1989’dan beri İstanbul Beyoğlu’nda sinemaseverleri ağırlayan Beyoğlu Sineması geçtiğimiz ay ekonomik gerekçeler nedeniyle 30 Haziran’da kapanacağını duyurdu.
Sinema yazarı Cem Altınsaray’ın sosyal medya hesabındaki paylaşımlarından sonra farklı yaşlardan ve meslek gruplarından bir araya gelen isimler sinema için dayanışma ağı kurdu.
Beyoğlu Sineması, bugün dayanışma sayesinde varlığını sürdürmeye devam ediyor. İşletmesinde Utku Ögetürk ve Cem Altınsaray’ın olduğu sinemanın müdürlüğünü sinema yazarı Gözde Hatunoğlu yapıyor. Sinemanın makinisti, teşrifatçısı (yer gösteren kişi), kantin çalışanları ise Beyoğlu Sineması’na yıllardır emek veren insanlar.
Sinemanın çalışanları, İstiklal Caddesi, Halep Pasajı’nda bulunan sinemaya girdiğinizde sizi sosyal medyadan bir araya gelen ve içlerinde sanatçıların da bulunduğu gönüllüleriyle karşılıyor. Girişe koydukları masada, sinemanın varlığını sürdürebilmesi için “Sadakat Kartları” satıyorlar.
Gözte Hatunoğlu ve Mehmet Navrus
Sadakat Kartları dayanışma için ancak karşılıksız değil. Dört farklı fiyatla satılan kartlarla minimum 10 film izleme hakkınız var. Hatunoğlu kartlar için “Aslında seyirciye bu sinemadan bir koltuk vermiş oluyoruz böylece burayı da canlı tutuyoruz” diyor.
Hatunoğlu ve sinemanın 19 yıldır makinisti olan Mehmet Navrus gösterilen dayanışmadan çok memnun. Ancak ilginin sönmesini istemiyorlar ve bu nedenle Beyoğlu Sineması’nın ruhuna dokunmadan onu canlandırmaya planlıyorlar.
Navrus: Filmi bir kişiye oynatmak içler acısı
Navrus, 1998’de teşrifatçı olarak işe başladığı sinemada üçüncü ayından sonra makinistlik yapmaya başlamış. Sanata, onunla uğraşan ve onu seven insanlara büyük saygı ve sevgi duyuyor.
Sinemanın kapanma sürecinde internetin, televizyonun payının olduğunu belirten Navrus, işe ilk başladığı zaman insanların merdivende ‘biri kalksın da biz oturalım’ diyerek beklediklerini söylüyor:
"Sinemalara baktığın zaman gelen insan sayısı ellinin altına düşmezdi. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki ona ayak uyduramadık. Bir makinist olarak benim görevim salonda bir kişi de olsa ona filmi oynatmak. Ancak filmi bir kişiye oynatmak hakikaten içler acısı.”
