Ekonomist Ali Bilge dün açıklanan 65. hükümetin kabinesinde, Davutoğlu döneminde de yer alan Mehmet Şimşek ve Lütfi Elvan’ın varlığının önemi olmadığını, ekonomide ‘Saray’ın hükmünün geçmemesi anlamına gelmeyeceğini söyledi.
“Mehmet Şimşek’in ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı konumunda olması Saray’ın varlığının eksiltileceği anlamına gelmiyor. Bu hükümet bir saray hükümeti, Erdoğan hükümeti.”
Yeni hükümet döneminde büyük çatışmaların meydana gelmesine ihtimal vermeyen Ali Bilge bu tip bir çatışmanın bakanın uzaklaştırılmasıyla sonuçlanacağını belirtti.
“Davutoğlu hükümetinden kalan Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın konumlarını koruması Saray’la karşı karşıya gelebilecekleri anlamına gelmez. Büyük çarpışmalarla karşı karşıya gelindiğinde gidecek olan bellidir. Davutoğlu nasıl gittiyse…”
Merkez Bankası Saray’la uyumlu
Neoliberal sistem içindeki bir ekonomide bakılması gereken en önemli unsur olarak Merkez Bankası’nı gösteren Ali Bilge artık Merkez Bankası’nın (MB) “Saray’ı rahatsız eden bir pozisyonda” olmadığını anlattı.
“MB yönetiminde de şu anda Saray’la uyumlu unsurlar bulunuyor.
“Erdoğan bağımsız kurumların denetiminde olmasını başardı. MB da bunlardan biri. Ekonomide direnmeler beklememek lazım.”
TIKLAYIN - ERDOĞAN'IN FAİZ ISRARI POLİTİK
Erdem Başçı dönemi
“Bir önceki başkanın Ali Babacan’la birlikte yapmaya çalıştığı gibi MB hükümete karşı bağımsız bir tutum izliyor mu ya da izlemeye çalışıyor mu, bu önemli.
“Denklem daha çok MB -Saray üzerinden kurulacak bundan sonra. Unutmayın ki, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek Hazine’ye iki buçuk senede bir müsteşar atayamadılar. Çünkü onların istediğini Saray kabul etmedi.”
TIKLAYIN - ASIL MESELE, EKONOMİDE SÖZ SARAY'DA MI OLACAK, BABACAN'DA MI?
Ekonomide Erdoğan dönemi
Mehmet Şimşek’in kabinede olmasının duruşunu Saray’a kabul ettireceği anlamına gelmediğine dikkat çeken Bilge, ekonomi yönetiminde mührün artık Erdoğan’da olduğunu vurguladı.
“Eskiden Erdem Başçı ve Ali Babacan’ın Abdullah Gül desteğiyle bir duruşu sözkonusuydu ama bu duruşu artık göremeyeceksiniz. Davutoğlu harcandı Mehmet Şimşek hayli hayli harcanır."
TIKLAYIN - EKONOMİNİN EN BÜYÜK RİSK KAYNAĞI BAŞBAKAN
“Otokrasiye uzanan yolda büyümenin katkısı”
Ali Bilge Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetiminin kontrolüne neden ihtiyaç duyduğunu da anlattı.
“Saray’da bulunan danışmanlar kendisinden çok farklı insanlar değil.
“Faiz, döviz kuru, büyüme, enflasyon ilişkisi neoliberal ekonominin önemli sorunlarıdır. Bu sorunları uluslararası süreçleri çok iyi takip ederek iyi analiz edenler vardır, bir de edemeyenler…
“Türkiye’de otokrasiye kadar uzanan yolda en büyük katkı ülkenin büyüme performansından geldi. Ortalama büyüme çok yükseklerde olmasa da Türkiye’de belli bir oranda, 5’e yakın bir büyümeyi sağlamanız gerek.
“Türkiye kaynak açığı olan bir ülke, Türkiye ekonomisinin motorunun çalışabilmesi için iç tasarruflar yeterli değil. Dış tasarruflara, fonlara, borçlara ihtiyaç var, uluslararası piyasalardan sıcak paralara geliş gidişlere ihtiyaç var. Bu da ülke içi net getiri oranına, faize bağlı.
“Türkiye şu anda riskli ülke olmasına karşın dünyanın en net getiri veren ülkelerinden. Faiz problemi böyle bir mesele. Bunun için faizi iyi bir noktada tutacaksınız ki kaynak girişi olsun. Kaynak girişi gelmezse faizleri yükseltiyorsunuz.
“Erdoğan bu denklemde diyor ki Türkiye’de faizleri düşük tutun, düşük tutunca içerdeki büyüme yüksek olur. Ama başka parametrelerle ilgilenmiyor."
TIKLAYIN - "ERDOĞAN FAİZ DÜŞERSE EKONOMİ BÜYÜR SANIYOR"
İktidar ekonomik büyümeyi inşaata gömdü
“Çünkü 14 yıldır iktidarda dış kaynak problemi büyük ölçüde yaşamamışsınız. Bunu da uluslararası piyasaların krizde olması gelişmekte olan ülkelerin daha rahat fonlama yapmasını sağladı. Türkiye de bu fonlamanın kaymağını yedi, büyük sıkıntılar yaşamadan ülke tasarruf açığını fonladı ve bunun karşılığında belli bir büyüme elde etti; onu da inşaata gömdü, betona gömdü.
“Vatandaşlar açısından baktığınızda konut edinme, TOKİ, krediler, ekonomik aktivite, vs, önemli. Bunun için faizlerin düşük olması gerekiyor.”
TIKLAYIN - ALİ BİLGE: AKP'NİN OY ARTIŞININ SEBEBİ EKONOMİK Mİ?
Sürdürülebilirlik
“İktidarlar özellikle uzun soluklu otokratik rejimini oluşturmak isteyenler halkı memnun edecek araçları isterler. Size oy verenler belli şeylere bakıyor: Bu süre içinde evim oldu, arabam oldu, bölünmüş yola girdim, vs…
“Bu süreç devam etsin isteyen iktidar da ekonomi yönetimini kontrol altına almaya çalışıyor ama çok tehlikeli bir şey… Cari açığı bu kadar tehlike arzedebilecek noktalara hemen ulaşan bir ülkede bunun sürdürülebilirliği yüksek değil.
“Gelişmiş ülke faizleri yükseldiği ölçüde de bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin piyasaları fonlama kabiliyetleri azalıyor ya da maliyetleri yükseliyor. Böyle bir ilişki…
“Erdoğan ve etrafındakiler bu meseleyi bu ölçüde değerlendirmiyorlar. Büyüme düştükçe iktidara destek düşer. Daralmayı hiçbir diktatör istemez, demokrasilerde de istenmez.” (YY)