Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için uyum yasalarının çıkarılmasının öncelikli olduğunu bir kez daha belirtti. Erdoğan Meclis’in 26. dönem 3. Yasama yılı açılışında da “Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin en sağlıklı şekilde hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor” demişti.
Erdoğan’ın diğer gündem maddesi Irak Kürdistan bölgesel Yönetimi’nde gerçekleştirilen bağımsızlık referandumuydu. Erdoğan referandumu “bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplama girişimidir” söyleriyle değerlendirdi ve yaptırımlar için “soğukkanlılıktan vazgeçmeyeceğiz” dedi:
“Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Bu artarak devam edecektir eğer kendilerine gelmezlerse. Gelişmelere göre çok daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyiz. Kuzey Irak yönetiminin bir an önce aklını başına devşirmesini umut ediyoruz.”
Enflasyonu faizlerin düşmemesine bağladı
Erdoğan sabah saatlerinde açıklanan ve enflasyon artışı için de konuştu. TÜİK rakamlarına göre Eylül ayında aylık enflasyon binde 65 arttı, yıllık enflasyon yüzde 11,20 seviyesine çıktı.
Erdoğan 2014 yılında da faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle enflasyonun düşmediğini söylemiş ve Merkez Bankası’na müdahale etme çağrısında bulunmuştu. Erdoğan’ın faizler üzerinden sert açıklamaları 2015 ve 2016 ortalarına kadar sürmüş, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görevden ayrılmasının ardından tartışmalar durulmuştu.
Prof. Hayri Kozanoğlu: Erdoğan'ın Faiz Israrı Politik
Erdoğan bugün yine faiz oranlarının düşmemesinden şikayet etti:
“Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada hala değil. Faizlerdeki düşüşü başaramazsak birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu bir defa halletmemiz lazım. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? Ondan sonra lanetle de karşı karşıya kalırız. Birçok sefil ailelerle de karşı karşıya kalırız. Faiz lobilerinin yaklaşımları ile adım atamayız. Onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz.
“Enflasyonda hala düşüşü sağlayamıyoruz, yüksek faiz sebebiyle. Bu benim iddiam. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer. ‘Şu anki anlayış ters orantılıdır’, hayır ya ters orantılı değil, gördük. Göreve geldiğimizde faizi düşürdük enflasyon da ona bağlı olarak düştü.”
OVP’yi övdü
“2018-2020 dönemine ilişkin orta vadeli programın daha cesur hazırlanmasından memnuniyet duydum. Yüzde 5,5'luk büyüme hedefi memnuniyet vericidir. Kamu özel işbirliği projelerinin ekonomik faydalarının karşılaştırmasını sadece maliyetle sınırlı tutmamalıyız. Erken tamamlandıkları gerçeğine dikkat etmeliyiz.
“Varlık Fonu henüz istenen kapasiteye ulaşmadı”
Varlık Fonu'nun henüz istediğimiz bir kapasiteye kavuşmadığı da gerçektir. Varlık Fonu'nun büyüme için ihtiyaç duyacağımız yatırımların en önemli destek unsuru haline getirileceğini umuyorum.
"Yastık altındaki altın bize bir şey kazandırmaz"
“Altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları uygulamasını çok önemli görüyorum. Yastığınızın altında ya da kolunuzdaki altınlar bize bir şey kazandırmaz. Vatandaşlarımızı ülkemizin büyümesine katkı sağlamaya devam ediyorum.
İstihdam konusunda hedeflerimizi yüksek tutmalıyız. İstihdam demek aynı zamanda daha huzurlu birey, daha huzurlu toplum demektir."
Orwell’den örnek verdi
“George Orwell, Hayvan Çiftliği kitabında mesela BM'nin 5 ülke ile sınırlanan sistemini eleştirir. Orwell bir başka kitabında ise ‘bir babanın işsiz kalması eve belirli bir gelirin girmemesinin ötesinde çocuklarının oyuna katılamaması, karısının itibar kaybetmesi ve kendisinin de artık sokağa çıkamaması demektir’ diyor. Bizim de ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ demekle istatistik olarak belirtmekle birlikte bir insan olduğunu da asla unutmamalıyız.
“İşsizlik sigortasından, yaşlılık aylıklarına kadar insanımızın hayatına dokunan her konuya özel ehemmiyet vermeliyiz.
Vergi artışı
“İcap ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı yapılır, ama bir şartlar; ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak, elde edilen kaynağı nereye kullanacağımıza ikna etmek şartıyla bunu yapabiliriz. Aksi halde "ben yaptım, oldu" anlayışına ekonomi politikalarında da yer yoktur.” (HK)