İktisat, İşletme ve Finans dergisinin yayın yönetmeni Ali Bilge, izlediği Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurultayını bianet'e yorumladı.
Bilge, CHP'de olup bitenin, demokratik bir değişim değil iki Kemalist iktidar arasında bir iktidar savaşı olduğu görüşünde.
CHP'nin dünkü olağanüstü kurultayı öncesinde, delege yeter sayısıyla ilgili çıkan tartışmaların ardından, yeterli sayıya ulaşıldığı ve kurultayın yapılacağı açıklanmıştı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sunduğu tüzük değişikliği de dün kabul edildi.
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, yeter sayıya ulaşılmadığının yazılı olduğu bir dilekçe vermek istedi ancak önce salona alınmadı, sonra başvurusu reddedildi.
CHP'deki Deniz Baykal ve Önder Sav ekibi ile Kılıçdaroğlu çekişmesini "iktidar savaşı" olarak niteleyen Bilge, kurultayı, bugüne nasıl gelindiğini ve sonrasında olabilecekleri şöyle anlattı:
* Dünkü kongrede yeni tüzüğün "demokrasiyi geliştireceği" söyleniyor ancak bunun bir gerçekliği yok. Zaten Parti Meclisi (PM) üyeleri de tüzükte bu yönde bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle önerge verdi.
* Bu reddedilince muhalif gruplar delegelere başvurdu ve 400'e yakın delege olağanüstü genel kurul yapılarak tüzüğün burada görüşülmesi için başvurdu. Onun üzerine mecburen genel kurul yapmak durumunda kaldılar. Genel merkezden de genel kurul çağrısı gelince, karşımıza iki kurultay çıktı.
* Bu kongre "demokrasi şöleni" adı altında yapıldı ama parti delegasyonunda önemli bir bölüm de kongrede temsil edilmedi. 900 civarında delegenin katıldığı söyleniyor ancak, bu sayıya ulaşılması için imza sahtekarlığı yapıldığını söyleyenler de çıktı.
* Tüzük kurultayı, partinin iç işleyişinin demokratikleşme kurgusu üzerine yapılıyor. Bu anlamda başarılı bir sonucun ortaya çıktığını söyleyemeyiz.
* Tüzükteki demokratikleşmeye yönelik olduğu iddia edilen hedeflerle ilgili temelde, parti genel başkanının yetkileriyle ilgili bir tartışma yürütülüyordu. Bu tüzük değişikliği eski Genel Başkan Baykal döneminde hazırlanmıştı.
* Genel sekreterlik yetkilerinin azaltılıp genel başkanın yetkilerinin arttırılması yönünde Baykal ve Sav arasında tartışma söz konusu olmuştu. Sav o dönem, Kılıçdaroğlu'na destek oldu.
* Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda ise Sav'ı tasfiye etti ve Baykal'ın öne sürdüğü tüzüğü olduğu gibi benimsedi. Bunun da demokratikleştirilip değişeceğini söyledi ancak tüzük değişmeden, olduğu gibi kurultaya geldi.
"İki grup arasındaki iktidar savaşı"
* Kılıçdaroğlu ekibi ile muhalifler arasında çok büyük ideolojik ayrılıklar yok. Olup biten, iki grup arasındaki iktidar savaşından ibaret. "Yeni CHP" söylemi yanlış. Sinan Aygün, Aydın Ayaydın, Süheyl Batum'la yani Türkiye'de merkez sağın ya da ulusalcı ve milliyetçi sağın unsurlarıyla yeni bir CHP yaratılamaz.
* CHP, Haziran ayında da olağan genel kurul yapacak. Kılıçdaroğlu başa geçtiğinden beri ekibe güvenmediğinden, üye ve delege yapısını değiştirmek istiyordu. İl başkanlarını görevden aldı, ilçe yönetim kurullarını değiştirdi. Haziran ayına giderken kendisine uygun bir delege yapısıyla gitmeyi amaçlıyordu. Çünkü o genel kurulda Parti Meclisi (PM) seçilecek.
* Baykal ve Sav ekibi ise kendilerinin yıllardır oluşturduğu delege ve üye yapısıyla Haziran'daki genel kurula gitmek istiyorlar. Partiden kopuşlar yaşanacaksa bile, bunun için Haziran ayındaki gelişmeler beklenecektir.
* Tüzükte görünürde bazı iyileştirmeler var. Örneğin, genel başkanın milletvekili adaylarının yüzde 25'ini belirlemesi oranı, yeni tüzükte yüzde 15'e düşüyor. 80 kişilik PM, 60'a iniyor. Ama bu tür gelişmelere abartılı yaklaşmamak lazım.
* "Sola, sosyal demokrasiye yönelik yeni bir CHP var", "Parti içi demokrasi gelişti" gibi yaklaşımlar çok abartılı. Yeni yönetimin de Kürt meselesi, Ergenekon davası, Avrupa Birliği (AB) gibi konulara yaklaşımı da öncekilerden çok farklı değil. (AS)