AB İlerleme Raporu'nun güvenlik kuvvetlerinin sivil denetimine ilişkin bölümünde, askerlerin siyaseti etkilemeyi artan bir şekilde sürdürdüğü, ancak buna karşın bahar aylarında yaşanan anayasa krizinin sonucunun "demokratik sürecin önceliğini" sağlamlaştırdığı söyleniyor.
Raporda asker-sivil ilişkilerine dair saptamalardan bazıları şöyle:
- Silahlı kuvvetler siyaseti belirgin şekilde etkilemeyi sürdürdü. Üst düzey askeri yetkililer Kürt sorunu, Kıbrıs, laiklik gibi ç ve dış politika konularında kamuya açıklama yaptılar. Birkaç olayda, Genelkurmay hükümet açıklamaları ya da kararlarına alenen tepki verdi. Nisanda bir muhtırayla cumhurbaşkanlığı seçimine doğrudan müdahale etti.
- Özellikle güvenlik ve azınlık hakları konusunda askeri yetkililer defalarca akademik araştırma ve açık tartışmayı sınırlamaya çalıştı. Ordu birçok vakada, basını da hedef aldı.
- Genelkurmay'la İçişleri Bakanlığı arasındaki, sivil yetkililerin talebi olmaksızın askeri operasyonlara olanak tanıyan gizli EMASYA protokolü yürürlükte kalmayı sürdürüyor.
- Ordunun görevlerini ve milli güvenliği fazlasıyla geniş şekilde tanımlayan TSK İç Hizmet Kanuınu'yla Milli Güvenlik Kurulu Kanunu'nda hiçbir değişiklik yapılmadı.
- Jandarma üzerindeki sivil denetimle ilgili hiçbir gelişme olmadı.
- Askeri bütçe ve harcamalar konusunda parlamentonun denetiminin güçlendirilmesine ilişkin hiçbir gelişme olmadı. Parlamentonun Bütçe Komisyonu, askeri bütçeyi ancak çok genel anlamda gözden geçiriyor. Program ve projeleri incelemiyor. Ayrıca ek bütçeler de sağlanıyor. (TK)