Çoban, görüşmelerin kamuoyuna ortada bir pazarlık varmış gibi gösterilmesini eleştirdi:
"Hükümet, kamu çalışanlarının ücretlerine yapılacak artışları bütçede önceden belirliyor. Bütçenin hazırlanması ve planlanmasında sözü olamayan kamu emekçilerinin ise yaptırım gücü yok."
Görüşmelerde sendikalar arasında ortaklaşma sağlanmaya çalışmasına karşın sendikaların yapısı itibarıyla bunun mümkün olmadığına dikkat çeken Çoban, "KESK, kamu çalışanları arasındaki ücret dengesizliklerini, çalışma koşullarını ve çalışanların sosyal haklarını gündeme getiriyor, ama bunlar kamuoyuna yansımıyor; yansımayınca da ortada bir pazarlık varmış gibi gözüküyor" diye konuştu.
Çoban, toplu sözleşme ve grev hakkı için anayasa değişikliği gerektiğini savunan hükümetin bu konuya ilişkin tutumunu ise şöyle değerlendiriyor:
"Hükümetin yaklaşımı, gerçekten bir toplu pazarlık sistemi kurmak değil. ILO ve AB'den gelen eleştirilerin önüne geçecek kısıtlı bir düzenleme öngörüyor. Demokratikleşme yaklaşımı yok. Hükümet, tıpkı işçilere uyguladığı gibi, gerçek bir grev ve toplu sözleşme hakkı istemiyor. Hükümetin talebi uluslararası ilişkiler açısından bunun problem olmaktan çıkması. Yaklaşımı dar."
Çoban: İstenen iş güvencesini ortadan kaldırmak
Çoban, ücret artışı tartışılırken gözden kaçırılan esas önemli gelişmenin Kamu Personeli yasa tasarısıyla yapılmak istenen değişiklikler olduğunu vurguladı.
Çoban yapılması öngörülen değişikliklerle iş güvencesinin ortadan kaldırılarak sözleşmeli personel uygulamasının tamamıyla getirilmek istendiği söyledi.
Sözleşmeli öğretmen alımının, -sağlık alanında yasak olmasına karşın- taşeron firmalar aracılığıyla sözleşmeli hemşire ve doktor çalıştırılmasının ve son dönemde Telekom özelleştirmesi sırasında büro emekçilerinin yaşadıklarının, hükümetin amacını açıkça gözler önüne serdiğini ifade etti.
"Birlikte mücadele gerekiyor"
Yaşanan bu gelişmelerin işçilerle kamu çalışanları arasında bir fark kalmadığını gösterdiğine dikkat çeken Çoban şöyle devam etti:
* Kamu alanıyla özel alan çalışanı tek tipleştiriliyor. Kamu çalışanlarının iş güvencesi ortadan kalkmış oluyor.Talep edilmesi gereken, bir bütün olarak çalışma ilişkilerinin radikal bir şekilde düzenlenmesi.Varolan sistemi ortadan kaldıran, ortak bir sendikal haklar yasasına ihtiyaç var.
* İşçi ve memurların sosyal güvenceleri için, gerçek bir toplu pazarlık sistemi ve grev anlayışının oluşması için, birlikte mücadele edilmesi gerekiyor. Şu an süren görüşmelerin bir tek olumlu yanı varsa, bu ihtiyacı gözler önüne sermesi. (KÖ)