“Seyirci gelirse önümüz aydınlık”
Dayanışmayla kapatılmaktan kurtulan sinemaları içinse Navrus’un içinde hala korku var. Seyircinin desteğini çekmemesini istiyor:
Beyoğlu Sineması'nın tarihiBeyoğlu Sineması 10 Aralık 1989'da açıldı. Sinemanın kuruluş haberi dönemin Sinema Dergisi’ne işletmecisi Kadir Albaş şöyle anlatmıştı: "Beyoğlu Sineması, Halep Pasajı'nda zemin katta onüç dükkan yıkılarak gerçekleştirildi. Dükkanların sinema salonuna dönüşmesini 5 ayda başardık. Sinemamızı olabildiğince modern ve seyircilerin her türlü istemlerine cevap verebilecek bir salon olarak yapmaya çalıştık. Salonumuzda 291 koltuk var. Koltuk araları seyircilerin rahatça film izleyebilecekleri aralıkta düşünüldü. (…) Sinemamızda sanıyorum başka sinemalarda olmayan özelliklerden bir tanesi de bedensel özürlü sinemaseverler için özel olarak hazırlanmış asansörü de vardır. Isıtma sistemimiz ve havalandırmamız seyircilerimizin hiç rahatsızlık duymadan film izlemelerini sağlamaktadır." Pasaj yıkıp sinema yapmakCumhuriyet gazetesinde ise 2 Ağustos 1989’da yapılan haberde ise Beyoğlu Sineması’nın inşe süreci anlatılıyordu: “Yıllardır sinemalar kapatılıp pasajlar yapıldı “Şimdi pasajı sinema yapıyoruz! “1970'lerde başlayan sinema bunalımı pek çok sinemanın kapanmasına neden oldu. Televizyonun, daha sonraları videonun etkileri, insanları salonlarda iyice uzaklaşması, salonlara bakımsızlık, eğlence vergisinin ağırlığı, bu süreci hızlandırdı. 1970 başlarında 3000'lere varan kapalı ve açıkhava sinema sayısı, 1989 yılında 150'lere kadar düştü. Bu 150 sinema salonunun ancak 15 kadarı çağdaş teknoloji ile film gösterebilmektedir. 3000 sinema salonunun çoğunun yerinde şu an pasajlar, çarşılar, işhanları dikilmiş, sinema salonlarına hiç kimse yatırım yapmayı göze alamamıştır. “Bu karamsar tablo hep sürecek mi? Hayır. Sürmeyeceğini son iki yıl gösterdi bize. Belli film ve gösterim kalitesini tutturan salonlar yine yüzbinlerce izleyici ile karşılaştı. Gişe önlerinde kuyruklar oluştu. “İnsanlar artık televizyon-video seyretmekten, evlerinde oturmaktan sıkıldılar. Kaliteli filmleri, konforlu salonlarda izlemek, haz vermeye başladı. Biz de, böylesi bir ortamda, yıllardan sonra İstiklal Caddesi'nin göbeğinde, bir pasajı bozup sinema salonu yapmaya karar verdik. Beyoğlu Sineması adını verdiğimiz salon, ses ve görüntüsüyle, koltuktan fuayesiyle Batı standartlarında, yepyeni bir salon olacak. Beyoğlu'nda son 25 yıldır açılan en konforlu salon.” Beyoğlu Sineması bu saiklerle kuruldu ve açıldığı günden itibaren bağımsız filmlerin gösterildiği bir sinema salonu oldu. Büyük dağıtım şirketlerinin egemenliğine girmeden sürdürülen gösterim politikası nedeniyle ekonomik krizlerle bugünlere geldi. 2013’te yaşadığı krizi “Başka Sinema” projesiyle aştı. |
"Eski sürece baktığım zaman içimde bir yeşerti var ama nereye doğru göremiyorum. Bu dayanışma bizi düzlüğe çıkarttı. Ancak biz burada seyirci gelmediği için zorluğa düştük. Seyirci bu özveriye, çabaya karşı gelip arkamızda durmazsa biz yine aynı tarafa sürükleniriz. Ancak dayanışma bu şekilde devam ederse hiçbir sıkıntı yok. Önümüz aydınlık.”
Hatunoğlu: Beyoğlu’nun durumu insanları buradan uzaklaştırdı
Hatunoğlu, Beyoğlu’nun geçirdiği dönüşümden en çok etkilenen yerlerden birinin Beyoğlu Sineması olduğunu ve insanların tercih seçenekleri olduğunda Beyoğlu’nu dışarıda bıraktıklarını söylüyor:
"Kentsel dönüşüm, altyapı çalışmaları, turist profilinin değişmesi derken Beyoğlu, kimsenin gelmek istemediği bir yer haline geldi.
