Faillerin yargılanması, gözaltında kayıpların akıbeti araştırılması talebiyle her hafta Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapan ancak polislerce engellenen Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın “Galatasaray Meydanı'nda açıklama yapmak istiyoruz” mücadelesi sonuç verdi.
Eylemlerinin 972. haftasında ellerinde karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri / insanları açıklama yaptı.
Kayıp yakınları adına açıklamayı okuyan İkbal Eren, “Beş buçuk yılın ardından bu meydandayız” dedi.
"Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz"
Eren şöyle devam etti:
"972 haftadır gözaltında kayıplar gerçeğine, bu suça eşlik eden inkar ve cezasızlık politikalarına dikkat çekmek için bu toprakların en uzun hakikat ve adalet mücadelesini sürdürüyoruz."
"972 haftadır, kayıplarımızı gündeme taşımak, devleti yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak amacıyla kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. Bizim bu çabamız 25 Ağustos 2018 tarihinden beri polis şiddeti ve gözaltılar ile engelleniyordu. Geçen 5 yılı aşkın zamandan sonra kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği temsilcileri olarak karanfil ve fotoğraflarımızla Galatasaray’dayız."
"972. haftamızda Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istiyoruz."
"27 Ekim 1995 günü Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu'na bağlı askerler Yüksekova’ya bağlı Ağaçlı Köyü'ne geldi. Askerler köylüleri dipçikliyerek, yaşlı insanları yerlerde sürükleyerek köy meydanında topladı. Rastgele seçilen 73 yaşındaki yürüme zorluğu çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Tabur’una götürdü."
"Onları sormak için tabura giden ailelere. Binbaşı Yurdakul, “ 24 saat gözaltında tutulacaklar” dedi. Aileler tekrar tabura gittiğinde ise “kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin” dedi. Ailelerin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı, üç köylüden bir daha haber alınamadı."
"Olay Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına; “Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır.” şeklinde geçti.
"Ancak tanık beyanlarına rağmen, suça iştirak edenlerin itiraflarına rağmen açılan dava kesin beraat hükmü ile sonuçlandı.
"İç hukuktan sonuç alamayan aileler, AİHM’e başvurdu. AKP Hükümeti AİHM’e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, üç kişinin kaybolması nedeniyle üzgün olduğunu belirtti ve kayıplarla ilgili etkin soruşturma yürütmeyi taahhüt etti. İhlali kabul ederek tazminat ödeme yoluna gitti ( Karar Tarihi: 18.12.2003-Başvuru no: 31730/96).
"972. haftamızda bir kez daha söylüyoruz: Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken, Münür Sarıtaş ve tüm kayıplarımızı aramaktan, faillerinin yargılanarak cezalandırılmalarını talep etmekten vazgeçmeyeceğiz."
Açıklamanın ardından kayıp yakınları, Cumartesi Meydanı’na çiçek bıraktı.
Yelirlikaya'nın açıklamasının ardından ilk eylem
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Urfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya, Galatasaray meydanındaki oturma eylemleri yasaklanan ve darp edilerek gözaltına alınan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın durumunu sormuştu.
Yerlikaya şu yanıtı vermişti: “Cumartesi Anneleri'nin yaşadığı mağduriyettir. En kısa zamanda sürede çözüm üreteceğiz. Bu hafta gördünüz gözaltı yapmadık.”
Ne olmuştu?
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na saldıran polis 23 kişiyi gözaltına aldı. Ardından 46 kişiye "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla dava açıldı.
1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. 82 yaşındaki annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı.
Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle bugüne kadar 11 Kasım 2023 Cuma engelleniyordu.
(EMK)