Şili'de darbe lideri diktatör Pinochet'nin cezalandırılamadan ölümü, yaşayan darbeci ve insan hakları ihlalcilerinin yargılanması sorununa dikkat çekti. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), "dünya çapında darbecilerin yargılanması konusunda geç kalınmaması" çağrısı yaparken, '78'liler Girişimi de 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını engelleyen Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını istedi.
Milletvekilleri "Darbeciler yargılanmalı" diyor
bianet'in görüştüğü milletvekilleri, "darbeciler yargılanmalı" görüşünde birleşti. Neden bu konuda bir girişimde bulunmadıkları konusundaysa, Erbatur "CHP'nin değişim için yeterli çoğunluğunun bulunmadığı", Şimşek, "AKP'nin verdiği önerilerin ölümü gösterip sıtmaya razı ettiğini", Yalçınbayır'sa "Yeterli toplumsal talebin olmadığı" yanıtını verdi.
Erbatur: Darbelerden medet ummamak gerektiğini gösterir
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Erbatur, 12 Eylül askeri darbesinin demokratik, parlamenter sistemi askıya aldığını hatırlattı, partilerin kapatıldığını, yargının işlemez hale getirildiğini söyledi.
Darbecilerin yargılanması gerektiği görüşünü dile getiren Erbatur, CHP'nin meclisteki sayısının değişime yetmediğini, konuyu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) gündeme getirmesi gerektiğini belirtti.
Ancak bu sayede, darbelerden medet uman anlayışın kırılabileceğini, sistem içindeki sorunların demokratik yöntemlerle "sandıkta" halledilmesinin yolunun açılacağını söyleyen Erbatur, "darbeler sistemi kesintiye uğratıyor" dedi.
Şimşek: Ölümü gördük sıtmaya razı olduk
CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek "hukuku ortadan kaldıranlar hukuk içinde yargılanmalı" dedi.
12 Eylül döneminde hukukun ortadan kaldırıldığını söyleyen Şimşek, "yargılanmalarını istemek kişisel bir mesele değil, kin değil, hukuku aramak, hukukun üstünlüğünü ispatlamaya çalışmak" dedi.
Anayasanın 15. maddesinin değiştirilmesi için neden girişimde bulunmadıklarını sorusunu Şimşek, "biz ölümü gördük sıtmaya razı olduk" sözleriyle yanıtladı.
AKP hükümetinin verdiği Anayasa değişikliği önerilerini "ölüm" olarak niteleyen Şimşek, bu yüzden, "sivil" niteliği olmayan 1982 Anayasası'na "razı" hale geldiklerini kaydetti.
Yalçınbayır: Yeterli toplumsal talep yok
AKP Bursa Milletvekili Yalçınbayır, darbecilerin yargılanmamasını "toplumsal talebin yetersizliğine" bağladı.
Anayasanın 15. maddesinin generallerinin yargılanması için engel olduğunu belirten Yalçınbayır, "hukuk devletinde böyle özel himayelere gerek yok" dedi.
Yalnızca AKP'nin böyle bir öneri vermesinin de yeterli olmadığına işaret eden Yalçınbayır, parlamentodan 184 imzanın çıkabileceğine inanmadığını ekledi.
Aynı zamanda, toplumsal talebin de oluşması gerektiğini vurgulayan Yalçınbayır, "Ben yeterli toplumsal talep olduğunu düşünmüyorum. '78'liler Girişimi dışında konunun üzerine giden yok" dedi.
Karakaş: 1995'te "gündeme getirmenin anlamı yok" dediler
Eski milletvekili ve Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Onursal Başkanı Ercan Karakaş, 1995 yılında, darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi için girişimde bulunduklarını anımsattı.
Girişim sonucunda, 12 Eylül yasalarının değiştirilmesine imkan vermeyen birinci fıkranın kaldırılabildiğini, ancak darbecilerin yargılanmasına engel olan ikinci fıkranın değişmesi için yeterli çoğunluk bulunamadığını kaydeden Karakaş, "buna karşı çıkanlar, 'Bu tarihte kalan bir konudur, gündeme getirmenin anlamı yok' diye itiraz ettiler" dedi.
Kamuoyunda da meselenin unutulduğunu vurgulayan, anayasanın bu maddesinden bile haberdar olunmadığını söyleyen Karakaş, yalnızca darbecilerin değil, dokunulmazlık nedeniyle yargılanamayan milletvekillerinin de yargılanması gerektiğini kaydetti.
İki maddenin de aynı zihniyetten ötürü değiştirilemediğini, bunun da hukuk devleti olmayı engellediğini sözlerine ekleyen Karakaş, "herkes yasalar önünde eşit olmalı" dedi.
Darbecileri koruyan Anayasa maddesi
Anayasa'nın geçici 15. maddesi şöyle:
"12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
"Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır." (AÖ/TK)