Fotoğraflar: bianet
Önceki gün geçirdiği trafik kazası nedeniyle hayatını kaybeden sinema yazarı, gazeteci Cüneyt Cebenoyan bugün (5 Ağustos 2019) son yolculuğuna uğurlandı.
Önce gazetesi Birgün'de bir tören düzenlendi Cebenoyan için. Ardından öğle namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
"Talihsizlikler yaşayan biri olarak değil, yaşadıklarına rağmen hep hayata karşı güçlü durmuş biri olarak anılmalı" dedi çoğu dostu, seveni.
Adına yapılan törende ve camiide onu pek çok farklı platformdan tanıyan insanlar bir araya geldi.
Başta Cüneyt Cebenoyan'ın ağabeyi Sinan Cebenoyan, eşi Ayşegül Cebenoyan ve kızı Elif Cebenoyan olmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı ve Cebenoyan'ın da dahil olduğu Toplumsal Bellek Platformu'ndan Canan Kaftancıoğlu, Halkların Demokratik Partisi Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Rakel Dink, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, ÖDP Başkanlar Genel Kurul Üyesi Alper Taş, bianet Proje Danışmanı Nadire Mater, Muammer Ketencoğlu, Nedim Saban, Ercan Kesal, Melisa Sözen, Tülin Özen, Derviş Zaim, Seren Yüce, Pelin Esmer, Zümrüt Burul, Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu, Prof. Dr. Ayşe Gül Altınay, Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Açık Radyo'dan Ömer Madra, Meral Madra, Didem Gençtürk, Sema Kılıer, Bülent Aydın, Siren İdemen, Yücel Göktürk, Ali Murat Hamarat, Rauf Kösemen, Çiğdem Öztürk, Derya Bengi, Maside Ocak, Hüseyin Ocak, Alin Taşçıyan, Gürhan Ertür'ün de bulunduğu siyasetçiler, gazeteciler, sanatçılar, sinema yazarları, kültür-sanat gazetecileri, üyesi olduğu Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyeleri, dostları, okurları Cebenoyan'ı uğurladılar.
"On beş yıldır neredeyse her cuma günü basın gösterimlerinde gördüğüm ve filmler üzerine tartıştığım dost canlısı bir insandı" diyen Beyoğlu Sineması teşrifatçısı Ali Erkan da.
Cebenoyan için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da eşi Ayşegül Cebenoyan ile telefonda görüşerek başsağlığı diledi.
"O mücadele etmeyi seçti"
Cebenoyan için gazetede yapılan saygı duruşundan sonra ilk sözü 33 yıllık hayat arkadaşı Ayşegül Cebenoyan aldı.
"Cüneyt benim 33 yıllık sevgilim, can yoldaşımdı" diyen Ayşegül Cebenoyan, birlikte hayatın pek çok güzelliğini ve acısını yaşadıklarını söyledi ve şöyle devam etti:
"İki gündür yazılanlara baktığımda yaşadığı acılara çok fazla vurgu yapıldığı, isyan edildiğini gördüm. Bu yazıları yazan herkese çok teşekkür ediyorum yanımızda olduklarını hissediyorum. Ama ben Cüneyt'in boyun eğmez, inatçı,-mış gibi yapmayan ve dirençli yanından söz etmek istiyorum. Çünkü Cüneyt yaşadıklarının bu coğrafyanın kaderi olmaması için mücadele etmişti. Bu ülkeden kaçabilirdi ama o kaldı. Bu ülkenin haksızlıklarıyla mücadele etmeyi seçti. Cüneyt hesap adamı değildi, hiçbir zaman da olamadı. Olsaydı Cüneyt olmazdı. Keşke şu iki gündür hakkında yazılanları okuyabilse, duyabilseydi. Keşke birbirimizi daha çok dinleyebilsek. Ben Cüneyt'e çok teşekkür ediyorum. İyi ki hayatımı onunla geçirmişim."
