Anayasa Mahkemesi, bugün Resmi Gazete’de yayınlanan kararında, “tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçelerinin yeterli olmaması” dolayısıyla Anayasa’nın 19. Maddesinin ihlal edildiğine karar verdi.
Kararda, “Aşırı derecede kısa gerekçelerle ve hiçbir yasal hüküm gösterilmeden tutuklama kararı vermenin ya da tutukluluğu devam ettirmenin” hak ihlaline yol açtığı belirtildi.
Karar, Sadun Doğan ve Agit Alpaslan’ın uzun tutuklulukla ilgili başvurusunu içeriyor. Doğan ve Alpaslan, 5 Ocak 2010’da gözaltına alınıp Antep 5. Sulh Ceza Mahkemesince “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklandılar. Mahkeme, tutukluluğa itiraz taleplerini, “atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamındaki deliller, kuvvetli suç şüphesinin varlığı, tutuklu kalman süresinin, verilmesi muhtemel ceza ile orantılı olması” gerekçeleriyle reddetti.
Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi iki sanık hakkında 28 Eylül 2012’de karar verdi. Türk Ceza Kanunu’nun 62. ve 314/2. Maddesi ile Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca “örgüte üye olma” suçundan 10’ar yıl hapis cezası; Doğan’ın ayrıca 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçundan 1 yıl 3 ay hapis ve 740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Tutukluluk halinin devamına ilişkin karara itirazları reddedilince 20 Aralık 2012’de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundular. Bu arada mahkumiyet kararı da Yargıtay 9. Dairesinin 27 Kasım 2013 tarihli kararıyla bozuldu. Dosya tekrar mahkemeye yollandı ve iki sanık da 21 Mart 2014’te tahliye edildi.
Doğan ve Alpaslan AYM başvurularında, “uzun bir süredir tutuklu olduklarını, haklarında isnat olunan suçun vasfının değişme olasılığının olduğunu ve bu nedenle temyiz aşamasında beraat etme ihtimalinin bulunduğunu, haklarındaki tutukluluk kararının orantısız olduğunu ve adli kontrol hükümlerinin uygulanması gerektiğini, tutukluluk halinin devamına dair kararların gerekçelerinin yetersiz olduğunu ve haklarında yürütülen yargılamanın adil olmadığını” ifade etti.
AYM başvuruyla ilgili kararında tutukluluk kararının gerekçelendirilmiş olmasına dikkat çekti:
“Bir kişinin gerekçeden tamamen yoksun bir yargı kararıyla tutuklanması ve tutukluluğun uzatılması kabul edilemez. Bununla beraber tutukluluğu meşru kılan gerekçeler gösterilerek bir zanlı ya da sanığın tutuklanmasının keyfi olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak aşırı derecede kısa gerekçelerle ve hiçbir yasal hüküm gösterilmeden tutuklama kararı vermek ya da tutukluluğu devam ettirmek bu çerçevede değerlendirilmemelidir.”
“Ayrıca itiraz veya temyiz merciinin, itiraz veya temyiz incelemesine konu mahkeme kararma ve bu karardaki gerekçelere katıldığı durumlarda, buna ilişkin kararını ayrıntılı olarak gerekçelendirmemesi, kural olarak, gerekçeli karar hakkına aykırılık teşkil etmez.”
Karar şöyle:
“Tutukluluğun makul süreyi aştığı ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçelerinin yeterli olmadığı yönündeki iddialara ilişkin olarak Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiğine,
Başvurucuların her birine ayrı ayrı net 3 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi.” (AS)