Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Ali Aydın Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır mitingiyle ilgili bianet'in sorularını yanıtladı.
Başbakan'ın Diyarbakır'a gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan keşke Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile birlikte miting yapsaydı, daha isabetli olurdu. Son bir senedir Sayın Başbakan'ın konuşmaları MHP'li herhangi birinin konuşmasından farklı değildir.
Başbakan'ın şu anki dili 1993-1997 Çiller dönemi dilinden farklı değil. Artık Başbakan'dan Kürt sorunu ile ilgili olumlu bir mesaj duyacağımızı zannetmiyorum. Siyasi rakipliği anlarım, ama her defasında BDP'yi karalamak ve seçim propagandası yapmak yerine süreci ılımlı ve barışcıl bir havaya sokabilseydi iyi olurdu. Bu noktada Kürtlerin, bizim Başbakan'dan bir beklentimiz yoktur.
Diyarbakır'da hissedilen gerginliği gidermek için yaptığınız şeyler oldu mu?
Tüm ilçe başkanlıklarımıza da söyledik, kimseye en küçük bir imanız bile olmasın. Kepenk kapatma, partimizin değil, olsa olsa her vatandaşın kendi özgür iredesidir. Bugün Blok adaylarımızın seçim konvoyu vardı. Sayın Başbakan gelecek diye konvoyu dün yaptık. Miting alanını ya da konvoyu birilerinden biz koruyacak değiliz.
Daha önce Diyarbakır'a geldi Başbakan...
Diyarbakır'da daha önce "Kürt sorunu" vardır dedi, daha sonra "Kürt sorunu yoktur" dedi. Tek dil, tek millet, tek bayrak gibi cümleleri ile Sayın Başbakan Kürtlerin ve diğer halkların varlığını "tek" cümleyle ortadan kaldırdı. Kürtler Başbakan'dan umutluydu fakat artık değil. 23 Nisan'da Başbakan'ın yerine geçen öğrenciye söylediği söz aslında önemlidir: "Artık Başbakan sensin, istediğini asar kesersin."
Özellikle son bir yılda hak ihlallerinde artış var. İnsan Hakları Derneği ( İHD) Diyarbakır Şubesi Ocak, Şubat, Mart ve Nisan 2011 döneminde 11 bin 426 ihlal yaşandığını duyurdu.
Özellikle polisin toplumsal olaylarda müdahalesi sonucu yaşanan ihlaller var. Son dört ay içerisinde 2 bin 788 kişi gözaltına alınmış, 747 kişi de tutuklanmış. ''KCK davası'' ile seçilmiş belediye başkanları, il ve ilçe başkanları iki yıldır cezaevinde. Ateşkes sürecinde olmamıza rağmen operasyonlar yapılıyor. Kılıçdaroğlu, evet yıllardır Kürtlere yüzünü dönmüş bir partinin lideri, ama ilk defa bu gerçekleri kabul ediyor ve bu dili kullanıyor. Barış dilini kullanan ya da en azından olumlu şeyler söyleyen bir portre çiziyor.
Dün Kılıçdaroğlu'na karşı Diyarbakır'da herhangi bir tavır alınmadı ama Başbakan'ı protesto etmek için kepenkler kapatıldı. Neden?
Bu duruma gelinmesine Başbakan neden olmuştur; özellikle de Başbakan'ın son bir yıllık söylemleri. Mesela, dün Hopa'da çok üzücü bir olay oldu, Türk olsun, Kürt olsun, Alevi ya da Ermeni. Polisin orantısız güç kullanması, biber gazı ve müdahalesi sonucu bir vatandaşımız öldü. Bugün Başbakan'ın sağduyulu konuşması beklenirdi.
CHP dokuz yıldır Diyarbakır'a gelmiyor, Kürt kelimesini ağzına almıyordu. Kürtler CHP'nin attığı adımı önemsiyor. Sayın Başbakan ise tam tersi milliyetçi ve şoven bir dil kullanıyor. Keşke aksine, özellikle yeni anayasa çalışmalarının yapılacağı seçim sonrası süreci düşünerek hareket etseydi. (HA/ŞA)