Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Dedeman Otel'de gerçekleşen "solda arayış" toplantısından yansıyan eğilim ve önerileri parlamento dışı sol partilerin temsilcileri ile toplantıyı izleyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr Gençay Gürsoy, bianet'e değerlendirdi.
Gürsoy, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tahmaz, Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı Aydemir Güler ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Filiz Koçali, girişimle ilgili, özetle şu noktalara dikkat çektiler:
* Girişim, sosyal demokrat çizgide, öncülüğünü İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Almanya eski Başbakanı Gerhard Schroeder'in yaptığı "Üçüncü Yol" tezlerini öne sürüyor. Alternatif bir sol oluşturma potansiyeli yok.
* Seçim sürecine yönelik olduğu izlenimi bırakıyor.
* Girişime öncülük yapan DİSK'in asıl sendikal alandaki boşluğu kapatmak için ne yapacağı önemli.
Gürsoy: Seçim barajı indirilmeden hiçbir şey çözülemez
Gençay Gürsoy, "Girişimin Avrupa sosyal demokrasisi dışında ya da ötesinde bir sol anlayışa kapalı olduğu anlaşılıyor. "Üçüncü Yol" diye bilinen uygulama modeli başlıca örnek olarak sunuluyor" diyor.
Gürsoy'un toplantıda sorduğu "Solun sol kanadı dışlanıyor mu?" sorusunu, panelist Prof. Dr. Burhan Şenatalar, şöyle yanıtlamıştı:
"Sol kanattan anladığımızın ne olduğu önemlidir. Anladığımız kolektivizme inanan ve piyasa ekonomisini reddeden sol ise onlarla yolumuz ayrılıyor. Ancak sol kanattan kastedilen Özgürlük Dayanışma Partisi (ÖDP) gibi seçeneklerse bu girişimde yerleri vardır ve çok şey de katarlar."
Gürsoy, toplantıda bir yandan "partileşmeye varabilecek -belki de varmayacak- bir tartışma süreci başlatma eğilimi"nin, diğer yandan "Türkiye'nin koşulları zorlayıcı; bir an önce sol parti kurulmalı" eğiliminin var olduğunu gözlemliyor ve ekliyor:"Bu iki süreç bağdaşır gibi görünmüyor.
"Bir sol siyaset tartışmasını açması bakımından yararlı olabilir. Ama 'bir an önce parti kurmak' eğiliminde olanlar çok beklemeye tahammül etmeyeceklerdir."
Türkiye'deki sol birikimin Avrupa Sosyal Demokrasisi anlayışı içine sığmayacağını düşünen Gürsoy, "Bu hareketin çok yabancı olduğu o kadar özel soruna sahibiz ki: Kürt meselesi, kimlikler sorunu ve bunlar gibi pek çok şey..." diyor.
Gürsoy'a göre yüzde 10'luk seçim barajı çok temel sorunlardan biri: Demokrat/sol kamuoyunun -bu Demokratik Toplum Partisi için de geçerli- asıl yüklenmesi gereken barajın düşmesini hedef alan bir kampanya.
"Solun parlamenter temsilinin de anahtar sorunu bu. Bu çözülmeden hiçbir şey çözülemez."
Tahmaz: Amaç AKP'nin benzerini merkez solda yaratmak
ÖDP'den Tahmaz da, toplantıda, "esas olarak merkez solda, CHP'nin siyasetinden rahatsız olan sosyal demokrat bir arayış"a değinildiğini anımsatıyor:
"Demokratik, özgürlükçü, emeğin sosyal haklarını savunan bir tartışmanın anlamlı olacağını düşünüyorum. Ama bu tartışma, demokratik mücadelenin haklarını savunduğu sürece bize değiyor. ÖDP'yi içermiyor."
Girişimde DİSK'in öncülüğüne değinen Tahmaz, "sendikal alandaki boşluğa da dikkat çekmek gerek" diyor:""Ancak emekten yana bir solun geleceği olabilir. DİSK bu sendikal boşluğu kapatmak için de daha fazla çaba sarf etmeli.
"DİSK'in buradaki pozisyonu önemli. 'Sol piyasacı bir anlayışla yeniden şekillenmeli, özelleştirmeye karşı çıkmak yanlış' diyenlere karşı bu süreçte ne dediğini bilmiyoruz. Bahsedilen, daha çok, merkez soldaki boşluğu doldurma ihtiyacı."
Bu anlamda arayışın "AKP'nin merkez solda bir benzerini yaratmayı amaçladığı"nı söyleyen Tahmaz, Avrupa Sol Partisi ve antikapitalist sol platformundaki tartışmaları anımsatıyor:
"Bu platformlar, başka bir dünyayı, küresel sermayeye karşı emeğin küreselleşmesini, dışlananların küresel mücadelesini, alttakilerin çıkarlarını savunan, neoliberal politikalara, "Üçüncü Yol"cu sol anlayışlara karşı. Dünyadaki sol böyle bir çizgiyi tartışıyor. "Üçüncü Yol", neoliberal politikaları, küreselleşen kapitalizmi iyileştirme tezini savunan bir yaklaşım."
