Yeğen'e göre, artan şiddetin kökenlerine dair, henüz belirgin bir resim oluşmuş değil. Ama yaşananlar, "PKK'nin kendisi, devlet ve ABD için sürecin tıkanmış olduğunu, soruna ve bölgeye dair bir siyaset değişikliğine gidiliyor olduğunu" gösteriyor.
"Yaşananlar ya yeni bir iradenin ya da bunun karşılığının sonucu olabilir."
ABD'yi referans kabul etmek
Yeğen, Kürt hareketi içinde, iki ana çizginin olduğunu söylüyor.
"1. Gelenekselci, Barzani çizgisi. Buna 'Kürt demokratik sağı' da denebilir. Bu çizgi, sola karşı aşırı eleştirel bir tutum, nefret denebilecek bir tutum geliştiriyor. Kürt milliyetçiliği çizgisi bu. Şu an ne kadar güçlüdür bilemiyorum, ama bir yandan güçleniyor.
2. DEHAP kitlesi. İki sene önce sorsaydınız, 'DEHAP güç kaybedecek' derdim. Ama Türkiye'deki milliyetçilik bu çizgiyi de körüklüyor.
Bu çizgi, ABD'nin Kürtler üzerinden tanımladığı Ortadoğu projesini referans kabul ediyor. Bu PKK için bir yabancılaşma. Kürtler açısından bir imkan gibi görünebilir, ama bence vahim bir durum."
Yeğen, artan şiddetle ilgili "ilginç donelerin" bulunduğunu da söylüyor:
"Birincisi, 'Kürt direncinin' PKK'nin kontrolünden çıkmaya yüz tuttuğuna dair göstergeler. Müdahaleler buna yönelik olabilir."
Diğer konu da, Hasan Özen'in ve Hikmet Fidan'ın öldürülmesi.
"Bu çok ilginç. Benim tahminim, eğer Türkiye Kürtlerinde Güney'deki, yani Kuzey Irak'taki oluşuma dair bir sempati varsa, bu PKK'nin hoşuna gidecek bir şey değil."
"PKK'de liderlik kültü pekişerek devam ediyor"
Yeğen, "PKK, sergilediği performansla demokratik bir siyasi duruşun peşinde olmadığını gösterdi" diyor.
"PKK'nin kendisi de demokrasiye hazır değil. Liderlik kültü pekişerek devam ediyor. Liderin veya sürükleyici örgütün karşısına bir rakibin çıkması, PKK'yi rahatsız eder.
Bu durum, PKK üzerinden Kürtleri kontrol etmeye çalışanları da rahatsız eder. Öte yandan, PKK'nin tamamıyla Genelkurmay'ın kontrolünde olduğunu söylemek de, elde bir kanıt olmadan, güç."
"Aydın çağrıları yerine yeni araçlar gerek"
Yeğen, son dönemde yoğunlaşan, aydınlardan gelen bildirilerin etkisinin olmadığını, PKK'den tümüyle bağımsızlaşmak üzerine yeni araçlar bulmak gerektiğini düşünüyor.
* PKK'yi ve devleti eşit muhataplar olarak görüp seslenmek, sonuç alınmayacağını bile bile lades demek.
* İş siyasi partilerde düğümleniyor. Kitleselleşebilecek bir sol harekete ihtiyaç var.
Yeğen, özetle Kürt sorununun dille ilgili, yayınlarla ilgili ( Eğitim-Sen örneğinde olduğu gibi çark etmeyen) bir tutum gerektiğini söylüyor ve PKK'yle sempati ilişkisi kurmayan bir siyasi dil öneriyor.
"Ancak, bu işe soyunanlar, geçmiş dillerinden vazgeçecek gibi görünmüyor. Bu sorunda, esas büyük aktörler devlet ve ABD. Onların ne yapacağına bakmak gerek."
"Modern siyaset sorunu çözecek olgunlukta"
Yeğen'e göre; Kürt hareketinin milliyetçilik dışında bir çıkar yol bulması olasılığı düşük; çünkü "Türkiye solu çökmüş durumda".
"Bu şans ÖDP zamanında yakalanabilirdi.
Kürt sorununun bir etno-politik, ulusal karakterli bir sorun olduğu açık. Bence, modern siyaset, Kürt sorunu türünden etno-politik sorunları, demokrasiyi derinleştirerek çözecek olgunluğa, araçlara sahip. Federasyon gibi alternatifleri konuşmak gerekmiyor.
Dolayısıyla bu sorun ya AB'nin oluşturduğu referans çerçevesi üzerinden çözülecek ya da büyük bir kapışma üzerinden." (TK/EÜ)