Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Ercan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işveren örgütlerini referandumda alacakları tavrı açıklamaya zorlamasının "devletin karakterindeki önemli bir dönüşüme işaret ettiği" görüşünde:
"Devlet ve kamu, önceki dönemden farklı olarak kendisini yeniden, bir şirket gibi kurgulamaya başlıyor. Oligarşik şirket gibi davranmaya başlayan devlet, elini kolunu bağlayan yasal düzenlemeler istemiyor. Bu nedenle referandumdan evet çıkması Erdoğan için çok önemli."
"Merkezi iktidarla sermaye arasındaki çekişmeden çok daha fazlası"
Sabah'ın haberine göre, Erdoğan, referanduma ilişkin yorum yapmanın doğru olmadığını söyleyen Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na anayasa paketinde iş dünyasının talep ettiği tüm düzenlemelerin yer aldığını hatırlatmıştı.
Erdoğan, referanduma ilişkin irade beyanında bulunmayacaklarını açıklayan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'ne (TÜSİAD) ise "bitaraf olan bertaraf olur" diye seslenmişti.
Erdoğan'ın, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının ilk yıllarında sermaye çevreleri karşısında geri adım attığını ancak artık daha kararlı davrandığını hatırlatan Ercan, bu durumu üç farklı parametre ile açıklıyor.
İş çevrelerinin merkezi iktidarla kurduğu ilişki: Başbakan Erdoğan "Taleplerinizi yerine getirdik, şimdi niye bize evet demiyorsunuz?" diyor. İş çevreleri siyasetçilerle böyle bir ilişki içine girdiklerinde bu tip taleplerle karşılaşabilirler.
Yükselen yeni sermaye gruplarının varlığı: Özellikle yerel ve uluslararası ölçekte, Fethullah Gülenci bir dokuya da sahip olan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) dikkat çekiyor. Başbakan'ın sözleri, merkezi iktidarın yükselen sermaye gruplarının varlığından aldığı gücün göstergesi olabilir.
Devletin yapısındaki dönüşüm: Devlet, İngiliz felsefecisi Thomas Hobbes'un "Leviathan" eserinde sözünü ettiğine benzer bir dönüşüm içinde. Enerjide, sağlıkta, eğitimde, uluslararası yeni bağlantılar oluşturmada, kendisi de şirket gibi davranan, oligarşik şirket gibi yönetilen bir devlet görüyoruz. Yeni sektörlere de yöneldiği için büyük bir gücü elinde topluyor.
Şimdilik vatandaşların sermaye gruplarının uygulamalarına müdahale etme, Danıştay'a başvurarak hukuksuzluğu durdurma hakkı var. Metrobüs zammı, TEKEL işçileri, HES'ler bu müdahalenin örnekleri. Yeni devletin kaynak yaratmak için bunu değiştirmesi gerek. Yasal düzenlemelerden kurtulmanın koşulu da referandumdan evet çıkması.
Referandumun özü piyasa mekanizmaları
Ercan'a göre referandum "demokrasi" ve "açılım" gibi kavramlarla değil "piyasa mekanizması" ile birlikte anılmalı.
"Düzenleme piyasa mekanizmasını derinleştiriyor. Ordunun ve devlet mekanizmalarının piyasa mantığı içinde dönüştürülmesine aracılık ediyor. Piyasa ile bütünleşmiş, kendisi de piyasanın bir aktörü gibi hareket etmeye başlayan devletin yeniden yapılaşmasının önünü açıyor." (BB)