Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
8 Mart 2022 Dünya Kadınlar Gününde, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetle Mücadele Yönerge Teklifi’ni kabul etti.
Kadınları koruması açısından İstanbul Sözleşmesi kadar önemli ve etkili yönleri bulunan Yönerge, siber şiddeti de suç kapsamına alıyor ve bu yönü nedeniyle de daha kapsayıcı görülüyor.
Yönerge Teklifi çalışmalarında yer alan Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, “Yönerge Teklifi, İstanbul Sözleşmesi’nden çok daha geniş kapsamlı bir koruma sağlıyor” diyor.
"İstanbul Sözleşmesi'nden de kapsamlı"
Yönerge Teklifi’nin amacı ve kapsadığı önlemler neler?
Yönerge Teklifi, AB düzeyinde kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle etkin bir şekilde mücadele etmeyi, AB hukukunu uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmeyi ve bu konuda AB düzeyinde standartlaşmayı sağlamayı amaçlıyor.
Teklif kapsamındaki önlemler neler?
Teklif kapsamındaki önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
Kadınları orantısız bir şekilde etkileyen belirli şiddet biçimlerinin suç kapsamına alınması;
Mağdurların korunması ve adalete erişiminin sağlanması;
Mağdura destek sağlanması;
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi;
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele konusunda AB düzeyinde ve ulusal düzeyde koordinasyon ve işbirliğinin sağlanması ve güçlendirilmesi;
AB çapında veri toplanması;
Mağdurların tazminat talebinde bulunabilmelerinin sağlanması.
Halihazırda İstanbul Sözleşmesi varken yeni bir AB Yönergesi’nin bu mücadeleye katkısı ne olacak?
Her şeyden önce veriler, kadına yönelik şiddetle mücadele için daha fazlasını yapmak için çok büyük bir ihtiyacın altını çizmekle beraber, tüm AB üyesi devletlerde kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadele konusunda bir standartlaşma mevcut değil ve farklı devletler farklı derecelerde koruma sağlıyor. Mevcut AB mevzuatı ise, bölük pörçük bir durum arz ediyor ve etkili bir koruma için yeterli değil.
İkincisi, tüm AB devletleri İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamış değildir. Her ne kadar AB Adalet Divanı, 6 Ekim 2021 tarihli görüşünde, tüm AB üyesi devletler tarafından sözleşme onaylanmamış olsa bile, AB’nin İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olabileceğini bildirmişse de bu da henüz gerçekleşmiş değil.
Ek olarak, Yönerge Teklifi, İstanbul Sözleşmesi’nden çok daha geniş kapsamlı bir koruma sağlıyor. Yönerge Teklifi, İstanbul Sözleşmesi'nde özel olarak ele alınmayan siber şiddeti kapsamına aldı.
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet, internet ve bilişim araçlarının kullanımının artışıyla birlikte son on yılda evrim geçirmiş, siber (çevrim içi) şiddette ciddi artış oldu. Siber şiddet çoğu zaman mağdurların çevrimdışı olarak yaşadığı şiddetin uzantısı şeklinde de gerçekleşebiliyor.
Genellikle sosyal medya veya diğer çevrimiçi araçlarla gerçekleşen siber şiddet özellikle politikacılar, gazeteciler, hak savunucuları gibi kamusal yaşamda aktif olan kadınları etkiliyor. Bu tür bir şiddet, kadınları susturma, toplumsal yaşamlarını engelleme etkisine sahip olabiliyor.
2020'de World Wide Web Foundation tarafından yapılan bir araştırmaya göre her iki genç kadından biri cinsiyete dayalı siber şiddete maruz kalıyor.
Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü, genç kadınların yüzde 51'inin, internette tacize uğradıkları için çevrimiçi etkinliklere katılma konusunda isteksiz davrandığını ortaya koydu.
2018'de yapılan bir ankette kadın milletvekillerinin yüzde 46,5'i çevrimiçi olarak kendilerine veya aile üyelerine karşı ölüm tehditleri veya tecavüz veya dayak tehdidinde bulunulduğunu bildirdi.
Yönerge Teklifi’nde işyerinde taciz ve cinsel tacize özel olarak yer veriliyor. Ayrıca çocuğa yönelik cinsel istismara özel olarak yer veriliyor.
