Fotoğraf: AA
Eğitim Reformu Girişimi (ERG)'nin "herkes için nitelikli eğitim" hedefiyle yola çıkmasından bu yana 20 yıl geçti. "Eğitimi izlemek, ilham ve paylaşım alanları oluşturmak ve ortak akılla eğitimde yapısal dönüşümü desteklemek" hedefiyle yola çıkan ERG'nin hikâyesi, "Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi" başlığıyla kitaplaştı.
Kitapta ERG'nin çalışmaları ve yolculuğu, yolu ERG'yle kesişmiş paydaşların tanıklıklarıyla ve Türkiye'nin yakın tarihindeki toplumsal, siyasal ve ekonomik dönüşümler ile birlikte anlatılıyor.
"Geçmişin savaşını veriyoruz"
Bu kapsamda bugün yapılan toplantıda; ERG Onursal Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, kitabın yazarı Aytaç Demirci, ERG Araştırmacısı ve Medya Koordinatörü Umay Aktaş Salman, ERG Direktörü Işık Tüzün, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ERG Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan 20 yılda yapılanları ve Türkiye'nin eğitim sistemine dair fikirlerini paylaştı.
Umay Aktaş Salman, "Eğitimde karar alma süreçlerinin veriye dayalı olmasını önemsiyoruz ve düzenli olarak eğitim sistemini izliyoruz" diyerek sözü Prof. Dr. Üstün Ergüder'e bıraktı.
Ergüder, Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurdukları ERG'nin iç işlerine karışılmadan özerk bir dernek gibi çalıştığını belirtti.
"Biz bu ülkede hep geçmişin savaşını veriyoruz" diyen Ergüder şöyle devam etti:
"Ama geçmişi bilmeden de geleceğe bakamıyorsun. Hep geriye bakıyoruz, ileriye bakmak lazım. Kitabı hazırlarken de hep aklımızda böyle bir yaklaşım vardı.
"Üzülmemek elde değil"
ERG'nin yaptıkları iyi şeylerle ilgili gelen bir soru üzerine Ergüder, "Nimet Baş Milli Eğitim Bakanı'yken liselerde okullaşma oranını artırdıklarını söylüyordu. Evet, artmıştı ama biz şunu söylüyorduk; okul terki de aynı oranda artmıştı. MEB o dönem bunu duymak istemedi. Bir zaman sonra 'terk sorunu vardır' demeyi başladılar.
"Benim için bir diğer önemli konu da öğretmenlerdir. Bu nedenle Eğitimde İyi Örnekler projemizi önemsiyorum. Müfredattaki kötü bir kitap iyi bir öğretmen sayesinde göklere çıkabilir ya da tam tersi. Kötü bir öğretmensen iyi bir müfredat kitabı hiçbir şeye yaramaz."
Eğitimle ilgili olarak ileriye dönük temennileri ve yeni bir eğitim politikası ile ilgili olarak şunları söyledi Ergüder:
"Ufukta ne görüyorsun diye soruyorsunuz, ortama baktığın zaman üzülmemek elde değil. Mesela ERG'nin kurucuları arasında yer alan Hakan (Altınay) tecritte. Üzücü şeyler oluyor ama yine de bildiğimiz yolda devam etmemiz lazım.
"Öğretmene önem veriyoruz derken insana önem veriyoruz. Yatay ve güvene dayalı yönetim modeli işletirseniz yol alırsınız, tüm kurumlarda ve Türkiye'de.
"Bakanlıktan 'milli' kelimesi çıkmalı"
"Milli Eğitim Bakanlığımız mesela. Bakanlık isminin içinde 'milli' kelimesi geçen nadir ülkelerden biriyiz. Eğitimin çağın gerçeklerine uyması lazım.
"MEB bugünkü yapıda olursa ideolojiler tarafından esir alınmaya mahkumdur. Siyasi iktidarların elinde alet olmaması lazım eğitimin. Ben olsam milli'yi kaldırır, Eğitim Bakanlığı yaparım ve özerk bir yapı kazandırırım."
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu: Milli Eğitim Bakanlığı bağımsız olacak
"Çoklu krizler döneminden en çok çocuklar etkileniyor"
ERG Direktörü Işık Tüzün şöyle konuştu:
"'Kapsayıcı ve nitelikli eğitim' tanımı durağan bi hedef değil. Dünya değiştikçe bu kavramlar da değişiyor. Bunu sağlamak için farklı yöntemlere ihtiyaç duyuluyor. 10 yıl önce kapsayıcılık sadece özel gereksinimli çocukları kapsarken şimdi tüm çocukları niteliyor. Her çocuğun eğitim yaşamında kabul ve saygı görmesi önemli. 4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitim 12 yıl oldu. Okul terkini azaltmaya dönük projeler yapıldı. Ancak okullulaşma oranı çocukların düzenli olarak okula devam ettiğini söylemiyor bizlere. Pandemi, deprem süreçleri eğitimden kopma ve erişememe vakalarını artırdı. Eğitime erişim evet, ama niteliği geri planda bırakmadan... Önceliği erişime verip niteliği güçlendirmek her zaman ikinci plana atılıyor. Erişim ve nitelik el ele gitmeyince amaca ulaşılmıyor.
"Bir yandan da sürekli sözünü ettiğimiz bir konu da erken çocukluk eğitimi. Okul öncesi eğitim zorunlu değil hâlâ. Sosyo ekonomik eşitsizliğin etkisini azaltmak adına önemli okul öncesi eğitim.
"Çoklu krizler dönemindeyiz ve bundan en çok çocuklar etkileniyor. En az sesini duyduklarımız, politikalardan en çok etkilenenler. Bu nedenle çocuk ve gençlere kulak vermeden olmaz."
Dezavantajlı kesim
Emre Erdoğan, başkasının çocuğunu insan olarak görmeme halinden söz ederek şunları aktardı:
"Çocuk çocuktur. Kendi çocuğunuz için en iyi eğitimi isteyip başkasının çocuğunu umursamamazlık edemezsiniz. Bu ayrımcılık içselleştirilmiş bir şey. Eğitimin herkesi aynı hizaya getirmesini bekleyemeyiz elbette ama dezavantajlıyı güçlendirmek ve onu düşünerek politikalar geliştirmek gerekiyor. Eğitim tasarımının en zayıfı gözeterek yapılması gerekiyor."
Aytaç Demirci'nin kaleme aldığı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan "Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi" kitabında, eğitim politikalarındaki gelişmeler ve ERG'nin çalışmaları, Türkiye'nin yakın tarihindeki toplumsal ve siyasi olayları da içeren bir bağlam içinde inceleniyor. 4+4+4 eğitim sistemi gibi köklü ve tartışmalı değişim dönemlerinin yanı sıra din ve eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi kronikleşmiş sorun alanlarına dair ERG çalışmaları da kitapta yer buluyor. | |
(AÖ)