Hukuk örgütleri, 14 Mayıs Genel Seçimleri'nde Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçildiği halde tahliye edilmeyen Gezi Davası tutuklusu avukat Can Atalay için eylem yaptı.
Çağlayan Adliyesi C Kapısı önünde bir araya gelen Adalet İçin Hukukçular, Avukat Hareketi, Avukatlar Sendikası, Çağdaş Hukukçular Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Kartal Hukukçular Derneği, Katılımcı Avukatlar, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sol Hukuk, Sosyal Hukuk, Yurtsever Hukukçular ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, milletvekili seçilen meslektaşları Atalay'ın bir an önce serbest bırakılmasını istediler.
Açıklamada konuşan TİP Parti Meclisi Üyesi Avukat Özgür Urfa, “Atalay’ın hukuk hiçe sayılarak esir tutulduğunu” söyledi ve “Herkes şahit olsun Can Atalay’ın Silivri Cezaevinde esir olarak tutulmasına izin vermeyeceğiz. Hatay halkının temsilcisini Meclis’e göndereceğiz” dedi.
Dün yapılan Meclis Başkanlığı seçimlerine değinen Urfa, şöyle konuştu: “Can Atalay’ın vekilliği dün beşinci kez tescil edildi. 14 Mayıs’ta seçildi. 25 Mayıs’ta İl seçim kurulundan mazbatasını aldı. 30 Mayıs’ta resmi gazetede ilan edildi. 2 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclis’ine kaydı yapıldı. 7 Haziran’da Meclis Başkanlığı’na aday oldu. Bir kişinin milletvekili olduğu daha kaç kez tescil edilmeli.
“Biz yılmayacağız, Can dışarı çıkana kadar onların karşısına Can Atalay’ı çıkaracağız. Can Atalay serbest bırakılana kadar sokakta olacağız.”
"Hatay halkının iradesi esir alınıyor"
Ardından konuşan TİP İstanbul Milletvekili ve Parti Sözcüsü Sera Kadıgil ise yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, Atalay’ın tahliye edilmemesine ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlattı ve şunları söyledi: “Çiçeği burnunda Bakan, Can’ın tutukluluğunun Anayasa’nın 83. Maddesi kapsamı dışında kaldığını söylüyor.
"Dün Meclis’te Meclis Başkanlığı seçimi yapıldı kimsenin Can’ın milletvekilliğine itirazı olmadı. Can’ın vekilliğine YSK dahil kimsenin itirazı olmadı sadece çiçeği burnunda Bakan itiraz ediyor. Can’ın tutukluluğu sadece onun esir alınması anlamına gelmiyor, onun vekil tayin eden Hatay halkının da iradesinin esir alınması anlamına geliyor.”
"Milletvekili Meclis kararı olmadıkça tutuklanamaz"
Konuşmalardan sonra hukuk örgütleri adına ortak açıklamayı avukat Melike Öztürk yaptı. Öztürk, Atalay'ın Hatay halkının oyları ve iradesi ile seçilmiş bir milletvekili olduğunu vurguladı.
"Seçilme yeterliliği bulunan, milletvekili olarak seçilen ve mazbatasını alan bir milletvekilinin, hala tahliye edilmemesinin kabul edilemeyeceğini" söyleyen Öztürk, şöyle devam etti: "Her türlü hukuka aykırı uygulamayı 'milli irade' bohçasına sokarak kendince meşruiyet zemini yaratan siyasi iktidarın, 'milli iradenin' temeli olarak gördüğü seçim sandığına ve o sandıktan çıkan iradeye saygı duymaması; açıkça halk iradesinin gasp edilmesi, Hatay halkının iradesinin yok sayılmasıdır.
"Hatırlatıyoruz: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83. Maddesine göre; 'Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.'
"Otuz yıllık yerleşik içtihat var"
"Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının niteliği ve halkın oyları ile milletvekili seçilen bir kişinin tutukluluğuna ilişkin çok sayıda yargı kararı ve yaklaşık otuz yıllık yerleşik içtihat bulunmaktadır.
"Anayasa Mahkemesi’nin daha önce Mustafa Balbay, Sebahat Tuncel, Enis Berberoğlu, Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu başvurularına dair verdiği kararlar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tüm bu kararlara atıfla verilen Cumhuriyet Davası’na ilişkin bozma kararı, seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinden tahliyesinin hakimin takdir yetkisi içerisinde değerlendirilebilecek bir husus değil, bir anayasal zorunluluk olduğunu ortaya koymaktadır.
"Buna rağmen Can Atalay için hâlâ tahliye kararı verilmeyerek TCK'nin 109. maddesinde düzenlenen 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçu işlenmektedir. Halihazırda milletvekili olarak seçilmiş olan Can Atalay, seçmenlerinin iradesini parlamentoda temsil etmek, yasama faaliyeti içerisinde yer almak ve deprem bölgesinde olan Hatay için çalışmalarına başlamak üzere derhal serbest bırakılmalıdır."
(RT)