Polis şiddetinin tekrarlanmasının en önemli nedenlerinden biri olan cezasızlık, Nijer’de basının ve hak savunucularının tepkisi sonucu, bu kez yerini sorumluların cezalandırılmasına bıraktı.
Bir eylemcinin öldürülmesi, diğerlerinin yaralanmasıyla sonuçlanan polis saldırısının görüntüleri yayınlanınca, medya ve hak savunucuları hükümete cezasızlığın sonlanması için baskı yaptı.
Polisler yargı önüne çıkarıldı ve hem hapis hem para cezasına çarptırıldılar.
Cezasızlığın sistemli bir devlet politikası olarak uygulandığı, polis cinayetlerinin ya hiç soruşturulmadığı ya da “zamanaşımına bırakıldığı” Türkiye’deki gibi cezasızlıkla baş etmeye çalışan Nijerli hak savunucularının kazanımını derledik.
Yetkililer, eylemcilere polis şiddetini kınadı
10 Nisan 2017’de Nijer'in başkenti Niamey’deki Abdou Moumouny University’de öğrenciler protesto gösterisi düzenledi, polis de protestoya müdahale etti. Polisin şiddetli saldırısı sonucu Malah Bagalé adlı öğrenci öldürüldü, birkaç öğrenci ağır yaralandı.
11 Nisan 2017’de polis şiddetinin videosu yayınlandı. Sosyal medyada hızla yaygınlaşan videoda, üç polisin bir öğrenciyi minibüse bindirerek copla dövmelerinin görüntüsü yer alıyordu.
Video halkın büyük tepkisini çekti, medya ve hak savunucuları da soruşturma açılması ve adalet talebinde bulundu.
Bir hafta sonra, polis yetkilileri yazılı açıklama yayınladı, eylemcilere yönelik şiddeti kınadılar ve faillerin tutuklandığını söylediler.
Araçta dövülen öğrenciye manevi tazminat
22 Ağustos 2017’de, Nijer polisinin “Çevik Kuvveti” olan birimde çalışan polislere açılan davada karar verildi: Birer yıl hapis cezası.
Ayrıca polis aracında dövülen öğrenciye de 15 milyon CFA (yaklaşık 27 bin ABD doları) manevi tazminat ödemeye mahkum edildiler.
“Cezasızlığa karşı güçlü bir mesaj”
Batı Afrika Medya Vakfı (MFWA) olayı, “Cezasızlıkla mücadele” başlığıyla sayfalarına taşıdı.
Vakıf, polislerin cezalandırılmasından duyduğu memnuniyetini belirtti ve bunun, cezasızlığa karşı güçlü bir mesaj olduğunu ifade etti:
“Nijer’e, adalet çağrılarına karşılık vermesinden ötürü takdirlerimizi sunuyoruz. Polis saldırısında öldürülen öğrenci Malah Bagalé’nin ailesinin de adalete ulaşmasını talep ediyoruz.”
“Cezasızlık” ne demek?
Türkiye’de de cezasızlık dosyaları birikirken, adalet talebi de her gün daha güçlü dillendiriliyor.
Cezasızlığın “kendi kuyruğunu yiyen yılan” gibi bitmez bir döngü olduğunun en somut örneklerinden biri, Tahir Elçi cinayeti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, hukukçuluk hayatını cezasız kalan davaları takibe adamıştı. Lice katliamından 21 yıl sonra sorumluların yargı önüne çıkarılması için uğraştı, açılan dava halen sürüyor.
Polis şiddetinden, köy yakmalara, faili meçhul cinayetlerden, gözaltında zorla kaybetmelerle yargısız infazlara dek birçok suçun cezasız kalmaması için çabalarken, 28 Kasım 2015’te sokak ortasında vurularak öldürüldü.
Öldürüldüğü gün, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi ve İnsan Hakları Ortak Platformu'nun Ağır İnsan Hakları İhlallerine İlişkin Davalara Yönelik Dava İzleme Semineri’nde cezasızlık konuşuluyordu. Seminer Elçi’nin ölüm haberiyle kesildi.
Tahir Elçi vurulduğunda etraf kamera doluydu, çünkü vurulmadan hemen önce basın açıklaması yapıyordu, keza polisler de oradaydı.
İki yıl geçti, halen bir “sorumlu” bulunamadı, soruşturmada fail belirlenmedi, dolayısıyla hiçkimse yargılanmadı. Diyarbakır Barosu şimdi Elçi cinayeti cezasız kalmasın diye uğraşıyor.
Tıklayın - 70 Hafta Geçti, Tahir Elçi Soruşturmasında Gelişme Yok
Bu cinayet cezasızlığın da tanımı: Aynı suçun tekrar işlenmesine cevaz veren, o suçun cezalandırılmaması…
Cezasızlık nasıl işliyor?
IFEX (International Freedom of Expression Exchange/ İfade Özgürlüğü Değişimi) üyesi Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’in bildirisine göre, cezasızlık şöyle işliyor:
* Yıllar süren davaların “zamanaşımı”na uğratılarak kapatılması,
* Kolluk kuvvetlerinin, savcı ve hakimlerin kendi düşünce yapıları nedeniyle bazı kişilere veya kimliklere yapılan saldırıları görmezden gelmesi, kovuşturma görevini yerine getirmemesi ve ilgili delilleri sağlamaması nedeniyle “takipsizlik kararı” verilmesine yol açması,
* Yargılanabilen olaylarda “hafifletici nedenlerin” sonuna kadar kullanılması,
* Suçlu lehine bir izlenim uyandırılması.
Nijer hakkında
Batı Afrika ülkesi Nijer, bir parlamenter cumhuriyet. Topraklarının üçte ikisi çölle kaplı, nüfusu 2014 verilerine göre nüfusu 19 milyon.
Geçmişte Fransa sömürgesi olan ülke 1960 yılında bağımsızlığına kavuştu. Başlıca konuşulan diller Hausa Djerma, Kanurice, Fulanıca, Temaşekçe, Tıbuca, Arapça ve Gurmançe. Resmi işlemlerde Fransızca kullanılıyor.
26 Aralık 1992'de halkoyuna sunulan anayasanın kabul edilmesinden ve 1993’te yürürlüğe girmesinden sonra çok partili demokratik sisteme geçildi.
Nijer, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Örgütü), Afrika Birliği Örgütü, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu, Afrika, Antiller ve Pasifik Sözleşmesi, Uluslararası Para Fonu (IMF), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üye.
2011 Human Development raporuna göre Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden sonra insani gelişim endeksi en düşük ikinci devlet. (AS)