Balkan ülkelerinde medya özgürlüğü ve çoğulculuğu sağlamak için alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Güneydoğu Avrupa Medya Gözlem Projesi (SEEMO) Üsküp’te bir toplantı gerçekleştirdi.
“Medya Bütünlüğünü Savunmak İçin İşbirliği ve Kapasite Yaratmak” başlıklı toplantıya SEEMO bileşenleri olan Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Kosova, Macaristan, Karadağ, Slovenya, Sırbistan ve Türkiye’den temsilciler katıldı. Türkiye'yi P24 temsil etti.
İki gün süren toplantıda sivil toplum örgütleri temsilcileri, aktivistler, kar amacı gütmeyen medya temsilcileri ve araştırmacı gazeteciler medya özgürlüğü ve medya bütünlüğünü sağlamak için neler yapılabileceği üzerine beyin fırtınası yaptı. Ülkeler 2015 yılı içinde medya bütünlüğünü sağlamak adına sorun alanlarından bir tanesinin üzerine odaklanacakları bir kampanyanın içeriğini ve yöntemini belirledi.
Medyada kamu yararı kaybolmuş bir kavram
Toplantının açılış konuşmasını yapan SEEMO Projesi Koordinatörü ve aynı zamanda Slovenya’daki Barış Enstütüsü Başkanı Brankica Petkovic, medya bütünlüğü kavramı ve Balkanlar’da medyanın durumu üzerine bilgi verdi.
"Medya bütünlüğü kamu yararı ve demokrasiyi sağlayacak bir medya sistemini oluşturmayı hedefliyor. Bunun için de medya politik ve özel şirketlerin çıkarlarından bağımsız olmalı, etik ve profesyonel standartlara uyulmalı, vatandaşlara karşı sorumlu bir gazetecilik yürütülmeli.
“Ancak maalesef şu anda medya sahipliği halktan saklanıyor ve suistimal ediliyor. 10 yıldır medya sahipliği sorununun demokrasinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söylüyoruz. Medyada kamu yararı artık kaybolmuş bir kavram. Politik çıkarlar ve sermayenin çıkarı kamu yararının önüne geçmiş durumda. Medya politikası ve medyaya dair yasalar da kamu yararı ve vatandaşın yararına hizmet etmiyor. Avrupa Birliği’ne uyum anlamında düzenleyiciler varmış gibi yapıyoruz ama aslında çok zayıf. Kamu yayıncılığı da tıpkı özel medya gibi kamu yararı gözetmiyor ve vatandaşa hizmet etmiyor.
"Gazeteciler profesyonel ve ekonomik olarak yaşadıkları zorluklar nedeniyle kamu yararını gözetemeyecek duruma düştüler. Otosansür uyguluyorlar. Sahiplerine hizmet ediyorlar. Düşük maaşlarla çalışıyorlar, çalışma koşulları çok kötü. Tüm bu sorunlar Balkan ülkelerinde bazı noktalarda seviyeleri farklılaşsa da ortak. Bu sorunların hepsini yıllardır bilen sivil toplum örgütleri olarak bundan sonraki adımımız bu sorunu çözmek için farklı aktörleri yaratmak olmalı. Medya dünyası için ittifaklar inşa edecek yollar aramaya ihtiyacımız var.”
Şeffaflık ortak sorun
Toplantıda Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk ve Makedonya medyasındaki temel sorunlarına değinilerek bu sorunlar üzerinden nasıl kampanyalar yürütülebileceği anlatıldı.
Bosna Hersek’te şeffaf olmayan medya sahipliği sorununa dikkat çekildi. Yasalardaki boşluklardan faydalınarak yabancı medya sahipliğinin de önünün açıldığına dair şüpheler olduğu belirtildi. Yabancı medya sahipliği, medya sahipliğinde politikacılar ve iş dünyası arasındaki ilişkilerin ortadan kaldırılması için mutlaka şeffaflık olması gerektiği ifade edildi.
Sırbistan’da ise kamu yayıncılığındaki sorunlar üzerine değinildi. Kamu yayıncılığının mali olarak zayıf olduğu, editöryal bağımsızlığın olmadığı, bilgilendirici programların ve araştırmacı gazeteciliğin yer almadığı belirtildi.
Arnavutluk’ta gazetecilik örgütlerinin yasa yapımında karar mekanizmalarında yer alamadıkları, kararların iş dünyası ve politikacılar tarafından alındığı ifade edildi. Makedonya’da da politikacıların ve özel şirketlerin çıkarına işleyen medya sahipliği sorununa değinildi.
Bu ülkelerdeki sivil toplum örgütleri söz konusu sorunların çözümüne dair topluma, meslek örgütlerine, gazetecilere ve yasa yapıcılara verecekleri mesajı nasıl bir kampanya yürüterek gündeme getireceklerini tartıştılar.
Sosyal medyanın önemi
Toplantıda medyanın iyileştirilmesinde sosyal medyanın da önemine dikkat çekildi. Türkiye’den İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Erkan Saka da sosyal medyanın kullanımına dair yaptığı sunumda seçimvar projesini anlattı.Projede seçimle ilgili her fenomeni haritalandırmak ve herkesin kullanımına açık bir veritabanı oluşturmak amaçlanıyor.
Vatandaşlar Türkiye haritası üzerinden bölge belirterek "Sokaktan, Medyadan, Sandıktan ve Partilerden" başlıklarıyla seçime dair her türlü bilgiyi girebiliyor. Moderatörler girilen bilgileri kontrol ederek onaylıyor, ancak doğrulayamadıklarını doğrulamadığını belirtiyor. twitter üzerinden seçim var ve seçim 2015 hashtaglar’i ile girilen bilgiler de bölge bazlı olarak haritaya işleniyor.
Toplantının sunum bölümlerinden sonra her ülkeden temsilcilerin oluşturduğu ulusal takımlar beyin fırtınası ile varolan sorunlar ve çözüm önerilerini tartıştı. (NV)