Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim beyannamesini açıkladı.
CHP lideri, "Kürt yurttaşlarımız kendi kimliklerini özgürce yaşayacak. Alevilere eşit yurttaşlık hakkı hayata geçecek" derken, konuyla ilgili detay vermedi.
Kılıçdaroğlu, 4C uygulamalarını kaldıracaklarını ve taşeronluğa son vereceklerini açıkladı. KOBİ'lere yüzde sıfır faizli kredi vaadinin yanı sıra taksi esnafına da ÖTV ve KDV müjdesi verdi. Projelerin kaynağını da 15 aylık askerliğin 6 aya inmesiyle ortaya çıkacak tasarrufla karşılanacağını iddia etti.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, Adli Tıp Kurumu'nun da özerk hale getirileceğini söyledi. Yüzde 10 seçim barajının ve dokunulmazlıkların da kalkacağını söyledi.
Ekonomiyle ilgili de şunları söyledi:
"Üreten Türkiye istiyoruz. Güçlü sosyal devlet, istikrarlı büyüme ve sıcak paraya teslim olmamış, dünyadan kopmamış rekabetçi ekonomi istiyoruz. Güneydoğu için yüzde 9 büyüme hedefi koyduk. Her yıl 800 bin kişiye iş sağlayacağız. Teşvik uygulama müsteşarlığı kuracağız. İş insanlarının önündeki engelleri kaldıracağız, yeter ki istihdam yaratsınlar."
"Özgürlükler anlamında ileri adımlar var"
bianet'e konuşan Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fuat Keyman, CHP'nin seçim beyannamesiyle ilgili şu yorumları yaptı:
* CHP'nin seçim beyannamesini geçmiş seçimlerle kıyasladığımızda, çok ileri olduğunu görebiliriz. Sadece ekonomi anlamında değil, özgürlükler ve sosyal adalet anlamında da ileri adımlar mevcut.
* Toplumdaki farklı grupların haklarını ve yoksulluk sorununu anlayan bir CHP var karşımızda. Toplumun farklı kesimleriyle buluşmayı hedefliyor. Ancak bu seçim beyannamesi de Türkiye'deki Kürt, Alevi, gayrimüslim azınlıklar sorunlarına somut anlamda çözümler sunmuyor.
* Bu nedenle, bu beyanname de seçimi kazanmaya, iktidara gelmeye yeterli değildir. Ekonomide sunulan somut göstergeler, sosyal sorunlarda görülmüyor. Başörtüsü sorununda ya da Kürt sorununda somut adımlar yok.
* Somut çözümler sunulamamasının nedeni, CHP'nin hem aday listesindeki hem de seçmen tabanındaki ikili yapı. AKP karşıtı ve rejimi koruma anlayışındaki adaylar ile sosyal demokrasiye dönük adayların yan yana olması bu ikili yapıyı oluşturuyor. Bu yapı, seçim beyannamesine de yansıyor ve olumlu yönlerinin yanında sorunları da beraberinde getiriyor.
* CHP, aile sigortası gibi somur bir şey öne sürerek AKP'yi etkilemiş oldu. Yoksulluğa karşı mücadeleyi öne çıkararak daha sosyal demokrat bir çizgiye yönelebileceğini gösterdi. Bu bir ilk adımdır. Buna benzer girişimleri Brezilya'da da görmüştük. Fakat bunları yaparken iş dünyasına sırtını döndüğü eleştirisi gelmişti. Beyannamede de iş dünyasıyla ilgili muğlak laflar edildi.
"Somut çözümler AKP'yi zorlardı"
* Beyannamede proaktif ve sosyal demokrasiye yakın yerler var. Ama temel sorun, CHP'nin adayları içindeki merkez sağ isimler ve Ergenekon sanıklarıdır. Muğlaklıkların sebebi de, partide ön sıralarda bulunan merkez sağ isimlerin bu söylenenlere inanmaması.
* Beyanname oy kazandırır mı? Yüzde 30'lara varacak bir yükseliş mümkün olabilir ancak seçim kazandırmaya yetmez.
* Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu olduğunu telaffuz etseydi, başörtülüler ile ya da Kürt, Alevi sorunuyla ilgili somut çözümler önerseydi, sosyal demokrasiye kayma anlamında inandırıcı olurdu. AKP'yi daha fazla zorlardı. (AS)