Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle, "Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Müşterek Protokolü" hakkında soru önergesi verdi.
Demirtaş, ordunun toplumsal olaylara el koymasına, fişleme eylemlerine olanak tanıyan bu protokolün hukuk devletinde yeri olmaması gerektiğini belirtti; özellikle Doğu ve Güneydoğu'da toplumsal gösterilerin bastırılmasında etkin şekilde kullanıldığını söyledi.
Temmuz 2005'te Genelkurmay'ın valilerin toplumsal olaylara müdahale sırasında askeri birlik taleplerini EMASYA Bölge veya Tali Bölge Komutanlıklarına iletmelerini istediği bilgisine de yer veren Demirtaş'ın Başbakan'a yönelttiği sorular şöyle:
1- EMASYA Protokolü hangi amaçla hazırlanmıştır? Kapsamında neler yer almaktadır?
2- Başbakanlığa bağlı olan Genelkurmay Başkanlığı'nın, Hükümete bağlı İçişleri Bakanlığı'yla askeri güvenlik alanında protokol imzalamasının hukuki-yasal dayanakları nelerdir? Bu konuda Bakanlar Kurulu kararı bulunmakta mıdır?
3- EMASYA Protokolü kapsamında kaç ilde EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıkları oluşturulmuştur?
4-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki diğer bölgelerde de EMASYA Komutanlıkları var mıdır?
5- Bu komutanlıkların görevi nedir? EMASYA Komutanlıkları Genelkurmay'ın hangi komuta kademesine bağlı olarak çalışmaktadır?
6- EMASYA Protokolü imzalandığı günden buyana kaç toplumsal olaya müdahale edilmiştir? Ölümlerle sonuçlanan toplumsal olaylara müdahaleler EMASYA Protokolü kapsamındı mıdır?
7- Bu protokol 2005 yılında güncelleştirilmiş midir?
8- Olağanüstü Hal uygulamasının kalkmasıyla birlikte bu protokole halen niçin ihtiyaç duyulmaktadır?
9- EMASYA yapılanmasının demokratik hukuk devletlerinde yeri var mıdır?
10- Bu protokolü iptal etmeyi düşünüyor musunuz?
EMASYA Protokolü nedir?
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) 2009 tarihli "Türkiye'de Güvenlik Sektörü: Sorular, Sorunlar, Çözümler" raporunda, EMASYA protokolü şöyle geçiyor.
Protokol ve yönetmeliklerin yasalar üstü algılanmasının, yasalara aykırı uygulanmasının, askeri vesayet sisteminin ayrıcalıklı cihazlarından birisi olarak karşımıza çıkmasının en tipik örneklerinden biri EMASYA protokolüdür.
28 Şubat sonrasında TSK'nin yeniden yapılandırılan iç güvenlik doktrini, 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak toplam 27 maddeden oluşan EMASYA Protokolü'yle inşa edilmiştir. Protokol, gerekli görülen durumlarda, iç asayiş olayları ve güvenlik durumlarında askeri güçlerin nasıl devreye gireceğini düzenler.
EMASYA Protokolü gereğince, valilerden alınan izin ve onaylarla, iç güvenlik harekâtları ve bölgelerinde polis özel harekât timleri, köy korucuları, jandarma iç güvenlik birlikleri ve jandarma birimleri bölgedeki en yüksek Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) birimine bağlanırlar. Polis özel harekât timleri, EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarının emrine; geçici köy korucuları, bölgedeki ilgili Jandarma Komutanlığı'nın emir-komutasında olmak üzere, yine EMASYA Komutanlıklarının emrine verilirler. Bu nedenle, bu tip durumlarda jandarma birimleri mülki işleri bakımından da İçişleri Bakanlığı'na değil, askeri otoriteye bağlı hale gelir.
Her ilde garnizonlarda oluşturulmuş olan "Asayiş Güvenlik Merkezleri" sayesinde illerdeki polis teşkilatı ve mülki amirler istihbarat, değerlendirme ve planlama açısından askere bağımlı kılınmıştır. Bu yapılanma sayesinde elde edilen tüm toplumsal ve istihbari bilgilerin askerin elinde toplanması mümkün hale gelmektedir. Yine asker, gerekli gördüğü durumlarda toplumsal hadiselere mülki amirin iznine gerek kalmadan el koyabilmektedir. Böylece silahlı kuvvetler illerde mülki yapılanmayı aşarak, iç güvenliğin tam anlamıyla askerileşmesini sağlamaktadır.
Protokol sayesinde iç güvenlik harekâtlarında ve harekât bölgelerinde komuta, bölgedeki en üst askeri birime geçmektedir. Bu birim, ülkenin büyük bir kısmında KKK'ya bağlı karargâhlardır. İç harekât durumunun geçici değil sürekli bir nitelik taşıdığı Güneydoğu'daki iller dikkate alındığında, geniş bir coğrafyada asayişin asker kontrolünde olmasının yolunun açıldığı görülmektedir.
Jandarmanın yetki alanını genişletmeye yönelik olarak kullanılan yöntemlerden biri, valilerden kimi tekil olaylarda ya da bir yıla varan uzun sürelerle her tür konuda polis alanlarında görev yapma yetkisi alınmasıdır. Daha önce bahsi geçen Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 10(c) maddesi İller İdaresi Kanunu'nun EMASYA Protokolü'yle şekillendirilen 11/D maddesine göre düzenlenmiştir. Ayrıca jandarma ve emniyet güçlerinin mülki amir izni ve savcı talimatıyla ortak operasyonlar yapmaları da giderek yaygın- laşmaktadır. Bu durum, askeri otoritenin iç güvenlik doktrininin ruhuyla son derece uyumludur ve dolaylı olarak EMASYA Protokolü'yle ilgidir. (TK)