6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN İKİNCİ YILI
Bitmeyen 'geçici' yaşam: Koçören Kırgız Çadır Kenti
6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümüne bir gün kaldı. Antakya, o eski ışıltılı günlerinden hâlâ uzak. Kentin üzerine çöken toz ve duman, iş makineleri ve kamyonların gürültüsü… Yetkililerin ifadesiyle “dünyanın en büyük şantiyesi”nde en ciddi sorun, iki yılın sonunda da değişmedi: Barınma.
‘Geçici’ yaşam alanları zihinlerde kalıcılaştı. Resmi açıklamalara göre, 204 konteyner kent var. 177 bin 165’i konteyner kentlerde, 46 bin 74’ü bireysel konteynerlerde olmak üzere toplamda 223 bin 906 kişi hâlâ konteynerde yaşıyor. İki yıldır hayata dair her şey 21 metrekare alana sığmak zorunda kaldı.
İki yılın sonunda konteyner kentlerdeki yaşamın izini sürerken, “Kırgız Çadır Kenti”ni öğreniyorum.
Defne’ye bağlı Koçören Mahallesi sınırları içerisinde, Antakya-Samandağ yolu üzerinde yer alıyor; kent merkezine ise yaklaşık dokuz kilometre mesafede.
Eski AFAD Başkanı Okay Memiş, 8 Haziran 2023 tarihli X paylaşımında, Koçören'de kurdukları Kırgız Çadır Kenti’ndeki çalışmaları yerinde incelediklerini belirterek ekliyor: “21 metrekare alana ve 5 metre yüksekliğe sahip, 198 çadırdan oluşan kentte; altyapı çalışmaları tamamlandı. Çadırların büyük bir kısmı kuruldu.”
Aynı dönemdeki haberlerde, Kırgız çadırlarının “vatandaşların geçici de olsa yeni yuvası olacağı” belirtiliyordu. Bugün ise çadır kentte yaklaşık 150 aile yaşamını sürdürüyor. Bu ailelerin çoğu, yıkımın en fazla yaşandığı ikinci ilçe olan Defne’nin çeşitli mahallelerinden geliyor.
Bir yanda molozlar, diğer yanda TOKİ inşaatları
Koçören ya da halk arasında bilinen adıyla Mengüllü, depremden kısa süre sonra enkaz döküm alanı ve acele kamulaştırma tartışmalarıyla da gündeme gelmişti.
Yurttaşlar, yerleşim yerlerine ve zeytinliklere yakın konumda bulunan enkaz döküm alanı ile afet konutu projeleri kapsamında yapılan acele kamulaştırmalara tepki göstermişti.
“Mahallemizden gitmek istemedik”
Hasan Amca’ya kaputu açık arabasını incelerken rastladım. Selam vermemle sohbete başlamamız bir oldu. Daha ilk cümlesiyle yaşadığı hayal kırıklığını dile getiriyor:
“Maalesef umutlarımız azaldı. İşte söylenenler ortada, ‘bir sene içinde evleriniz olacak’ vs. [Çadırı göstererek] İki senedir eşimle birlikte şurada kalıyorum. Hâlâ evimin yapılması için bekliyorum.”
Evini soruyorum. “İşte buradaydı” diyor ve çadır kentin yanındaki boş arsayı göstererek ekliyor: “Mahallemizden gitmemek, toprağımızı bırakmamak için konteyner kente taşınmadık. Evimiz yıkıldı. Oğlum da bir konteyner getirdi, böyle çat pat bir şey yaptı burada. Bir şekilde yaşıyoruz.”
“Geçici bir yaşam sürüyoruz”
Çadır kentteki hayatı soruyorum, Hasan Amca “konteyner statüsünde” olduklarını belirterek başlıyor söze. Ancak bu ‘statü’, koşulların gerçekten iyi olduğu anlamına gelmiyor. Ardından, karşılaştıkları günlük sorunları anlatıyor.
“Yani elektriği var, suyu var, lavabosu var. Elektrik var ama sık sık kesiliyor. Günde bazen üç kere gidiyor, bazen beş saat boyunca gelmiyor,” diyor.
Su arızaları da ayrı bir problem. “Bazen borular patlıyor, haber veriyoruz ama iki-üç gün gelen olmuyor. Su depolarından tankerle su taşıyorlar. ‘Kısıtlı kullanın’ diyorlar. İşte öyle geçici bir yaşam sürüyoruz.”