"Bu durum nedeniyle ben de özellikle festivallerde Kadıköy'deki Rexx Sineması'nı tercih ediyordum. Beyoğlu Sineması'nın problemlerini büyütüp sinemanın batacağı noktaya getiren en büyük etkenlerden biri Beyoğlu'nun durumuydu.”
Sinema’nın kapanacağı haberini aldıktan sonra Hatunoğlu, Ögetürk ve Altınsaray sosyal medyadan dayanışma ağı kurmuşlar. Üniversite öğrencileri, sinema mezunları, doktorlar, çalışan çalışmayan birçok insan yardım etmek isteyince de bir çizelge oluşturulmuş.
Çizelgeye göre haftanın farklı günleri nöbeti devralan gönüllüler sinemanın her işine koşuyorlar. Birileri kargoya gidiyor, biri afişleri asıyor, biri masada ne yaptıklarını anlatıyor…
“Ruhunu koruyarak yenileyeceğiz”
İşletme olarak da sinemanın bir takım eksikliklere sahip olduğunu ifade eden Hatunoğlu, sinemanın ruhuna dokunmadan eksiklikleri gidermeye çalıştıklarını anlatıyor:
“Burayı canlı tutma konusunda sıkıntılar vardı. Örneğin internet yoktu, gişede kredi kartı yoktu. Sinemia geldi, post cihazı geldi. Tuvaletlerimiz paralıydı çünkü burayı bütün pasaj kullanıyordu. Şimdi bunu kaldırdık.
“Burası festival sineması olmaya ve hangi filmleri oynatıyorsa oynatmaya devam edecek. Vizyon filmi getirsek belki daha çabuk toparlanırız ama buranın bir ruhu var. Burayı Beyoğlu Sineması yapan ruhu koruyarak yenilemeye çalışacağız.”
“Biz sinemadaki tekeli kırdığımız için değerliyiz”
Hatunoğlu Beyoğlu Sineması’na neden sahip çıkılması gerektiğini ve önemini şöyle ifade ediyor:
"Filmlerini sadece bu sinemada gösterebilen yönetmenler var. Bağımsız sinema dediğimiz şeye sahip çıkan bir yer Beyoğlu Sineması. Sadece Beyoğlu'nun ruhu, eski bir sinema olması, kapısı sokağa açılan sinema olması değil. Nuri Bilge Ceylan'lar, Zeki Demirkubuz'lar bu isimler haline gelmeden önce filmlerini bu sinemanın salonlarında gösterebildiler.
“Hala genç sinemacılara yer var. Burada gösterilen filmlerin her biri çok değerli. Biz sinemadaki tekeli kırdığımız için değerliyiz. Recep İvedik izlenmesin demiyorum, onun da seyirci kitlesi var. Ama tekelleşme haline gelince, yani o film yüzünden başka bir film vizyona giremiyorsa burada bir sıkıntı var. Biz işte o sıkıntıyı yok eden sinemayız ve bu yüzden hiç kapanmamalıyız.”
Sadakat Kartları
Beyoğlu Sineması’nın internet sitesinden de satışa sunulan kartlar 100, 250, 500 ve 1000 lira fiyatlarında.
100 liralık olan kart öğrencilere özel ve karta sahip olanların 10 film izleme hakkı oluyor. Kartlar aslında kişiye özel ancak öğrenci kartlarına arkadaşlar dönüşümlü kullanabilir diye düşünülerek isim yazılmıyor.
1000 liralık kartla ise 1 sene boyunca Beyoğlu Sineması’ndaki bütün filmler ücretsiz izlenebiliyor.
Kartların satışı sinemanın girişindeki masada her gün bir sanatçının da katıldığı gönüllüler aracılığıyla yapılıyor. Ayrıca kartı almaya gelen sanatçılar sosyal medya üzerinden birbirlerine kartı alma çağrısında bulunuyor.
Kartların satışı festival döneminde gişeden ve yine internet sitesi üzerinden devam edecek. Bittikçe yenisini almak mümkün. (TP/HK)