Grup Batman'da olduğu süre boyunca verilen eğitimlere katılmak ve takip etmenin yanı sıra, yerel gazeteler ve katılımcılarla edilen sohbetler sayesinde bu eğitimlerin yansımalarını da izleme şansı buldu.
Diyalog kültürü ve projecilik
Arif Arslan 8 Mayıs tarihli yazısında haklı bir "projecilik" eleştirisi yapmış, projelerden sadece belli bir kesimin yararlanabildiğini belirtmişti. Gerçekten de gittikçe, uzmanları, danışman şirketleri, STK geliştirme birimleri ve bu birimler tarafından verilen eğitimler ile başlı başına bir sektör haline gelen "projecilik"ten yararlanan kesim oldukça dar. Proje sektörünün bir de özellikle Avrupa Birliği (AB) ve değerleri çerçevesinde şekillenen ve neredeyse her proje yazılımda kullanılan dili mevcut. Bu dilin en sık karşılaştığımız sözcükleri ise: "katılımcılık," "şeffaflık," "eşit ve katılımcı vatandaşlık," "demokrasi kültürü."
Proje yazıyor ya da yapıyor olmaktan bağımsız olarak, bu kavramların ifade ettikleri aslında Türkiye'de çoğu kesim tarafından talep edilen şeyler. Özellikle de Kürtler her zaman bu kelimeleri kullanmasalar ve taleplerini Avrupa'nın katılımcı ve eşitlikçi vatandaşlık çerçevesine oturtmasalar bile senelerdir benzer taleplerde bulunuyorlar: kendi dillerini konuşmak, eşit vatandaş olmak ve eşit vatandaşlar olarak anlamlı sosyo-kültürel ve politik katılımlarda bulunmak.
Bu bağlamda, fikirsel olarak bu projelerden daha geniş bir kesimin yararlanmaması için hiçbir neden yok. Avrupa Komisyonu fonları veya benzerleri, ülkenin batı yakasındaki STK'lerin yararlanması için oluşturulmuş değil; ayrıca hem Etyen Mahçupyan'ın, hem de Dilek Kurban'ın eğitimler sırasında vurguladığı gibi bölgesel kalkınma ve bölgelerarası eşitlik çerçevesinde, önümüzdeki günlerde bu fonların yönü daha fazla Doğu ve Güneydoğu olacak.
Yanı sıra, özellikle de uyuşmazlık çözümü çalıştaylarının gösterdiği o ki, projeciliği meslek edinmemiş, bu dili içi boşaltılmış bir diskur haline getirmemiş kesimlerin de proje yapmasında sonsuz fayda var. Hem Batman'ın sorunlarının hem de çözüme yönelik adımların konuşulduğu çalıştaylarda, katılımcılar, bu dili ezberlemiş kişilerden farklı olarak, belli kavramların anlamını herkesin bildiğini varsaymak yerine konuşmayı ve tartışmayı tercih etti. Mesela, kadın sorunu nedir? Hangi kadınların sorunu? Kırsalda mı kentlerde mi? Bahsettiğimiz zorunlu göç mağduru kadınların sorunu mu yoksa Batmanlı kadınların genel sorunu mu? Peki, kadın sorunu dediğimiz daha büyük bir sorunun da parçası mı? Birlikte mi bağımsız mı bakmak daha anlamlı olur?
Makro sorunlardan yerele geçiş
Bütün bu tartışmalar, zaman zaman içi boşaltılan kavramlardan gerçekten ne anladığımızı ve beklediğimizi düşündürmesi açısından çok faydalıydı. Ancak aynı tartışmaların gösterdiği bir başka nokta da şu: Yıllarca "olağanüstü" şekillerde yönetilen, sayısız ihlalin yaşandığı ve sayısız ihlale tanık olunan, "Kürt sorunu vardır" yarı-kabullenişleri için bile temel taleplerini senelerce tekrar etmek zorunda kalan bir bölgede, bir anda makro-siyasetten yerel sorun ve çözümleri tartışmaya geçmek çok zor.
Bu geçişin daha kolay olması için belki de vurgu yapılması gereken nokta, yerel sorunları çözmeye yönelik projelerin hiçbir zaman sorununun bütününden bağımsız olması gerekmediği. Bu vurguyu, çalıştayların hemen hepsinde Batman'ın en önemli sorunu olarak ortaya çıkan işsizlik çerçevesinde düşünecek olursak; Batman'daki işsizlik Doğu ve Güneydoğu bölgelerine Cumhuriyet boyunca yapılan altyapı, eğitim ve iş kaynakları yatırımlarının yetersizliği, Kürt sorunu çerçevesinde gelişen çatışma ortamı, genel güvensizlik ortamı ile birlikte yatırımların hızla azalması, köylerinde tarım ve hayvancılık ile geçinen nüfusun kentlere göç ettirildikten sonra "vasıfsız"laşmasından bağımsız değil.
Bu çerçeveye oturtulan ve Batman'da iş imkânları yaratmaya yönelik bir projenin, makro siyasa önerilerinden farkı ise, çözmeye hedeflediği sorunu Kürt sorunu olarak değil, Batman'da işsizlik olarak tanımlamasıdır. Bu tanım ise, daha büyük ve haklı hedeflerden vazgeçmek değil, sadece bir yandan daha kısa dönemli çözümler için de çaba harcamak, kısa dönemli çözümlerin aciliyetini fark etmek ve atılabilecek adımlar üzerine düşünmek demektir.
Çifte gündem: Batman'ın sorunları ve aday adayları
Eğitimlerin tarihi belirlenirken öngörülemeyen ve 7 Mayıs haftası boyunca baskın olan gündem tabi ki erken seçim çerçevesinde aday adayları, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Diyarbakır'da yaptığı açıklama ve bağımsız adaylar idi. Kürt siyasetinin iç ve dış nedenli tıkanıklıkları bir yana, Cumhuriyet mitingleri ve laiklik elden gidiyor kaygıları çerçevesinde gelişmeyen siyaset konuşmalarının parçası olmak, siyasetin farklı anlam ve algılarının ağır bastığı yerlerde olmanın nefes aldırıcı etkisi tartışılmaz.
Uyuşmazlık çözümü çalıştaylarının her ikisinden de çıkan sonuçlar ise benzerdi; zorunlu göç bağlamında Batman'ın en önemli sorunları işsizlik ve yoksulluk, altyapı ve eğitim olanaklarının eksikliği ve kadınların daha ağır yaşadığı kente uyum sağlama sorunu. Her ne kadar proje üretimi esnasında ortaya çıkmasa da, mağdurların ağırlıklı olarak katıldığı eğitimlerden ve eğitim dışı sohbetlerden anlaşılan hikayeleri anlatmak ve duyurmak konusunda da büyük bir ihtiyaç olduğu ve Batman'ın mevcut ruhsal rehabilitasyon hizmetlerinin yetersiz kaldığı.(EK/EÜ)
* Elif Kalaycıoğlu, TESEV.