"Dünyanın Çivisi"nde İran’dan “Yeşil Dalga”
10. Bağımsız Film Festivali’nin “Dünyanın Çivisi” bölümünün belgesellerinden biri de: “Yeşil Dalga”… Filmde, İranlı yönetmen Ali Samadi Ahadi, 2009 Mayıs ayında İran’da seçimler öncesi, insanların daha demokratik ve insan haklarına saygılı bir ülke için verdiği mücadeleyi, “ Yeşil Hareket”i anlatıyor.
Blog yazılarından, twitter mesajlarından, cep telefonu görüntülerinden ve İranlı aktivistlerle yapılmış söyleşilerden oluşan belgesel, animasyonlarla güçlendirilmiş.
Ya biz de başaramazsak..
“Babam her zaman, yüz elli yıldır kaybettiği sesini bulmaya çalışan bir ulusun parçası olduğumuzu söylerdi. Kendi kuşağı bunu bir çok kez deneyip başarısız oldu. Şimdi sıra bize gelmişti. Ama en büyük korkum, bugüne kadar hiç olmadığımız kadar zafere yaklaşmışken yine başaramamaktı"
Bu cümlelerle başlayan film "Yeşil Hareket"in başladığı ilk günden itibaren gençlerin ağzından bize mücadeleyi anlatıyor. "Mübarek bye bye" ile başlayan gösterilerde, 10 binlerce İranlı değişim için tüm umutlarını Mir Hüseyin Musavi’ye bağlamıştı. Daha önce hiç oy kullanmamışlar, bir daha oy kullanmamaya yemin etmişler, genci yaşlısı herkes sokaktaydı.
Filmde İranlı bir gazeteci şöyle diyor: "Önemli olan Musavi’nin seçimi kaybetmesi değildir. Önemli olan binlerce insanın hep birlikte, İran sokaklarında, özgürce slogan atabilmiş olmasıdır.” Çünkü İran halkı çok uzun zamandır yapamadığı bir şey yapmıştı: Sokağa çıkmıştı, özgürlük, adalet ve eşitlik için bağırıyordu.
Oyum nerede?
Herkes seçimi Musavi’nin kazanacağından emindi, ancak hileli olduğu söylenen seçim sonuçlarına göre Mahmut Ahmedinejad yüzde 70’e yakın oyla cumhurbaşkanı seçilmişti. İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hameney kimsenin beklemediği bir şekilde Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığını onaylayıp, halka “evinize dönün” çağrısı yaptı. Ancak İranlılar bu çağrıya sokaklarda “Oyum nerede” pankartlarıyla yanıt verdi.
Filmde, 10 binlerce İranlı’nın hep bir ağızdan daha fazla özgürlük istediği yeşilli görüntüler, yerini dayak ve işkencenin aldığı siyaha bırakıyor. Filme göre 70 kişinin öldüğü, binlerce kişinin işkence ve tecavüze maruz kaldığı olaylarda İranlılar sadece “oyum nerede” demişti. Belgesel soru işaretleri ve belirsizlikle bitiyor, umudu saklı tutarak..
İran seçimlerinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Tunus’da Bin Ali, Mısır’da Hüsnü Mübarek devrilirken, Libyalı’lar Kaddafi’ye de aynı sonu hazırlıyor. İran ise 2009’da gösterilerde gördüğü şiddete rağmen yine de devrimlere destek vermek için sokaklara döküldü. Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi gösterilere katılmamaları için ev hapsinde tutuluyor.
İran’dan devrimlere destek, dünyadan İran'a destek
Tahran yönetimi aslında Mısır'daki halk hareketini desteklemesine rağmen devrim dalgasının kendisine sıçramasından korkuyor. Destek gösterilerini engellemek için şiddete başvurmaya devam ediyor. Ancak İran halkı da direnmeye devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesi, İran’a destek olmak için " Salı Günleri Mitingi" düzenliyor. İstanbul ayağının da Galatasaray Lisesi önünde yapılması planlanıyor. Gelişmeleri "green movement in İstanbul" isimli facebook sayfasından takip edebilirsiniz.
Belgeselin İstanbul gösterimi bitti. İzleyemeyenler festivalleri takip etmeli, belki gösterime de girer. (NV/EÖ)
Bağımsız Film Festivali kapsamında filmin son gösterimini Ankara, 4 Mart 2011, AFM CEPA Salon2, 17:30