Benimle birlikte birkaç muhabirin Newroz gerginliği daha akşamdan başladı. Nereden alana gitsek, hangi yolu kullansak, nereler kapalı olur vb.
Topkapı'ya gitmeye karar verdik; ki gerçekten tramvay Topkapı durağında durmadı, Kazlıçeşme'ye hiçbir toplu taşıma aracı gitmiyordu.
Topkapı'da ilk gördüğümüz manzara metrobüs durağından aşağı inmek isteyen insanlar ve aşağıda bekleyen polis.
Halkların Demokratik Kongresi üyeleri biraz aşağıda toplanmaya başladı, en sonunda durakta mahsur kalanları da bıraktılar iki grup birleşti.
Millet Caddesi'ne HDK pankartı ile inen grup, Kazlıçeşme'ye yürümeyi amaçlıyordu. Ancak polis kitlenin kalabalıklaşması ve koşması üzerine gazla müdahale etti. Bundan sonra polis ve küçük parçalara ayrılan gruplar arasında gaz, su ve taşla karşılıklı çatışmalar yaşandı. Gaz mı daha kötü, taş yemek mi diye düşünürken oldukça geriden fotoğraf çekmek zorunda kaldım; video çekmek mümkün olmadı.
Millet Caddesi'nden ayrılırken saat 11:00'e geliyordu; sokak aralarında çatışmalar devam ediyordu.
Kazlıçeşme Miting alanına üst taraftan ulaşmak imkansızdı.Tüm sokaklarda küçük küçük gruplar miting alanına girmek istiyor; polis müdahale ediyordu. Genç yaşlı ve çocukların da olduğu gruptakilerin büyük çoğunluğunun ellerinde pankart vs yoktu. Kadınlardan geleneksel kıyafetler giyenler de vardı.
Miting alanına sahilden ulaşmaya karar verdiğimizde hiçbir sokaktan geçmemiz mümkün değildi. Çünkü her sokakta polis ve gruplar arasında çatışmalar devam ediyordu.
İki grup arasında kalmak da gazeteci için çok hoş olmuyor. Zeytinburnu'ndan biri halimize acıdı; bizi sahile kadar bıraktı. "İzin verilseydi bunlar olmayacaktı" yorumumuza, "Erken yapmak istemişler, her şeyin bir zamanı yok mu?" diye karşılık verdi.
"Geçen yıl da 20 Mart'ta Kazlıçeşme'de herkes halaylarla kutlamıştı; hiç gerginlik olmamıştı" yanıtımızla ikna olur gibi oldu. Zeytinburnu'nda yaz aylarında Kürtler ve diğerleri arasında yaşanan gerginliğin bittiğini söyledi.
Ara sokaklardan Kazlıçeşme miting alanına giremeyen gruplar bu sefer, sahil boyunca yürüyerek ya da yollardaki barikatlardan atlayarak miting alanına doğru yürümeye başladı. Polis yine gazla müdahale etti, bir grup da taşla karşılık verdi.
Bir grup polis gazla müdahale ederken, bir diğer grup polisten üç dört kişi de bizim fotoğraf çektiğimizi görmelerine rağmen göstericilere taş attı. Sahildeki Kennedy caddesinde Kazlıçeşme'ye yakın alandaki bu çatışma uzun süre devam etti; yollar trafiğe kapandı, panzer geldi.
Dönüş yolunda boş taksi bulamayınca içinde müşteri olan bir taksi Aksaray'a kadar bizi bıraktı. Yol boyunca tüm durakların camları kırılmıştı. Yollarda bazı çöp arabaları ateşe verilmişti.
Bir grup yol ortasında yürümeye devam ediyordu.Taksi şoförü inanılmaz gergindi; camdan fotoğraf çekmemize izin vermedi; diğer müşteri nereden düştüm buraya gerginliğindeydi. Biz zaten sabahtan beri gaz, taş yemeyelim ama fotoğraf da çekelim gerginliğindeydik.
Yolu kısmen trafiğe kapatan gruba, şoför Kürtçe "geçebilir miyiz" deyince şoförün arada kalmış gerginliği daha iyi anlaşıldı. Samatya Hastanesi'ne geldiğimizde büyük bir ateş yanıyor önünden de düğün arabası geçiyordu.
Geçen sene Newroz'da İstanbul'da hava kapalı ama kitle seçimlerin yaklaşmasıyla da çok coşkuluydu; bu sene ise tam bahar havası vardı ama Newroz sokaklarda gaz kokusuyla kutlandı. (NV)