“Konteyner kentler uzun süreli yaşam için uygun değil”
Hatay Depremzede Derneği’nin 3 Şubat’ta kamuoyuyla paylaştığı ikinci yıl raporuna göre, Antakya genelinde kurulan konteyner kentler uzun süreli yaşam koşullarına uygun değil. Raporda, yapısal sorunlar, su baskınları, sık sık yaşanan elektrik kesintileri ve sosyal donatı eksikliklerinin başlıca problemler olduğu belirtiliyor. Devletin bu alanları daha nitelikli geçici yaşam alanlarına dönüştürmede yetersiz kaldığını belirten Dernek, “Bu durum, depremzedelerin son iki yılda olumsuz koşullarda yaşamak zorunda kalmasına neden oldu” tespitinde bulunuyor.
“Bir emekli aylığıyla ne yapabilirim ki?”
Hasan Amca yıllarca tır şoförlüğü yapmış. “Avrupa ülkeleri dahil 40 devlete mal taşıdım,” diyor gururla. Ancak şimdi, emekli aylığıyla geçinmeye çalışmanın zorluğunu anlatıyor.
Yaşını sorunca espriyle “69 değil 19” diye cevap veriyor. Ancak yüzünde bu iki yılın getirdiği yorgunluk ve belirsizliğin izleri var.
“Çalışan emekliydim” diyor ve son iki yılını şöyle özetliyor Hasan Amca:
“Emekli aylığı yetmiyor. Yani ben denedim, dedim çalışmayacağım bakalım. Arkadaşım, benim maaşım 12-13 gün zar zor yetiyor. Ondan sonra bitti. Deprem olduğu dönemde hâlâ çalışıyordum. Şimdi yine emekli aylığıyla geçinmeye çalışıyorum. Ama bununla ne yapabilirim ki?”
“Külüstür arabamı bile çok görüyorlar”
Sohbet sırasında Hasan Amca, konuyu arabasına getiriyor. Elini arabanın üzerine koyup anlatmaya başlıyor:
“Bunun dışında bir de şu külüstür arabam var. 86 model. Ayağımı yerden kesiyor ama bana çok görüyorlar bunu. Diyorlar ki ‘sana Esen Kart [Kızılay'ın afetzedelere verdiği 4500 liralık destek] çıkmaz bu külüstür var diye.’ Ne acayipmiş diyorum, götürüp çöpe mi atayım?”
“Kura çıkıyor ama ev yok”
“Koçören TOKİ binaları tamamlandı mı?” diye soruyorum. Hasan Amca, iç çekerek “Yok, daha tamamlanmadı. Yani artık teferruatlar var. Ama ne kadar sürer bilmiyorum” diyor.
Hasan Amca, kura çekimlerinin ev sahibi olmak için yeterli olmadığını anlatıyor. “Bazı çıkanlara diyorlar ki işte, ‘filan yerde üçüncü katta bu daire sizin.’ Gidip bakıyorlar. Daha kaba inşaat, bitmemiş. Diyorlar ki bunun elektriği yok, camı yok, fayansı yok. Ama kura çıktı burası sizin. Ya ben yalnız kura istemiyorum, ev istiyorum, evimde oturmak istiyorum.”
Son olarak, Kaymakamlık’tan iki yetkilinin yaklaşık on gün önce çadır kente geldiğini anlatıyor Hasan Amca. Yetkililer, eksik bir ihtiyaçları olup olmadığını sormuş. “Ben de ‘Var,’ dedim. ‘Ev istiyoruz,’” diyor gülümseyerek.
Sayılarla Hatay’da yıkım ve yeniden inşa
Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 4 Şubat’ta yaptığı açıklamada, deprem nedeniyle kent genelindeki binaların yüzde 40’ının kullanılamaz hale geldiğini, 88 bin 400’den fazla binanın yıkıldığını ve 327 binden fazla bağımsız bölümün enkazının kaldırıldığını belirtti.
6 Şubat depremlerinin hemen ardından, 11 ilde bir yılda 319 bin yeni konut hedefi koyan iktidarın, ikinci yılın sonunda teslim ettiği konut sayısı 201 bin 580. Hatay’da ise şimdiye kadar 40 bin 586 konut, 27 iş yeri ve 5 bin 554 köy evi olmak üzere toplam 46 bin 167 konut teslim edildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 3 Şubat tarihli açıklamasına göre, Hatay’da 2025 sonuna kadar 153 bin 248 konut ve iş yerini hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor.
(VC)