Hukukçular ve insan hakları savunucuları, ne koşulda olursa olsun, etkisiz hale getirilen bir kişinin öldürülmesinin, yaşam hakkının ihlal edilmesi, polisin yetkisini aşması ve kasten adam öldürmesi olduğunu söylüyor.
Milliyet gazetesinin İnternet'te yayınladığı haberine ve televizyonlarda yayınlanan görüntülere göre, Beyaz öldürüldüğü sırada, elleri arkadan kelepçeli ve ayaklarından vurulmuş halde yerdeydi.
Yine aynı haberlere göre, "bazı polislerin ateş eden meslektaşlarına 'öldürmeyin' diye bağırdıkları da duyuldu."
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'se, olaydan bir süre sonra yaptığı açıklamada "Kaçmaya çalışan kişiyi durdurmak için önce korkutma amaçlı, sonra da uyarı amaçlı ateş açılmıştır. Ancak bu kişi önce çevredeki vatandaşlar için tehdit oluşturmaya başlayınca vuruldu" dedi.
ÇHD: Yargısız infaz mazur gösterilmemeli
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de, Beyaz'ın durumunun etkisiz hale getirildiğini gösterdiğini, hukuken "gözaltında ve fiilen kolluğun elinde bulunduğu sırada öldürüldüğünü", bunun da yargısız infaz olduğunu açıkladı.
ÇHD, olayın soruşturması için, sağlanması gereken koşulları da şöyle sıraladı:
* Olaya karışan kolluk personeline el çektirilmeli. Kriminal incelemede bağımsız bilirkişi bulunmalı.
* Söz konusu kolluğun amirlerinin soruşturmaya müdahalesi engellenmeli.
* Otopside bağımsız hekim bulunmalı. Maktulün ölüm anındaki hareket kabiliyetinin saptanması sağlanmalı.
* Olaya ilişkin tüm görüntü ve ses kayıtları güvenceye alınmalı.
İHD: Yaşam hakkına zarar verilmemesi esastır
İnsan Hakları Derneği (İHD), olayla ilgili açıklamasında, bütün silahlı ya da bombalı saldırılara karşı olduklarını, ancak "söz konusu olan kim olursa olsun, yaşama hakkının korunması gereken en üstün değer olduğunu" anımsattı.
Dernek, Beyaz'ın ellerinin kelepçeli olduğu ve yerde yattığı dikkate alındığında, iki sorunun önem kazandığını açıkladı:
"1. Bu kişinin sağ yakalanmasının mümkün olup olmadığı
2. Öldürülmesinde mutlak zorunluluk olup olmadığı."
Dernek, İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturmayı bu soruları göz önünde bulundurarak yapmasını ve tüm sonuçları kamuoyuna açıklamasını istedi.
Cinmen: Kasten adam öldürme
bianet'e konuşan Avukat Ergin Cinmen, "ne olursa olsun, etkisiz hale getirdiğiniz kişiyi öldürmek kasten adam öldürmektir" dedi ve olayda sorumluluğu bulunan kolluk kuvvetlerinin yargılanması gerektiğini söyledi.
Avukat Ercan Kanar'sa, "Polis imha edici değil, önleyici şekilde davranmalı dedi."
"Olay tam bir katliamdır. Yetkinin suistimali, aşılması ve kasten adam öldürmedir. Esas olan kişiyi canlı yakalamaktır" dedi.
Polisin silah kullanma yetkisini düzenleyen Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nu anımsatan Kanar, polisin önce sözle ikaz, ardından havaya ateş açması, daha sonra yere doğru ateş etmesi gerektiğini söyledi.
"Yaşam nahiyesine isabet edecek şekilde ateş edilemez."
Akdöl: Polis nasıl davranacağını bilmiyor
İzmir Barosu avukatlarından ve İşkenceyi Önleme Grubu'ndan (İÖG) Mehmet Akdöl de, polisin eğitimsizliğine dikkat çekti.
"Bu tip olaylarda ya nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorlar ya da tecrübesizler. Aşırı panikle, aşırı tepkiyle hareket ediyorlar. Toplumsal olaylarda, adli olaylarda ciddi sıkıntı yaşıyorlar."
Tosun: Medya zanlıyı suçlu ilan ediyor
Olayın basına yansımasını ve öldürülen kişiyi "canlı bomba" olarak anmasını değerlendiren Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gülgün Tosun, medyanın bu tür haberleri verirken çok daha temkinli olması gerektiğini söyledi.
"Kişinin üzerinde bomba var mı, yok mu, bilinmiyorken 'canlı bomba' demek, zanlıyı suçlu ilan etmek demek. Medya, kişinin haklarını gözetmek durumunda." (TK)