AİHM, vicdani retçi Osman Murat Ülke'yle ilgili kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz" diyen 3. maddesini ihlalden, Türkiye'ye 10 bin avro para cezası verdi; dava masrafları için de bin avroya hükmetti.
Coşkun, "Dilerim devlet gerekli düzenlemeleri yapar ve farklı ceza dayatmalarıyla, vicdani retçi olan birine emre itaatsizlikten ceza verilmesi gibi hukuk dışılıklarla uğraşmayız" dedi.
Coşkun: AİHM Türkiye'ye "Kullandırmadığın hakkı kullandır" dedi
AİHM kararının, askeri ceza kanununun da değişmesini zorlayacak bir ilk olduğunu söyleyen Avukat Coşkun, "Bu karar çok büyük bir aşamadır. Yargılanan vicdani retçiler için emsaldir" dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti, vicdani reddi bir hak olarak tanıdı, ama bu hak toplumda somut yerini bulmayan bir haktı. Kimse yararlanamadı.
"Vicdani reddi askerliğini yapmış olanlar veya kadınlar savunduğunda işlem yapılmıyordu; ama askerlik çağına gelmişler savunduğunda, farklı ceza dayatmalarıyla karşılaşıyorlardı; emre itaatsizlik gibi.
"AİHM, Türkiye'ye 'tanıdığın hakkı iç hukukunda düzenlemek zorundasın; varolan ama kullandırmadığın hakkı mevzuatında düzenlemek zorundasın' diyor."
"AİHM kararını Tarhan davasında Askeri Yargıtay'a sunacağız
Sivas Askeri Mahkemesi, Askeri Yargıtay'ın kararına karşılık bir önceki kararında direndiği için, Mehmet Tarhan'ın dosyası Yargıtay Genel Hukuk Kurulu yolunda.
Coşkun, "AİHM'nin Ülke kararını, emsal karar olarak göndereceğiz; genel kurulun bunu dikkate alacağını umuyorum" dedi.
Coşkun'a göre, AİHM kararı şu an yargılanan üç vicdani retçi için de, daha sonra vicdani reddini açıklayacak olanlar için de olumlu.
"Şu an Halil Savda davası da Askeri Yargıtay'da. Mehmet Bal davasıysa Adana 6. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde bekliyor. Karar bu davaları da etkileyecek."
"Her isteyen 'ben vicdani retçiyim' diyemeyecek"
Coşkun, Osman Murat Ülke'nin vicdani ret mücadelesinde ilklerden olduğunu anımsattı:
"Ülke'nin yaşadıkları, Ekim 2006'da on yılını dolduracak. 1996'la 1999 arasında, defalarca cezalandırıldı; tam 701 gün hapis yattıktan sonra, 9 Mart 1999'da tahliye oldu."
Coşkun, AİHM kararının yanlış anlaşılmaması gerektiğini de vurguladı:
"Vicdani reddi savunan insanlar, şiddete karşı olan, barışı savunan insanlar. Günlük yaşamlarında da bunu gündeme getiren kişiler. Vicdani reddinizi açıkladıktan sonra şiddet uygulayamazsınız. Yaşamınızın düşüncenizle özdeşleştirmeniz gerek. Herkes 'vicdani retçiyim' diyemeyecek; yaşamıyla örtüşmek, orantılı olmak zorunda." (TK)