Diyanet İşleri feminizme "ahlaksızlık" demekle kalmıyor; İnternet sitesinde 8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle yayınladığı "İLMİHAL-2 İslam ve Toplum" konulu yapıtın 312-325. sayfalarındaki "Kadın Hakları" başlıklı bölüme bakarsak, birkaç gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi "kadının yeri evidir" motto'suna göndermelerde bulunuyor.
Diyanet'in yayınladığı metinde doğrudan "Feminizm ahlaksızlıktır" denmiyor ancak bu anlam açıkça şu şekilde okunuyor:
"...Bir kere, feminizm hareketine kapılan kadın, genel olarak kayıtsız şartsız özgürlük düşüncesiyle aile için vazgeçilmez olan birçok kural ve değerleri hiçe saymakta; esasen sosyal hayatın hiçbir alanında hiçbir insan için geçerli olmayan ‘Kendi hayatımı canımın istediği şekilde yaşamak hakkımdır!’ şeklindeki anlayışı, bütün değerlerin üstünde bir değer ve kanun kabul etmektedir..."
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek...
Aynı metinde İslam'ın kadına ne çok hak tanıdığını ve değer verdiğini anlatmak için bakın nasıl örneklere referans veriliyor:
"Eski Hint telakkisine göre kadın, yaratılış olarak zayıf karakterli, kötü ahlaklı ve murdar bir varlıktı. Budizm’in kurucusu Buda başlangıçta kadınları kendi dinine kabul etmemişti.....[...] İran’da Sâsânîler döneminde kız kardeşle evlenilebilirdi. Eski Yunan’da koca dilerse karısını başkasına devredebilir, kendisi öldükten sonra eşinin başkasına devredilmesi için anlaşma yapabilirdi. Çinliler’de kadın insan sayılmadığı için ona ad bile verilmezdi. "
Bir elmanın iki yarısı?
Bu metinde yine kadının İslam dininde bir "birey" olarak algılanmadığı, kadının çalışmasının ancak ev içinde ya da eşine yardım amacıyla mümkün olabileceği açıkça anlatılıyor:
"Kur’an-ı Kerîm’in tasvir ettiği yaratılış sahnesine göre, önce erkek yaratılmış, daha sonra ve bizzat ondan eşi (kadın) yaratılmış ve bütün insanlar bu çiftten türemişlerdir (el-Bakara 2/187). Bu tasvir, öz ve esas itibariyle, kadın erkek ayırımı yapmaktan ziyade bu ayırımın olmadığını, aslolanın ‘insan’ olduğunu anlatmaktadır. Tasvirde ikinci olarak vurgulanan husus ise, erkek ve kadının, birbirlerinin hasmı ve rakibi değil, bir bütünün parçaları oldukları ve birbirini tamamlayıp bütünledikleridir."
Kadının çalışma "hakkı"...
Başbakan Erdoğan'ın kadını iş yaşamından eve döndürmeyi amaçlayan politikalar uyarınca "üç çocuk doğurun" telkininden sonra İslam'da "kadının kocasın ev içinde ve dışında yardımcı olmak için çalışmasına izin verildiğini" öğrenmemiz ya da hatırlamamız da iyi oluyor:
"İslam’da kadının konumu ve hakları konusundaki tartışmaların önemli bir kısmı da, kadının sosyal hayata katılımı, çalışması ve kamu görevi üstlenmesi noktalarında odaklanır. Özetle ifade etmek gerekirse, kadının ev içinde ve dışında çalışması, ailenin ihtiyaçlarını sağlamada kocasına yardımcı olması kural olarak caizdir ve kadının böyle bir hakkı vardır." (NZ/GG)