Tahmaz, Burhan Şenatalar'ın ÖDP ile ilgili sözleri için de, "Özellikle Burhan Hoca'nın konuşması işimizin zor olduğunu gösteriyor. ÖDP'yi yeterince tanıtamamışız" diyor ve ekliyor: "ÖDP, geleneksel kolektivizmden başka bir kolektifliği savunur. Programımız piyasa ekonomisine karşıdır. ÖDP üzerine beyanlar ÖDP'yi tanımayı gerektiriyor."
Tüzel: Ancak sosyal demokrat hareketteki dağınıklığı toparlayabilir
EMEP'ten Tüzel, toplantıda söylenenlerin, "liberal, piyasa düzenci, AB'ci, sosyal demokrat bir sol izlenimi verdiğini" söylüyor:
"İşsizliğe, yoksulluğa, demokrasiye, sosyal güvenlik taleplerine dönük çözümleri bu değerler temsil edemez. Britanya'daki, Almanya'daki politikalar bir şeye çözüm olmuş değil."
Girişimin solda gerçek anlamda bir toparlanma arayışının uzağında olduğunu söyleyen Tüzel, "Ancak sosyal demokrat hareketteki dağınıklığı toparlayabilir" diyor ve ekliyor: "Seçim sürecine dönük yeni bir atılım mı, diye düşündürüyor."
Güler: Piyasa ekonomisini reddetmeden sol olunmaz
TKP Genel Başkanı Güler, "Piyasa ekonomisini reddeden solla ilişkimiz yok, deniyor. Halbuki bunu reddetmeden sol olunmaz. Bu girişim sol değildir" diyor.
"Çığırından çıkmış kapitalizmin saldırısını veri kabul eden bir hareketin değil sol, muhalif bile olması mümkün değil."
Güler, girişimin seçim süreciyle bağlantılı olduğunu söylüyor: "Hatırlarsanız, özellikle Doğan Medya Grubu yazarları eliyle, solda yeni bir parti girişimi olarak tanıtıldı. Sonra düzenleyicileri tarafından hızlı düzeltmeler gündeme geldi. Bunun anlamlandırılması gerek.
"En baştan beri, Türkiye'de ne zaman seçim tartışması gündeme gelse, sosyal demokrasi içinde yeni adaylar ortaya çıkar. Bu bir pazarlık sürecidir.
"Bu girişimin de bu doğrultuda anlamlandırılması gerek. Buradan parti çıkmaz. CHP merkezli bir çizgiye, yeni bir aktör olarak, sendikacı-aydın koalisyonu eklenecek gibi görünüyor."
Güler, DİSK'le ilgili de şunları söylüyor:
"DİSK yeni bir sol, emekçi parti için harekete geçiyorsa, 90'ların başındaki DİSK'in örgütlenmesinin yarıdan da aşağıya inmesinin hesabını vermelidirler. İşçi sınıfının sendikal örgütsüzleştirilmesini izliyor olmanın hesabını vermeliler."
Koçali: Emperyalizmin bugünü, eski "yeni arayışlar"ı tekzip ediyor
SDP'den Koçali, "Aslında 'yeni arayış' sözü cazibeli bir söz. Yeni her türlü arayış çabasını olumlu bulmak gerek, ama, arayanların da ne aradığını çok iyi bilmesi gerek" diyor. Koçali'nin girişimle ilgili saptamaları şöyle:
"Sol derken hep aynı çizgi etrafında dönülüyor: CHP-SHP çizgisi. Sol deyince, benim aklıma sosyalist partiler ve DTP geliyor. Arayışın kolektif bir arayış olması gerek. Adresler anlamında eksikli bir arayış bu.
"Konuları açısından da eksikli. Sol diye tanımlanan partilerin en önemli sorunlarından birinin, devlet çözümlemesinde ve Kürt sorununa yaklaşımda yattığını düşünüyorum. Bu konular ele alınmıyor."
Koçali, böylesi yeni arayışların yeni olmadığını ifade diyor:
"Yeni arayış bugünün sorunu değil. Dünya solu da, Türkiye de bunun peşine hep düşmüştür. 'Artık küreselleşme dönemiyle sağ-sol kalmadı' savını anımsayın. Emperyalizmin yeni biçimi, yeni solcular tarafından pozitif bir anlam yüklenerek aktarıldı. Ama bugün yaşananlar, eski 'yeni arayışları' tekzip ediyor." (TK/EÖ)