"Hükümet'in, basın özgürlüğünü sağlama amacı ile yaptığını ileri sürdüğü değişikliklerle, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği, masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkına müdahale ediliyor."
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan yaptığı açıklamada, "basın özgürlüğü için önce Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması gerektiğinin" altını çizdi.
Türkdoğan, açıklamasına şöyle devam etti:
* Adalet Komisyonu'nda kabul edilerek TBMM Genel Kurul gündemine alınan "Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" isimli düzenleme basın özgürlüğünü sağlama iddiasıyla hazırlandı.
* Ancak tasarıyı incelediğimizde, tasarının gerekçesinde istihbari dinleme, izleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ile ilgili MİT, EGM ve JGK faaliyetlerinin, "hukuka aykırı olarak" ibareleri altında gizlendiği görülüyor.
* Ayrıca, tasarıdan, özel hayatla ilgili verilerin soruşturmalarda kullanılabileceği, bunların ortaya bir kez çıktıktan sonra yayınlanabileceği anlamı çıkıyor.
* Hükümet özel hayatın gizliliğinin korunması noktasında bir adım daha ileri giderek özel hayatı tamamen korumasız bir noktaya sürükledi. Tasarıda, soruşturmanın gizliliği sınırlandırılıyor. Böylece, hem masumiyet karinesi hem de adil yargılama hakkı ihlal edilecek.
"Mesleki faaliyet örgüt üyeliği sayılıyor"
* 20 yıldır varlığını koruyan TMK'da 2006'da yapılan değişiklikler nedeniyle birçok gazeteci cezaevinde. Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve basın özgürlüğünün sağlanması isteniyorsa TMK bir bütün olarak kaldırılmalıdır.
* Gazetecilerin mesleki faaliyetlerini yaparken yasadışı silahlı örgüt üyesi olarak suçlanması bu yasadan kaynaklanıyor. Kamuoyunun bu durumu bilmesi ve hükümetin yargı yolu ile baskı politikasının sonucunda bu tutuklamaların gerçekleştiğini anlaması gerekir.
* TMK'nın en büyük mağdurlarından Özgür Gündem gazetesinin 17 yıl aradan sonra tekrar yayın hayatına kavuşması, onurlu bir mücadeledir. Ancak gazete, TMK'dan dolayı yine mağdur olacak.
"Önce DGM'ydi, şimdi Özel Yetkili Mahkeme oldu"
* TMK'nun mağdurları arasında gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in yanı sıra BirGün gazetesi yazarı Hakan Tahmaz'ı, Azadiya Welat Gazetesi yazar ve muhabiri Vedat Kurşun'u ve diğer gazetecileri anmak gerekir. TMK'nın en büyük mağdurlarından biri de Sosyolog İsmail Beşikçi'dir.
* Yayınlanmamış bir kitabın toplatılıp yok edilmesi yeni bir yöntem değil. 1991 de yürürlüğe giren TMK'dan önce de eski TCK'nın 141 ve 142'nci maddelerine dayanarak bu tip uygulamalar yapılıyordu.
* Bu kararlar, önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), sonra Özel Yetkili Mahkemeler'ce yürürlüğe konuyor. TMK, sadece ifade özgürlüğünü değil henüz ifade edilmemiş düşünceleri de yasaklayan bir kanun. (AS/EÖ)