Hiçbir siyasal ya da ekonomik merkeze bağımlı olmayan Birgün kendini şöyle tanımlıyor:
"Sağ-liberal ABD merkezli ideolojik hegemonya karşısında ciddi bir ağırlık merkezi oluşturacak; toplumu, uluslararası düzeyde ABD'ye boyun eğmenin, içeride de özelleştirmenin tek ve sorgulanamaz doğrular olduğuna inandırmaya çalışmayan, hep barıştan yana olan fırsatçılık ve çıkar ilişkileri yerine adalet ve eşitlik kavramlarını yücelten, çevre, gençlik ve kadın sorunlarına duyarlı, her türlü cinsiyet ayrımcılığını reddeden, kültürel çeşitliliği zenginlik sayan, Türkiye'nin İstanbul'dan ibaret olmadığını bilen."
Birgün genel yayın yönetmeni Murat Çelikkan ile bağımsız medya olmanın anlamı, getirdiği sorumluluklar ve önemi üzerine konuştuk.
Bağımsız medyanın oldukça iddialı bir kavram olduğunu belirten Çelikkan'a göre bağımsız haber kaynaklarına ulaşmaya çalışmak ve ana akım basın organları tarafından görülmeyen ya da manipüle edilen haberleri yapmak ise küçümsenmeyecek bir duruş.
Farklı bölgelerde olan ancak benzer duruşlara sahip gazeteciler arasında yeterince bağlantı olmaması gerçek habere ulaşmanın önünde ciddi bir engel.
Sizce Türkiye gibi bir ülkede bağımsız medyanın önemi ve bağımsız medyaya düşen en önemli görev ne? Bağımsız medya hangi boşluğu doldurmaya çalışıyor?
Öncelikle "bağımsız medya" çok iddialı bir laf, yani sermaye gruplarından ve siyasi iktidardan ve odaklardan bağımsızlık, bağımsız medya olmak için yeterli değil.
Bundan yirmi sene evvel, bağımsız medya tartışması yaptığımızda bağımsız medyadan anladığımız hakikaten bağımsız haber kaynaklarından beslenebilen, gazeteyi bağımsız bir şekilde çıkartabilen, yayınlayabilen, dağıtabilen bir oluşum idi.
Bugün biz ne kadar bağımsız olursak olalım diğer gazetelerin yararlandığı haber tekellerine mahkumuz ve bu haber tekellerinden önemli bir kısmı da batı kaynaklı.
Ayrıca baskı ve dağıtımda gene tekellere tabiiyiz. Maalesef burada da bir bağımsızlığımız yok. Gerek dünyanın gerek Türkiye'nin bugünkü kapitalizminin koşullarında bağımsızlıktan bahsedeceksek buna bloglar yoluyla, yani İnternet ortamında ulaşmak daha mümkün zannediyorum.
Ancak, tüm bunlara rağmen, özellikle de Türkiye'de 12 Eylül'den sonra medyadaki tekelleşme, yoğunlaşma ve siyasi iktidarla medyanın yakın ilişkileri göz önünde bulundurulur ise kendisine bağımsız diyen bir yayın organının diğer medya kuruluşlarının görmediği, görmek istemediği ya da manipüle ederek gördüğü haberleri daha doğru bir şekilde vermek ve halkı bilgilendirmek gibi bir şansı olabilir. Bu da küçümsenmeyecek bir şey.
Yani bir anlamda ana akım medyayı denetleme göreviniz de var.
Denetlemek değil de en azından etkilemek diyelim.
Başladığınızdan daha farklı bir yerdesiniz. Birgün'ü bir süreç olarak değerlendirirseniz bu anlattıklarınızdan ne kadarını yerine getirebildi, önüne çıkan engeller nelerdi? Bulunduğunuz farklı noktada bağımsız medyanın önündeki engelleri aşmak daha kolay oluyor mu?
Birincisi gazete yapmak çok pahalı bir iş ve maddi problemlerimizi aşabildiğimizi söyleyemem.
En büyük tehlike, kısıtlı imkanlarla gazete çıkarmaya çalıştığınızda günü kurtarma endişesinin öne çıkmasıdır.
O zaman da bu söylediğim farklılıkları yaratamazsınız. Bu farkları yaratabilmek bir perspektif işi olduğu kadar meslek olarak da iyi gazetecilik işidir aynı zamanda. Ancak iyi gazeteciler kolay yetişmiyor, onları istihdam edebilmek de bir maliyet..
