Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri, gözaltına alınanların çoğunluğunu avukatların oluşturduğu son Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonlarını kınayarak, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) baskı politikasına karşı daha güçlü ses çıkarılması gerektiğini belirtti.
Cezayir Toplantı Salonu'nda yapılan toplantıda, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri, Sebahat Tuncel, Hasip Kaplan, sanatçı Ferhat Tunç, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Ufuk Uras, Fatma Gök, Ümit Şahin, Necmiye Alpay, Erdoğan Aydın, Zeynep Tanbay, Eren Keskin katıldı.
Gürsoy, meşru bir siyasi partinin akademisinde, kendi uzmanlık alanında dahi ders vermenin suç olduğunu söyleyerek, "Buna ancak 'Putin demokrasisi' denir" dedi.
"Birlikte yaşamak istediğimizi göstermeliyiz"
Tuncel, yarın bu toplantının da ellerindeki KCK şeması içinde aynı avukatlar gibi baskı altına alınabileceğini söyledi.
"Kürt sorununun müzakere ve diyalog ile çözülmesi için toplumda büyük bir talep vardı. Ancak bu diyaloğun önü İmralı'da kitlenmiştir. Türkiye için en tehlikelisi Kürtler'in Ankara'da siyaset yapmaktan vazgeçmesi olur. Biz AKP'nin politikasına karşı birlikte itiraz edip birlikte yaşamak istediğimizi göstermeliyiz."
Tuncel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim Katliamı için özür dilemesiyle ilgili "Bir halkın acı tarihi dahi CHP ve AKP arasında siyasi malzeme yapıldı" dedi.
"Dersim'den tutanaklara geçecek şekilde özür dilenmeli"
Kaplan da AKP'nin zamanında BDP'nin Dersim Katliamı ile ilgili verdiği tüm önergeleri reddedip şimdi özür dilemesinin iki yüzlü bir tavır olduğunu söyledi.
"Başbakan önce Meclis tutanaklarına geçecek şekilde özür dilemeli. Seyit Rıza'nın mezarını göstermeli, Dersim'in adını geri vermeli ve mağdurların kayıpları giderilmeli."
"Hedefte Kürtlerin yanında yer alan var"
HDK adına basın açıklamasını okuyan Gök, operasyonlarla yönetilen bir ülke haline gelen Türkiye'de istibdat dönemini hatırlatan bir pratik sergilendiğini söyledi.
"Farklı toplumsal kesimler taleplerini dile getiremiyor. Kimse sokağa çıkamamakta, gazete, parti binaları, belediyeler basılmakta, milletvekilleri, belediye başkanları, aydınlar, akademisyenler tehdit ediliyor. Tutuklu gazeteciler çoğalıyor; cezaevleri ifade ve örgütlenme 'suçluları' ile doluyor"
KCK operasyonları ile iki yıldır Kürtler ve Kürt sorununun demokratik çözümünden yana tutum gösterenler hedef haline geldiğini söyleyen Gök, en son uluslararası sözleşmeler yok sayılarak avukatların toplu bir şekilde gözaltına alındığını söyledi.
"Başbakan'ın kendisini mahkemelerin yerine koyarak suçlamalarda bulunması gelinen noktanın vehametini gösteriyor. Bu hukuksuzluğa son verilerek KCK tutukluları serbest bırakılmalı, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) başta olmak üzere basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmalı." (NV)