bianet'in görüştüğü Erkem, savcılıktan kendisine gönderilen yazıda, hakkında soruşturma başlatıldığı bilgisinin yer aldığını, on gün içinde savunmasını vermemesi halinde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağının bildirildiğini söyledi.
Ancak, avukatının Ceza Muhakemesi Yasası'nın (CMK) 153. maddesi gereğince dosyanın bir örneğini istemesine karşın dosyanın örneğinin verilmemesi üzerine, savunma hakkının ihlal edildiğini söyleyen Erkem, savunmasını vermedi.
Erkem: Basın açıklaması sayesinde çocukların durumu düzeldi
Söz konusu dönemde, İzmir Barosu'nun İşkenceyi Önleme Grubu'ndan (İÖG) sorumlu yönetim kurulu üyesi olan Erkem, Buca cezaevinde Çocuk Koğuşu'nda çıkan isyanın öncesinde, çocuk hükümlülere işkence yapıldığına ilişkin iddiaların yer aldığı Baro avukatlarınca tutulmuş birçok tutanağın, avukatların çocuklarla görüştürülmemesi ve çocuklarla ilgili sevk dilekçelerinin cezaevi yönetimince kabul edilmemesi gibi bilgilerin ellerinde olduğunu söyledi.
Erkem, bu iddiaları ve bilgileri basına duyurmalarının ardından, Adalet Bakanlığı'na bağlı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü temsilcileriyle, yargıçlarla İzmir Barosu Çocuk Hakları Komisyonu'nun da katıldığı görüşmelerin yapıldığını, bunun sonucunda da Bergama Çocuk Cezaevi'nin kurulduğunu vurguladı.
"Çocuk hükümlüler bu sürecin sonunda şimdi çok daha iyi koşullardalar. Bu da işkence iddialarını bilinir kılmamızla gerçekleşti. Ama bunun bedeli benim yargılanmam oldu."
İHGD: Soruşturma derhal durdurulmalı
Erkem'in de üyesi olduğu İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), savcılığın "cezaevindeki isyanla ilgili başlatılan soruşturma henüz tamamlanmadan soruşturma konusu eylemle ilgili beyanda bulunduğunu, bunun da soruşturmayı gerektirir nitelikte olduğunu" bildirdiğini açıkladı.
İHGD, "Türkiye'de savcılar işkenceye ve kötü muamele vakalarını önlemek için çaba harcayan insan hakları savunucularını değil, işkence ve kötü muamele iddialarını bağımsız ve tam bir şekilde soruşturup, sorumluları adalet önüne çıkarmakla yükümlüdürler" dedi.
2003'te Buca'da ne oldu?
İHGD, olayla ve soruşturmayla ilgili hazırladığı raporda, 2003 yılında yaşananlarla ilgili şu bilgileri anımsattı:
* 5 Kasım 2003'te Buca Cezaevi Çocuk Bölümü'nde isyan çıktığı iddiasıyla, cezaevinde bulunan güvenlik kuvvetlerinin müdahalesi sonucunda 42 çocuğun adı geçen olay nedeniyle cezaevi savcılığınca ifadelerinin alınacağı belirtildi; İzmir Barosu'nun CMUK uygulama servisinden savunman atanması talep edildi.
* İzmir Barosu'nun görevlendirdiği avukatlar bulguları saptamak ve soruşturmada bulunmak için cezaevine gittiler. İlk giden 8 avukat çocuklarla görüştü, gerekli beyanları tutanakla saptadı, gözlemledikleri yara ve benzeri bulguları tutanağa yansıttı, nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturmada hazır bulundu.
* Sanıkların çokluğu nedeniyle Buca Cezaevi'ne daha sonra 6-7 Kasım tarihlerinde giden avukatlar, çocuklarla önceki grup gibi görüşme yapamadılar. Kendilerine engel çıkarıldı, yaralı bazı çocukların hastaneye sevkleri konusunda hazırladıkları dilekçeler alınmadı, cezaevi savcısının raporlu olduğu, cezaevi müdürünün de böyle bir görevi olmadığı, hakarete varan sözlerle avukatlara bildirildi. Bu durum avukatlar tarafından tutanakla saptandı.
* Olayın soruşturması sürerken, savcının aldığı ifadelerde 13 çocuk sürekli dövüldüklerini savcılık ifadelerine yansıttı, hatta bu çocuklardan dördünün yaraları bizzat savcı tarafından tutanağa geçirildi.
* Buna karşılık olayın soruşturulmasıyla görevli olan Cumhuriyet Başsavcılığı kötü muamele bulunmadığı yönünde açıklamada bulundu.
* Savcılık ifadelerinden başka, avukatların saptadığı diğer 6 çocuğa ilişkin ifadelerde, kendilerinin koğuştan çıkarıldıktan sonra cezaevi bahçesinde iç çamaşırlarına kadar soyuldukları, burada görevliler tarafından dövüldükleri, daha sonra hücrelere konuldukları, yeterli battaniye ve elbiselerin verilmediği, dövme olaylarının burada da sürdüğü beyan edildi.
* Ayrıca, yapılacak soruşturmada dövme olayını söylememeleri için cezaevi görevlilerince tehdit edildiklerini de belirttiler.
* Avukatların engellenmesi ve elde edilen bulgular üzerine, İzmir Barosu İşkenceyi Önleme Gurubu'ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi sıfatıyla Avukat Nalan Erkem tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
* Açıklamanın ardından, 7 Kasım 2003'te, Cumhuriyet gazetesinde "İsyan geliyorum dedi", Milliyet gazetesinde "Buca'da işkence iddiası", Hürriyet gazetesinde "Cezaevindeki isyanın nedeni işkence mi?" başlıklı haberler yayınlandı. (TK)