Son dönemlerde arka arkaya Diyarbakır, Muş ve Batman'da aileler arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavgalarda 30'a yakın kişinin ölmesini Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Rüstem Erkan değerlendirdi.
Erkan, son kavgalarda özellikle gençlerin ön planda olmasının dikkat çekici olduğunu belirterek genç nüfusu üretime katacak politikaların şart olduğunu belirtti.
PKK ve güvenlik güçlerinin kırsal bölgelerden çekilmesiyle silahlı kavgaların daha rahat gerçekleştiğini söyleyen Erkan, bölgede ciddi bir silahsızlanma politikası geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
"Kürt sorunu nedeniyle diğer sorunlar gözardı edildi"
Erkan'ın değerlendirmesinden satır başları:
* Bu bölgenin yüzyıllardır varolan en kadim toplumsal sorunlarından biri. Kadastro daha yeni yeni yapılıyor. Ancak 30-40 yıl çoğunlukla Kürt sorunu üstüne düşüldüğü için diğer toplumsal sorunlar gözardı edildi. Haklı olarak daha yakıcı sorun varken tali sorunlar konuşulmadı. Yani normalleşme sürecinde diğer sorunlarla daha fazla yüzleşeceğiz.
"Silah sadece örgütte yok"
* Çözüm sürecinden önce ya örgüt ya da devlet güvenlik güçlerinin ciddi kontrolü vardı. Bu tarz çatışmalar bu ortamda ortaya çıkmıyordu; belli ölçüde müdahale ediliyordu. Silahsızlanma meselesi daha köklü bir mesele. Sadece silah örgütte yok, insanlarda silahla iç içe yaşama var; uzun namlulu silahlardan bahsediyoruz. Bu silahsızlanma ile ilgili bir politika geliştirilmeli.
"Toprak değerlendi"
* Son dönemdeki artış kırsal hayatın insansızlaşması ve zorunlu göçle 30-40 yıldır değersizleşmiş toprağın özelikle barajlar nedeniyle ekonomik değer kazanması ile ortaya çıktı. Yeni kuşaklar barış süreciyle birlikte de yeniden bu toprakları düşünmeye başladı.
* Toprak mirası sınırları belli olmayan büyük dedelerden kalan torunların toprak meselesine dönüştü. Eskiden kan davası birbirine rakip aşiretlerde olurdu. Şimdi aynı aşiretin alt birimlerinde oluyor; Silvan olayı kuzenler arasındaydı. Bu genç kuşak aşiretleri bile dinlemiyor sanırım bu yüzden de çocuk ve kadınları da öldürüyorlar.
"Genç kuşakların kavgası endişe verici"
* Asıl tasalandıran durum eskiden gençlerin bu tarz kavgalara tepkisi vardı ama şimdi genç kuşaklar da işin içinde. Kan davasının bölgede meşruiyeti var. Kalıtımsal olarak kuşaktan kuşa aktarılıyor. Siyaset yapanlarda sivil toplum örgütlerinde tepki var ama genç kuşakların içinde olması ekonomik sorunların çözülmediğini gösteriyor. Yani toplumun üretim ilişkileri dönüşmeyince ne kadar propaganda yapsanız da kalıcı çözüm olmuyor.
"Gençler için üretim poltikaları şart"
* Ayrıca bölgede topraksızlar toprak sahiplerinden çok daha fazla. Bu da aileler arasında toprak kutuplaşmasına neden oluyor. Toprak reformu çok eski bir kavram. Ondan öte bu geniş genç kitlenin belli ölçüde üretimle tanıştırılması gerekiyor. En büyük sorun bu kitlenin üretimden kopması, bu yüzden mirasla kalacak arazi peşinde koşuyor. Bölgeye bakınca sanayileşme sıkıntısı var. Genç nüfus için üretim politikaları geliştirilmeli. Gelecek sadece tarımda aranmamalı.
* Sadece devlet merkezli düşünmemek lazım. Bölgenin kendi iç dinamikleri devreye girmeli. Gelensel kanaat önderleri, siyasi aktörler bu kavgaların meşruiyetinin olmadığı yönünde araya girmeli. (NV)