Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 2011 İnsan Hakları Raporu'nu bugün açıkladı.
Raporda, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Roboski köyü yakınlarında 34 insanın hava bombardımanıyla öldürülmesi, "Türkiye'de yaşam hakkının nasıl kolayca ihlal edildiğine" örnek olarak gösterildi.
"Kolluk kuvvetlerinin işkenceyi topluma mesaj vermek için kullandığına" dikkat çekilen raporda, son yıllarda işkencenin cezaevi ve gözaltı merkezlerinden sokağa taşındığı vurgulandı.
"Toplumsal olaylarda sıkça kullanılan gaz bombası, insanların yaşamını yitirmesine sebep olurken, Emniyet Genel Müdürlüğü stoklarında biber gazı kalmadığı için Mayıs ayında örtülü ödenekten biber gazı alımına para ayrıldığını öğrendik."
Raporda, cezaevinde bulunmanın kendisinin "işkence görmek" anlamına geldiği de ifade edilirken, "mahpusların yer sıkıntısı nedeniyle nöbetleşe uyumaları, sağlık hakkına erişememeleri, keyfi disiplin cezaları, kötü muamele" uygulamaları örnek gösterildi.
Örgütlenme özgürlüğüne "KCK operasyonları" engeli
İfade özgürlüğünün ciddi tehdit altında olduğunun belirtildiği raporda, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu'nda (TMK) ifade özgürlüğü önünde büyük engeller oluşturan hükümlerin bulunduğuna dikkat çekildi.
BİA 2011 Medya Gözlem Raporu'na göre, 104 gazeteci ve 30 dağıtımcı 2012'ye cezaevinde girdi.
Bununla bağlantılı olarak, örgütlenme ile toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün de kullanılmasına izin verilmediği raporda yer aldı.
"İşçi eylemlerine, öğrenci protestolarına biber gazı ve basınçlı suyla sürekli olarak müdahale edildi. Örgütlenme özgürlüğü de 2011'de en çok ihlal edilen haklardandı. Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) adı altında yapılan operasyonlar binlerce insanın tutuklanması 2011'de de artarak devam etti."
Kara mayınları çocukları öldürdü
TİHV 2011 raporuna göre, geçen yıl 59 kişi yargısız infazla öldürüldü. Bu kişilerden 15'i polis, 39'u asker, beşi de jandarma kurşunuyla yaşamını yitirdi.
Kürt sorununa ayrı bir başlığın ayrıldığı raporda, operasyon ve çatışmalar nedeniyle toplam 425 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerden 105'i asker, 250'si gerilla, 33'ü polis, 11'i geçici köy korucusu, 22'si sivil, dördü de özel güvenlik görevlisi.
Kara mayınları ve bilinmeyen cisim patlamaları nedeniyle de ikisi çocuk beş kişi hayatını kaybetti.
Tedavi edilmeyen 12 mahpus yaşamını yitirdi
Rapora göre 211'i polisten olmak üzere toplam 243 kişi işkence gördüğünü ve yaralandığını belirterek başvuru yaptı.
Cezaevlerindeki şartların da yer aldığı raporda, yaşamını yitiren 41 mahpustan 12'sinin hastalıkları tedavi edilmediği için öldüğü ifade edildi. 21 kişinin de intihar ederek öldüğü iddia edildi.
Roboski ve Hopa raporları
TİHV'in raporunda, İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türkiye Barış Meclisi (TBM) ve Disk Genel İş Sendikası'nın Roboski'deki incelemelerinin ardından hazırladıkları rapor da yer aldı.
Roboski raporuna göre, bombardımandan sonra hiçbir resmi kurum yaralıları ve cenazeleri almak için harekete geçmedi. Köylüler kendi imkanlarıyla olay yerine gitmek zorunda kaldı.
Bu gecikme kimi yaralıların kan kaybından veya donarak ölmelerine yol açtı. Köylüler gelmesiyle yol kesen askerlerin oradan ayrıldıkları ve köylülerin cenazeleri kendi imkanlarıyla Bujeh'e getirdikleri de rapordaki iddialar arasında.
Ayrıca, Artvin'in Hopa ilçesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mitingi sırasında yapılan polis müdahalesi ve emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun yaşamını yiritmesiyle ilgili hazırlanan rapor da 2011 değerlendirmesinde sunuldu. (AS)
* Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) 2011 İnsan Hakları Raporu'na buradan ulaşabilirsiniz.