İstanbul Beyoğlu’ndaki Aynalı Geçit’teki toplantı salonunda gerçekleştirilen basın toplantısında ilk olarak Özgür Genç konuştu.
Çalışma kapsamında 42 kadının görüşlerini kayıt altına aldıklarını toplamda 60 kadının (bazıları kayıt altına alınmadı) görüşlerinin rapora yansıtıldığını belirten Özgür, çalışmanın Malatya, Hatay ve Maraş’ta yapıldığını söyledi.
Genç, Türkiye genelinde birçok kentte kadınların istihdam durumunun yansıdığını belirterek, depremden etkilenen kentlerde yaşayan kadınların çalışma koşullarının ise raporlara pek yansımadığını söyledi.
Genç, “Bu araştırma çerçevesinde depremden sonraki süreçlerde yeniden inşa süreçlerde, burada kadının emeğinin ücretli emeğin yeni görünümleri nasıl olacak? Kadınlar istihdama katılacak mı? Çalışma rejimlerinde bir değişiklik olacak mı? Bu değişimleri gözlemek istedik. Depremler sonrasında kadınların ev içi emeği nasıl şekillendi, çoğu zaten çadır kentlerde yaşıyor, buradaki emek nasıl şekillendi? Bunu anlamaya çalıştık” dedi.
“Durumu tam olarak anlayabilmek için depremden önceki duruma da bakmak gerekiyor” diyen Genç, “Kadın istihdamı açısından deprem bölgesindeki özel koşullar neler buna da bakmaya çalıştık. Sonrasında kadın istihdamının durumuna bakmaya çalıştık. Kadınların aktarımlarını size iletmeye çalıştık. Sonrasında da sonuç bölümünde politika önerileri sunduk” dedi.
Kadınlar ve erkekler aynı iş için farklı ücret alıyor
Rapordan öne çıkanlar:
*Görüştüğümüz kadınların büyük bir kısmının sigortası yoktu.
*Bazılarının çalıştığı yerlerde fabrikalarda dahi kadınların sigortasız çalıştırıldığını gördük.
*Kadın istihdamının en çok düştüğü üç il Maraş, Malatya ve Hatay.
*Kadınların büyük bir kısmı asgari ücretin altında ücret alıyor.
*Asgari ücret kadınlar için alınabilecek en yüksek ücret. Asgari ücretin altı bir nom haline gelmiş durumda.
*Bu sadece mavi yakalı kadınlar için değil mesela bir Gıda Mühendisi kadın da asgari ücret alabiliyor. Mavi ve beyaz yakalı ayırt etmeden bölgede asgari ücret normal hale gelmiş.
*Malatya’da fabrikalarda çalışanların yüzde 60’ı kadın.
*Dışarıda atölyelerde de çalışanların çoğu kadınlar var.
*Hatay’da ise kadınlar daha çok tarımda çalışıyor.
*Kadınlar baskı altında kaldıklarını söylüyor.
*Erkeklere kimse bir şey demezken kadınlar işten çıkartılmaya çalışabilirler, bezdirilir, böyle sorunlar oluyor.
*Bir kadın dışarıda bile yöneticilerince takip ediliyor. “Kimle görüştün? Seni babana söyleyeceğiz” diye tehdit edildiklerini anlattı.
*Kadınlar taciz gördüklerini anlattı. Bunları dile getirmek de iş kayıplarına neden olabiliyor.
*Kadınları kontrol altına almanın küçük yerler için çok daha geçerli olduğunu söylemek mümkün. İşverenler de bunu çok etkin bir şekilde uyguluyor.
*Sigortasızlık ve asgari ücret normal haline gelmiş durumda.
*Tarımda çalışan kadınlar için kadın yevmiyesi diye bir kavram olduğunu söylediler. Erkekler için farklı kadınlar için farklı bir ücret uygulaması var.
*Erkek şiddeti anlamında da çok yoğun bir artış var.
*Küçük bir alan olduğu için kadın sığınakların yerleri de biliniyor.
*Kadınların tak ettiği bir durum var.
*Bunun yanında kadınların evlenmek zorunda kaldığı koşullar da artmış.
6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN 6. AYI
Kadın depremzedeler nasıl güçlenecek?
(EMK)