Kadromuzda iyi gazeteciler olmasına rağmen sınırlı bir kadro ile çalışıyoruz. Bu bizim için üstesinden gelmeye çalıştığımız bir zorluk ama gene de haber çeşitlendirmesi, Türkiye'de sesi duyulmayan ya da görülmeyen kesimlerin haberlerini yapma konularında mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum.
Bu bizim kulvarımızdaki gazeteleri de etkileyen bir gelişme ve bazen o gazetelerle birbirimizi takip ettiğimiz oluyor. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum ama daha kat edecek çok yolumuz var.
Kısıtlı bir kadromuz var dediniz, Birgün'ün kadrosundan biraz daha bahsedebilir misiniz? Çalışanların gazete ile kurduğu ilişki nasıl? Sizce bağımsız medya bünyesinde çalışmanın Birgün kadrosu için zorlukları, keyifleri ve anlamları neler?
Uygulama olarak gazete çok ciddi bir disiplin işidir. Bu disiplin sağlanabildiği oranda, Birgün'de diğer gazetelerde gördüğünüz aşırı protokol ve hiyerarşiye rastlamazsınız.
Biz bir sürü işimizi rotasyonla yaparız, haber merkezini de son bir aydır rotasyon ile yürütüyoruz. Amaç herkesin her işi yapabileceği bir ortam yaratmak. Mesela ben de sayfa yapıyorum ve haber merkezinde rotasyona gidiyorum.
Bu yapının yanı sıra, çalışanların burada çalışmayı tercih etmelerinin kişisel nedenleri de olduğunu biliyorum. Bu tercihler Birgün'ün bağımsız medya olması ve habercilik anlayışı ile ilgili. Ancak bu soruyu onlar benden daha iyi cevaplayacaktır.
Bilgi Üniversitesi'nde "Bizimle çalışmak ister misiniz?" diye soran afişleriniz var. Bilgi Üniversitesi öğrencilerinden ya da benzer yerlerden Birgün' ün kadrosunda yer almaya yönelik talep var mı?
Evet, Bilgi'den öğrenciler geliyor ancak bunun artması gerektiğine inanıyorum. Biz Birgün olarak kendi yapılanmamızı tamamladığımız için kapılarımızı artık çok büyük ölçüde gençlere açmak istiyoruz.
Bu işin gençleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir yandan "Türkiye çok genç bir ülke" diyoruz ancak ben kendi açımdan baktığımda gençlerle aramda kuşak farkı olduğunu düşünüyorum. Nüfusun büyük bir bölümünü oluşturuyorlar ama onların seslerine, sözlerine ve görüşlerine daha çok ihtiyaç var. Bu seslerin duyulması için de gençlere daha çok imkan verilmesi gerekli.
Tekrar bağımsız medyaya daha genel bakacak olursak, objektif haber kaynaklarının ve iktidardan uzak durmanın önemini vurgulamıştınız. Son zamanlarda İsrail ve Amerika politikalarında bilgi saklamak ya da halka yanlış bilgi vermek yapılan saldırıları meşrulaştırmak için sık sık kullanılıyor. Bunun karşısında durabilmek için farklı bölgelerin bağımsız medyaları arasında nasıl bir iletişim var?
Hem Lübnan'da, hem Filistin'de hem de İsrail'deki bağımsız medyalarla temas halinde olmaya çalışıyoruz. Ancak bu iletişim yeterli değil. Bu doğrultuda çalışan ve haberciliğe benzer şekillerde yaklaşan medya kuruluşları, yayın organları ve gazeteciler var ama bunlar arasındaki ilişkilerin çok zayıf olduğunu söyleyebilirim.
Bu kurumlar ve kişiler arasındaki iletişim eksikliği ve yetersizliği gerçekten de çok önemli bir konu. Haberin doğrusu neyse onu verebilmek lazım ve haber bizim gibi şeffaf olmayan ülkelerde de medya ve iktidar ilişkisinin yeniden şekillendiği batıda da manipüle edilmesi çok kolay bir şey.
Haber kaynaklarını arttırmak ve çoğaltmak, objektif haber kaynaklarına sahip olmak bu açıdan da çok önemli ama bağımsız medya arasındaki iletişim eksikliği bunu zorlaştırıyor.
Peki sizce bağımsız medya organları bu iletişim yetersizliğinin farkında mı ve bunu azaltmak için çaba harcıyor mu?
Bu konuda arayışlar var, Ama maalesef bu bir gazetenin tek başına yapabileceği bir şey değil. Daha çok kişi ve yayın organının birlikte çaba harcaması lazım.(EK/EZÖ)