Video: Kıvılcım Akay
AB genelinde suç sayılması önerilen şiddet biçimleri neler?
AB genelinde suç sayılması önerilen şiddet biçimlerini de şöyle sıralayabiliriz.
-Güç kullanımı veya tehdit koşulu aranmaksızın cinsel saldırı,
-Siber takip,
-Siber taciz,
-Mahrem görüntülerin rıza dışı paylaşılması,
-Kadın sünneti,
-Cinsiyete veya toplumsal cinsiyete dayalı nefrete/düşmanlığa veya siber şiddete teşvik,
-Çocuk cinsel istismarı.
Bu suçların cezaları neler?
Bu suçlar için öngörülen bazıları asgari bazıları azami sınırları içeren hapis cezaları şunlardır:
Tecavüz: 8 yıl;
Kadın sünneti: 5 yıl;
Siber takip: 2 yıl;
Mahrem görüntülerin rıza dışı paylaşımı ve siber taciz: 1 yıl;
Cinsiyet veya cinsiyet temelinde nefret veya siber şiddete teşvik: 2 yıl.
Çocukların cinsel istismarı: 12 yıl
Üye Devletler daha yüksek cezalar öngörebilir.
Türkiye açısından
İşyerinde taciz ve cinsel taciz AB mevzuatında zaten yasak. Neden Yönerge Teklifi’nde de özel olarak yer verildi?
Çünkü üye devletlerde işyerinde taciz ve cinsel taciz mevzuatla yasaklanmış olsa da, halen işyeri düzeyinde önlemler alınmıyor ve maruz kalanlar haklarını veya nereye başvuracağını bilmiyor.
Bu nedenle Yönerge Teklifi, şunları öneriyor.
Üye Devletler, işyerinde cinsel taciz mağdurlarına özel destek sağlamalıdır;
Kamu ve özel sektördeki yöneticiler cinsel tacizi nasıl tespit edecekleri konusunda eğitim almalıdır;
Mağdurlara destek sağlanmalı ve uygun şekilde yanıt verilmelidir;
İşyerinde taciz ve cinsel taciz, ulusal politikalarda yer almalıdır.
Bu Yönerge’nin Türkiye açısından önemi ne?
Bildiğiniz gibi Türkiye henüz AB üyesi olmadığı için, Yönerge Türkiye açısından bağlayıcı değildir. Ancak Türkiye AB üyeliğinden vazgeçmediği ve üye olmak istediği için, bütün yönergelerde olduğu gibi mevzuatını bu Yönerge ile de uyumlu hale getirmekle yükümlü. Ayrıca bu Yönerge, yargı için de emsal olarak kullanılacak hukuksal belgeler arasına girmiş bulunuyor.
Son olarak bu Yönerge Teklifi ile AB’ndeki eşitlik kurumları gibi ulusal kurumların rolü ne olacak?
Eşitlik kurumları, ayrımcılıkla mücadele etmek için kurulmuş ulusal kamu kurumları.
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet, ciddi ayrımcılık biçimlerini oluşturur. Bu Yönerge ile eşitlik kurumları ve diğer ulusal organlar, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet uyuşmazlıklarına da bakmakla yükümlü organlara dönüşecekler.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çeteleleri
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
Prof. Dr. Kadriye Bakırcı hakkındaHacettepe Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanıdır. Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini İstanbul Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Çeşitli tarihlerde The Institute of Advanced Legal Studies’de; The London School of Economics and Political Science, Cambridge Üniversitesi, Stockholm Üniversitesi, Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde; Lund Universitesi İşletme Hukuku Bölümü’nde ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (Cenevre’de) misafir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Cambridge Üniversitesi’nin yaşam boyu üyesi, Avrupa Birliği İş Hukuku Ağı’nın ve Avrupa Birliği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hukuku Ağı’nın Türkiye temsilcisi. Kadınlara Yönelik Şiddet Avrupa Ağı üyesi. Ayrıca çeşitli uluslararası hukuki ağlara ve ulusal kadın hakları ağlarına üyedir. Çok sayıda yayımlanmış ulusal ve uluslararası kitabı, uluslararası ve ulusal makaleleri ve tebliğleri mevcut. |
(EMK)