Makedonya’nın başkenti Üsküp’te 28-29 Mart'ta “Medya okuryazarlığı ve gazeteciler ile toplum için eğitim ihtiyaçları” konferansı düzenlendi.
Konferans, Makedonya Medya Enstitüsü, Bükreş Bağımsız Gazetecilik Merkezi ve Güney Doğu Avrupa Medyanın Profesyonelleşmesi Ağı’nın (SEENPM) ortaklığında yapıldı.
İki gün süren konferansta Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan özelinde hazırlanan “Medya okuryazarlığı ve gazeteciler ile toplum için eğitim ihtiyaçları” raporunun sonuçları üzerinde tartışıldı.
Neden medya okuryazarlığı?
Medya okuryazarlığı, yaygın kabul gören tanımıyla, çeşitli türden (görsel, işitsel, basılı, vb.) medya mesajlarına erişebilme, erişilen medyaları eleştirel bakış açısıyla çözümleyip değerlendirebilme ve kendi medya iletilerini üretebilme becerisi olarak tanımlanıyor.
Çeşitli medya örgütlerinden gelen katılımcılar kendi olanaklarıyla toplumda geliştirmeye çalıştıkları medya okuryazarlığı deneyimlerini paylaştı.
Medya özgürlüğü ve medya okuryazarlığının temel insan haklarından olan ifade özgürlüğünün bileşeni olduğu ifade edidi. Medya okuryazarlığının çok erken yaşlarda başlaması, 13-19 yaş grubu arasında yoğunlaşılması ve tüm topluma ömür boyu verilmesi gereken bir eğitim olduğu belirtildi.
Genel olarak toplumda ve devlet düzeyinde medyaokuryazarlığına yeterli önem verilmediğine dikkat çekildi. Aslında devlet kurumlarının medya okuryazarlığına kendi sakladığı gerçekleri ortaya çıkarma ihtimaline karşı mesafeli olduğu da belirtildi. Ancak özellikle okullarda yaptıkları eğitimlerde öğrencilerin medya okuryazarlığına büyük ilgi gösterdiği ve ilerleme sağlandığı belirtildi.
MediaWise’dan medya okuryazarlığı uzmanı Nicoleta Fotiade, çocuklar için medya okuryazarlığının bilgiyi doğrulama, eleştirel düşünme, dünyayı anlamlandırma, kültürlerarası diyolaloğu sağlama, nefret söylemini ortadan kaldırma ve radikalleşmeye karşı mücadele için ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti.
Bulgaristan’daki Medya Gelişimi Merkezi’den Alexenia Dimitrova, beş ülkede yapılan rapordan ortaya çıkan sonuçları paylaştı.
“Balkanlar’da medya özgürlüğü dünyadaki durumla paralel olarak düşüşte. Gazetecilik hükümet yanlısı ya da karşıtı politikaya bağımlı durumda, bunun yanında ekonomik çıkarlar da bir başka etken. Gazetecilik mesleği istenen ve saygı duyulan bir meslek değil. Medya okuryazarlığı ile ilgili yasalarda kanunlar ve statejiler yok denecek kadar az. Eğitimde medya okuryazarlığı ile ilgili sistematik bir politika yok.
"Gazetecilik ilerleyen teknolojilerle birlikte görsel, multimedya ve dijital anlamında gelişiyor. Ancak gazetecilik öğrencileri bu eğitimleri okulda alamıyor. Eğitimcilerin pratik bilgileri yok, medya sektörüyle bağlantıları yok. Gazetecilik öğrencileri kendilerini daha sonra da eğitemiyorlar. Medya kurumları da kendi çalışanlarını eğitecek bütçelere sahip değil. Özetle medya dijital çağı yakalayamıyor. Maalesef medya ve eğitim kurumları arasında köprü olması gereken sivil toplum örgütleri de bunu yapamıyor. Çünkü yeterince aktif ve güçlü değiller.”
Barış P24'ten Barış Altıntaş'ta Türkiye'de de 2007-2008 eğitim-öğretim yılından itibaren ilköğretim okullarının 6. 7. ve 8. Sınıflarında seçmeli ders olarak okutulmaya başlatıldığını belirterek eğitim alan öğrencilerin yüzde 60'ının medyayı daha eleştirel bakabildiğini belirttiğini aktardı.
"Dijital gazetecilik eğitimin kalbine konmalı"
Konferansta yeni gazetecilik modelleri de tartışıldı. Gazetecilik bölümlerinde gazeteci yerine iletişimci yetiştirilmesi sorununa dikkat çekildi. Üniversitelerde eski tip gazetecilik eğitimi verilmeye devam edildiği ancak asıl ihtiyacın yeni teknolojileri kullabilen gazeteciler olduğu belirtildi.
Romanya’da Bağımsız Gazetecilik Merkezi’nden Christana Lupu, günümüzde haber odalarının küçüldüğünü ve her şeyi bilen on parmağında on marifet gazetecilere ihtiyaç olduğunu belirtti.
“Üniversitelerde kamu yararı, etik vs öğretilmeye devam edilmeli ancak artık gazeteciler tweet atmayı, twitter’daki fotoların gerçekliğini doğrulayabilmeyi, online ortamdaki etik kodları da bilmeli. Tüm bunlar da üniversitede öğrenilmeli ve pratik edilmeli. Çünkü haber odasına gittiğinde kisme sana bunu öğretmeyecek. Üniversiteler dijital gazeteciliği, eğitimin bir yerine koymamalı, dijtal gazeteciliği eğitimin kalbine koymalı.” (NV)