böyle bir mevkiye atadığı ve bu bağlantılar ortaya çıkınca hemen göndermediği için çok eleştirildi.
“Geçen hafta da biliyorsunuz Trump kampanyasının Rusya’yla bağlarını soruşturan FBI başkanı Comey’i birdenbire işten attı.
“Şimdi görünüyor ki Trump işten atmadan önce Comey’i özellikle Flynn meselesini deşmemesi için uyarmış. Amerika’da bu yargıya korkunç bir müdahale olarak görülüyor ve dolayısıyla çok büyük bir skandala sebep oldu.
“Kongrenin Trump başkanlığını düşürmesi gerektiği konusunda çağrılar arttı, daha da aratacaktır. Şu an için Trump’ı koruyan tek şey Kongrede çoğunluğun kendi partisinde olması. Fakat bir iki skandal daha olursa, kendi partisi de Trump’ı artık kollayamaz. Zaten 2018’de Kongre seçimleri var.
“Bütün bu hengâme içinde ve Flynn’in Türkiye’den ‘lobi faaliyeti’ için büyük paralar aldığı bilinirken, Gülen’in Türkiye’ye iadesi daha da büyük skandala sebep olur, Trump‘ın başkanlığını bile düşürebilir.
“Görüşme pek fark edilmedi”
Zarakol’a son olarak medya ve akademi dünyasında görüşmeye ilişkin yorumları soruyoruz.
ABD’nin kendi iç siyaset skandallarıyla meşgul olması nedeniyle görüşmenin çok fark edilmediğini söyleyen Zarakol, görüşme hakkında seyrek de olsa iki çeşit yorum gördüğünden bahsediyor:
“Bazıları bu görüşmeyi Trump‘ın otoriter liderlerle görüşmeye daha meyilli olduğuna örnek olarak gösterdi, kısacası bu görüşme üzerinden Trump’ı eleştirdiler. Bir de Erdoğan’ın korumalarının Washington DC’deki protestocuları dövmesi haberlerde çok yer aldı.” (EKN)