Başbakan Recep Tayip Erdoğan "11.Diyarbakır gezisi"ni İstasyon Meydanı'ndaki mitingle tamamladı. Eşi Emine Erdoğan ile kendisini dinlemeye gelenleri selamlayan Erdoğan konuşmaya Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile başladı.
Yaklaşık 10 bin kişi katıldığı miting bir gün önceki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) mitinginden daha kalabalık ve daha canlıydı. Kadınlar daha çok gibi görünüyordu , kadınların da çoğu örtülüydü.
Miting alanında Başbakan'ı izleyenlerden biri Nihat O... BDP'liymiş. Mitingde ilk tanıştığım kişinin BDP'li olmasının şaşkınlığıyla konuşmaya başlıyorum, "neden geldiniz?" diye soruyorum. Mitingi, kalabalığı merak etmiş.
"Hiç Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) oy vermeyi düşündünüz mü?" diye soruyorum.
"Aslında önce AKP'ye oy vermeyi düşünüyordum. Benim gibi düşünüp veren arkadaşlarım da oldu. Bir umut olur mu diye düşündüm" diyor. "Belediye başkanlarını KCK soruşturmasına içeri aldıklarında bu nasıl hukuk dedim ve oy vermekten vazgeçtim."
Esra Samir mitingdeki gençlerden biri. 19 yaşında, iktisat öğrencisi. AKP'nin ekonomik politikalarını nasıl bulduğunu soruyorum.
"Hem ailem istediği için, hem de AKP'nin ekonomik anlamda projelerini beğendiğim için oyumu AKP'ye vereceğim. Ben politik biri değilim, ama ekonomik istikrarın önemli olduğunu düşünüyorum" diyor.
"Başbakan'a mı, AKP'ye mi oy vereceksin?" diye sorunca, yanıtı "Kesinlikle başbakan" şeklinde oluyor.
İki kadın... Köşedeler. Şadiye E. ve Nilgün B. ellerinde bayraklar Erdoğan'ı bekliyorlar. "Kaç saattir buradasınız?" diyorum. "Yaklaşık iki saattir" diyorlar. Usul usul yağmur yağıyor.
"Başbakan'ı mı seviyorsunuz, AKP'yi mi?" Şadiye hanım hemen "Başbakan'ı" cevabını veriyor. "Neden?" diyorum. "Çok karizmatik ve güçlü bir kişiliği var."
"Başka?" diyorum. "İnançlı ve dürüst" diyor.
Nilgün Hanım gülerek söze giriyor: "Bize çok samimi geliyor, bunun için biz de öyle hissediyoruz." Sonra ekliyor: "Biz aslında Milliyetçi Hareket Partiliyiz (MHP). Şimdi ailenin yarısı MHP'ye, yarısı AKP'ye oy verecek."
"Kürt müsünüz?"
"Yok, Zazayız."
Bir ara yanıma 50 yaşlarında biri geliyor. "Gazeteci misin? Başbakan'a bir notum var, iletir misin?" diye soruyor. "Beş çocuğum var, beşi de işsiz. İş istiyoruz."
Müzeyyen Ö. sesi en çok çıkan ve en heyecanlı insanlardan biri. Anonslar yapılırken "İnşallah!" diye bağırıyor. "Siz ne kadar heyecanlısınız" diyorum. Hemen gülümsüyor: "Evet, çok mücadele verdim. AKP kadın kollarındanım, çok çalışıyoruz ."
Eski Saadet Partiliymiş.
"Kürt müsünüz?" diye soruyorum. "Kürdüm, ama Kürtçü değilim" diye cevap veriyor ve ekliyor: "Barış istiyoruz, olay değil."
Üç-beş kişilik bir erkek grubu kaldırıma çökmüş, oturuyor. "Evde her gün dinliyoruz, bir de gidip canlı canlı dinleyelim" deyip gelmişler. Kamyoncularmış. Nedim Bey, 44 yaşında. "Burada siyasete güven olmaz" diye başlıyor. "Her an herkes bir şeyler söyleyebilir. Başbakan ne söylerse söylesin çok şaşırmayacağımı biliyorum."
Yanında oturan Kadir bey devam ediyor: "Ben Başbakan hapishaneye girdiği gün kendime söz verdim, bu adama yazık oldu, eğer çıkarsa ona oyumu veririm diye."
"Neden BDP'ye oy vermiyorsunuz?"
"BDP iktidar olabilir mi? Biz Zazayız. Kürtlük, Kürtçülük bizim için önemli değil." (HA/ŞA)