Çalışmaları mahkeme kararıyla durdurulan Amerikan Newmont firmasına ait madenin, Koza A.Ş adlı bir Türk şirketine satıldığı yolundaki haberler üzerine harekete geçen avukatlar Noyan Özkan, Ömer Erlat ve Arif Ali Cangı, geçtiğimiz Şubat ayında konuyla ilgili "Bilgi Edinme Kanunu" gereği iki bakanlığa sorular yöneltmişti.
Avukatların Bergama halkı adına "merak ettiği" önemli konu başlıkları şunlardı:
* Bu madenle ilgili devlet hakkı ve fon kesintileri ödendi mi?
* Firmaların bilançoları Maliye bakanlığınca denetlendi mi?
* Devlete vergi borçları var mı?
* Madenden atılan posa, bakiye, yığın ve cüruf çevre açısından bir mahsur oluşturuyor mu?
* Devlet hazinesinden davaları kazanan köylülere ödenecek tazminatların yasa dışı üretim yapan şirketlerden tahsili yolunda bir çalışma var mı?
* Sözkonusu tazminatların, sorumlu kamu görevlilerinden tahsili yolunda bir çalışma başlatıldı mı?
Her iki bakanlık da, sorulara, "açıklanması halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi ve oldukları", soruların yanıtlarının "ticari sır ve vergi mahremiyeti" kapsamında olduğu gerekçesi ile Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 17 ve 23. maddeleri gereğince yanıt vermedi.
Avukat Ömer Erlat süreci şöyle değerlendirdi:
"Sorularımız karşısında Enerji Bakanlığı bize 'Dilekçeniz Avukatlık Kanunu ile bağdaşmıyor. Bakanlığa böyle bir soruyu yönetme hakkınız, yetkileriniz arasında böyle bir madde yok' yanıtı verdi. Halbuki Bilgi Edinme Kanunu, yabancılar dahil, herkes istediği bilgiye ulaşabilir diyor. Bizim sorularımız ülkenin ekonomik çıkarlarına aykırıymış. Bakanlıklar konuyu böyle değerlendirmeyi tercih etti".
"Yasa işlemiyor"
Aldıkları yanıttan sonra yasa gereği kurulan Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na itiraz başvurusunda bulunduklarını anlatan Erlat, dilekçelerinde bu kanunun amaç ve gerekçesinin demokratik ve şeffaf yönetim gereği, kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmasını sağlamak olduğuna vurgu yaptıklarını kaydetti.
9 Mart'ta Üst Kurul'a başvurduklarını ve 30 gün içinde kurulun kendilerine bir cevap vermesi gerektiğini kaydeden Erlat şunları söyledi:
"Açıkçası bu yasa işlemiyor. Suya sabuna dokunmayan konularda bilgi almak isterseniz alıyorsunuz, ama bu konu idareyi rahatsız etti herhalde. Bu gibi konular idarenin insiyatifine kalmamalı. Sınırlamalar, istisnalar daha dar yorumlanmalı. Yasa, bilgi verme yolunda kullanılmalı, saklama yolunda değil".
Bilgi "edindirmeme" kanunu
Dilekçede imzası bulunan avukatlardan Noyan Özkan da, yasadaki istisnai hükümlerin kamu yöneticileri tarafından sıklıkla uygulanması yüzünden artık kanuna "Bilgi Edindirmeme Kanunu" adını vermek gerektiğini söyledi.
Sadece vatandaşların değil, milletvekillerinin sorularına bile ilgili bakanlıklarca sudan bahanelerle yanıt verilmediğini kaydeden Özkan, "Türkiye'de politikacılar, bürokratlar ve sivil toplum örgütleri üretime katılım ve saydamlık ilkesini benimsediklerini ileri sürmelerine karşın, uygulamada çevre sağlığı gibi çok önemli konulardaki bilgilerin yurttaşlardan bu örnekte olduğu gibi kaçırıldığını gözlemliyoruz" dedi.
Bergama'daki 15 yılı aşkın hukuki mücadele sırasında karşılaştıkları gizler, sırlar ve kaçırılan bilgilerden bir kitap olacağını kaydeden Özkan, ellerindeki tüm bilgilere ancak dava yoluyla ulaşabildiklerini söyledi.
"Halbuki dava açmak son çaredir. Üst Kurul'dan da istediğimiz bilgileri alamazsak, idari yargıya gitmemiz gerekecek. Bu da 2-3 yıllık bir süreç. Hem hakkınızı arayın deyip hem de bu işi bu kadar güçleştirmek Türkiye'ye özgü".
Madeni devralan Koza Davetiye A.Ş'nin yeniden izin almak için başvurduğunu hatırlatan Özkan, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına karşın üretimde ısrar etmesi beklenen firmanın izni "koparması" durumunda yeni bir hukuk mücadelesi başlatacaklarını söyledi.
Davetiyeden madene
Koza Davetiye, Normandy Madencilik A.Ş'nin hisseleri için 44.5 milyon dolara anlaşıldığını; bu bedelin 20 milyon dolarını da peşin olarak Normandy'ye ödendiğini açıklamıştı.
Firmanın İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (IMKB) gönderdiği açıklamada da Normandy'ye 1.5 milyon dolar ön ödeme yapıldığı ve mart ayında altın üretimine geçmeyi planladıkları belirtildi.
400 milyar dolarlık katma değer taşıyan Türk altın rezervlerinin daha verimli şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirten şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, Türkiye'de 6 bin tonun üzerinde altın potansiyelinin bulunduğunu, çeşitli önyargılarınla bu değerlerin derin toprak altında kalmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. İpek madende siyanürle altın aranmadığını da öne sürdü.
Koza Davetiye Bergama'daki madenden önce de 40 milyon dolar ödeyerek Eti Gümüş A.Ş'yi satın almıştı.(AK/EÜ)