Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) 28. Dönem Hatay Milletvekili seçilen, Gezi davası tutuklusu Can Atalay halen tahliye edilmedi.
TİP Parti Meclisi (PM) Üyesi Avukat Özgür Urfa bianet’e yaptığı açıklamada, Cuma günü yapılacak yemin töreni öncesinde, seçmenin iradesi gereği ve Anayasal hakkı uyarınca Can Atalay’ın derhal tahliyesi edilmesi gerektiğini söyledi.
Atalay’ın avukatları geçen hafta mazbatasını aldıktan sonra yargılandığı Gezi davasının dosyasının bulunduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tahliye başvurusunda bulundu.
Başvuru üç günde sonuçlanmalıydı
Başvurunun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 105. maddesi gereğince üç gün içerisinde sonuçlanması gerektiğini belirten Avukat Urfa, 6 gün geçmesine rağmen halen bir yanıt ya da bilgi alamadıklarını söyledi:
“Perşembe günü Hatay’dan mazbatası alındı ve aynı gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tahliye dilekçesi iletildi. Cuma günü de mazbatanın aslı iletildi. Ancak o günden beri bir karar verilmediği gibi bilgi de verilmiyor. Savcılığın bir görüş bildirerek ya da direkt olarak dosyayı Yargıtay’ın ilgili dairesine göndermesi, dairenin de karar vermesi gerekirdi.”
“Süreç hukuki değil, siyasi”
Avukat Özgür Urfa, sürecin hukuki değil siyasi olduğunu aksi halde Atalay’ın başvuray da ihtiyaç kalmaksızın tahliye edilmiş olacağını ekledi:
“Anayasa’nın 83. Maddesi gereğince Atalay serbest kalmalıydı. Başvuruya yanıt dahi verilmemesi, siyasi bir süreç işlediğinin göstergesi.”
“Anayasa’ya aykırı şekilde tutuklu”
Bugünün Gezi direnişinin 10. Yıldönümü olduğunu hatırlatan Urfa, “Mahkemeleri bir kez daha uyarıyoruz, Can Atalay derhal tahliye edilmeli. Aksi durumda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemiş olurlar. Bu suçu kamu görevlisi işlediğinde, 10 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bir milletvekili 6 gündür Anayasa’ya aykırı şekilde tutuklu bulunuyor” dedi.
Hatay halkının iradesinin gasp edilmemesi için Atalay’ın, Cuma günkü yemin töreni öncesi tahliye edilmesini beklediklerini söyledi.
Can Atalay hakkındaAvukat. 24 Mart 1976'da İstanbul'da doğdu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu. Sosyal Haklar Derneği'nin yönetim kurulunda yer aldı. Dernekle birlikte birçok toplumsal olayda hak savunuculuğu yaptı. 2014'te 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan Soma Faciası'ndan sonra Soma davasının ve ardından Ermenek maden kazasının avukatlığını; 2016’da 11 çocuğun yaşamını yitirdiği 24 çocuğun yaralandığı Adana öğrenci yurdu yangınında mağdur ailelerin avukatlığını, 8 Temmuz 2018’de meydana gelen Çorlu tren katliamıyla ilgili davada hayatını yitirenlerin yakınlarının avukatlığını; 2020'de 7 işçinin ölümü, 127 işçinin yararlanmasına neden olan Hendek havai fişek fabrikası patlamasında işçi ailelerinin avukatlığını üstlendi. Mimarlar Odası'nın avukatı olarak İstanbul'da Validebağ Korusu'ndaki yapılaşma ile mücadele eden Validebağ Gönüllüleri'ni savundu. İstanbul'da Emek Sineması'nın yıkılmasına karşı düzenlenen kampanyanın örgütleyicileri arasında yer aldı ve Danıştay'da Gezi Parkı planlarını iptal ettirdi. Gezi Parkı’na AVM yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüttü. Gezi Davası'nda sanık olarak davaya dahil edilip gözaltına alındı; yargılandığı iki davadan beraat etti. "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla yargılandığı davanın 25 Nisan 2022'da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Silivri (Marmara) Cezaevi'nde tutuklu. |
(AS)