"Komikliği ve sıcaklığıyla hatırlayacağım"
Kızı Elif Cebenoyan ise "Babam beni hayatta en çok güldüren insandı" dedi.
"Benim espri anlayışımı 'Benim esprimi bir ablam anlardı bir de bu' diyerek beni işaret ederdi. Babamı komikliğiyle, sıcaklığıyla, şefkatiyle, kararlığıyla bütün yönleriyle hatırlamak için elimden geleni yapacağım."
"Bizimki 70'lerin klasik hikâyesi"
Söz alan Hayri Kozanoğlu ise Cebenoyan'ı eleştirmenin kolay olmadığından söz etti ve şunları söyledi:
"Çünkü en büyük eleştirisi kendineydi. Özeleştiri geleneğinin olmadığı bir toplumda kendisi yaptıklarını, düşündüklerini, yazdıklarını sürekli gözden geçiren bir insandı. Bu nedenle onu eleştirmek hakkını da bulamazdınız.
"Cüneyt, Birgün'de 15,5 senedir aralıksız yazan çok az kişiden biri. Zamanla bazı insanlar savruldu, bazıları yoruldu ya da beklediğin bulamadı. Ama Cüneyt hep devam etti yola.
"Bizimki aslında 70'lerin klasik bir öyküsü. İlk aşkları, sofraları paylaştık. Bazen de sahaları paylaştık. İlk siyasi bilinçlenmemiz birlikte oldu. 12 Eylül'de güvendiği abilerinin savrulup gitmesinden çok etkilenmişti. Ama Boğaziçi Üniversitesine girer girmez, o yaprak kıpırdamayan günlerdeki bir 1 Mayıs yazılaması yüzünden 14 ay hapis yattı. Ama Cüneyt bunu da bir yaşam sınavı kendini geliştirmenin, ülkesini tanımanın bir aşaması olarak gördü.
"Cüneyt'in bir bahtsızlık numunesi, bir kadersizlik abidesi olarak hatırlanmasını değil tüm bu zor koşullara karşı sabırla, sebatla, kararlılıkla sözünü söyleyen bir sanat eleştirmeni olarak hatırlanmasını istiyorum."
"Geniş ailemizin bitmeyen umuduydu"
Kaftancıoğlu ise "Bizim geniş ailemizin, Toplumsal Bellek Platformu Ailemizin bitmeyen, tükenlemeyen umuduydu" diyerek Cebenoyan'ı andı.
"Cüneyt'i insanlar hep acılarıyla anıyor. Cüneyt bu kadar acıya ve yaşanmışlığa rağmen hayata inadına umutla bağlı, inadına dünyayı güzelleştirmeye çalışan ve inadına hayallerini hayata geçirmeye çalışan bir arkadaşımızdı. Cüneyt'in arkasından bizlere yaraşan gözyaşlarımızı içimize akıtarak onun inandıklarını ve yarım bıraktıklarını hayata geçirmek için mücadele etmek geliyor. Cüneyt eminim kendini daha mutlu ve huzurlu hisseder."
"Sevinç kaynağımızı yitirdik"
SİYAD'tan Necla Alkan da şunları söyledi:
"Net, sade, tok sözlü, mücadeleci bir insandı Cüneyt. Bu kayıp duygusunu hiçbir zaman içimizden atamayacağız. Sinema yazarlığı da bir mücadele alanıdır. Toplmusal mücadele alanıdır. Düşünce ve duyguların paylaşıldığı bir alandır. Sinema yoluyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Zamanını anlama anlamlandırma çabasını çok duyarlı bir şekilde gerçekleştirdi Cüneyt. Sanırım onun yazarlık mücadelesi gelecek kuşaklar açısından çok daha önemli olacaktır."
Toplumsal Bellek Platformu adına konuşan Hüseyin Ocak ise "Toplumsal Bellek Platformu olarak sevinç kaynağımızı,Cumartesi İnsanları olarak da bizi sonuna kadar destekleyen bir yüreği yitirdik" dedi. (AÖ)