Haberin İngilizcesi için tıklayın
Dönüşümlü yıllık izin kullananlar, işinden ayrılmak zorunda kalanlar, babaanneyi yanlarına alanlar, iki küçük çocukla ofis işlerini evden yürütmeye çalışanlar...
Geride kalan bir buçuk yılı çalışan anne babalar biraz da böyle geçirdi, geçiriyor.
Şimdi de aniden gelen tam kapanmada başka bir mağduriyet yaşıyorlar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı okul öncesi eğitim kurumlarının 17 günlük tam kapanmada açık olacağı duyurulsa da MEB'e bağlı okullar kapalı.
Sağlık çalışanları mağduriyetin başını çekiyor. Aslı Hemşire, Aile Bakanlığı'na bağlı olan kreşlere rica minnet olduklarını anlatıyor. Ethem'in de eşi sağlıkçı, kendisi iş yerinden mazeret izni almış. İsmet ise geçerliliğinden emin olmadığı bir izin belgesi bulmuş internetten bakıcı için. Yetersiz kaldıklarını düşünen anne-babalar var...
Aynı zamanda çocuk gelişimci olan, çalışan anne Enif Yavuz Dipşar ise "Çocuklar oradan oraya sürükleniyor. Komşuya bırakılan kedi, çiçek gibi bakımlarının birileri tarafından yapılması ailelerin tek çözümü haline geldi. Çocuklara mahremiyet, sınırlar eğitimi verilmeye çalışıldığında tezatlardan ötürü ciddi zorluk çekilecek" diyor
Aslı hemşire: 'Riskli aileyiz' diye bakıcı bulamıyoruz
"Paramparça olarak çocuklarımıza bakmaya çalışıyoruz, kendimizi yetersiz hissediyoruz. Bir savaş hastanede, bir savaş evde sürüyor adeta..." diyor iki çocuk annesi Aslı Hemşire.
Sözünü ettiği bir buçuk yıldır sağlık çalışanı olarak COVID-19'a karşı yürüttükleri savaş. Bir yandan da iki çocuğunun gelişim sürecinde yalnız kaldıkları için de başka bir savaş verdiklerini anlatıyor.
Şimdi de hiçbir hazırlık yapamadıkları 17 günlük tam kapanma sürecinde çalışmak zorunda oldukları için çok zorluk yaşadıklarını anlatıyor.
Sağlık çalışanı olarak özel bakıcı tutamadıklarını, riskli bir aile olarak görüldüklerini aktarıyor.
"17 günlük tam kapanma oldu ama tabii ki biz aynı şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Birçok arkadaşım da mağdur oldu. Çocuklarını bırakacak kimse yok. Aile Bakanlığı'na bağlı olan kreşlere rica minnet oldular. Parasını verelim bizim çocuklarımız da alın diye... Ki olmuyor kontenjan belli.
"Bir savaş hastanede, bir savaş evde"
"Kapanma da çat diye oldu. Anne babaları şehir dışından gelebilecek olanlar zaten gelemedi. Birçok arkadaşım adına konuşuyorum. Ciddi bir şekilde mağdur olduk. Sağlık çalışanının dışında da çalışmak zorunda olan pek çok kişi var, biliyorum. Ama en azından sağlık çalışanları bu kadar emek veriyorken en azından bu kapanma döneminde düşünülmesi gerekiyordu. Bizim gibiler için kreşler açık olabilirdi. "Biz meslektaşlar koşturup birbirimizi idare ediyoruz. Ben şu saatler arasında boşum seninkilere de bakarım. Ben şu saatte işten çıkıyorum senin çocuğuna da göz kulak olurum diye. Sen git gel ben gideyim... Paramparça olarak çocuklarımıza bakmaya çalışıyoruz.
"Biz bu kapanmada babaanneyi getirdik eve. O da yetemiyor. Çocuk 1. sınıfta. Çocuğa ısrarla bilgisayar kullanmayı öğrettik.
"Sürekli okula düzenli gidebilecek miyiz diye soruyor. Okulların hiçbir şeyi düzenli olmadı. Yetemediğimizi düşünüyoruz artık. Bir savaş orada hastanede, bir savaş evde... Çocuklar bizden çok uzak kaldı. Biriyle ilgilenirken diğeriyle ilgilenemiyorsunuz. Birinin uzaktan eğitimi varken diğerininki olmuyor. Ya da biri okula giderken diğerinin kapalı kalıyor. Sağlıksız bir nesil bizi bekliyor. Sağlık çalışanlarının çok düşünüldüğünü düşünmüyorum herkes başının çaresine bakılsın dendi."
"İş yerimden mazeret izni almak zorunda kaldım"
Eşi radyoloji hemşiresi olan belediye çalışanı Ethem bir haftalık mazeret izni aldığını anlatıyor.
"Biri 9, diğeri 6 yaşında iki çocuğum var. Eşim sağlık çalışanı olduğu için izin alamıyor ve çalışmaya devam etmek zorunda. Hep ben devreye giriyorum bu durumda.
"Tam kapanmada kreşler de kapandığı için küçük çocuğum da evde artık. Eşi sağlıkçı olan ya da karı koca sağlıkçı olanlara 'siz ne yapıyorsunuz, ne zorluk çekiyorsunuz?' diye sorun yok. Çalıştığım yer iyi niyet gösterip mazeret izni alabildim. Ama bir ay sürerse bu süreç ne olacak? Sürekli mi mazeret izni alacağım... Yıllık iznimi alsam, gerçekten izne ihtiyacım olduğunda ne olacak? Ben nasıl rahatlayacağım?
"Aynı zamanda kendi sağlık sorunum da var. Çocukları bazen yalnız bırakmak zorunda kalıyorum evde. Anne babalarımız zaten farklı şehirdeler. Yaşlılar, seyahat izinleri yok. Onları da riske atmak istemiyoruz.
"Gün içinde yemek yapıyorum, ortalığı topluyorum, evin alış verişini yapıyorum. Bu durumda onlarla çok fazla ilgileniyorum desem yalan olur. Yeri geliyor eşim mesaisi uzuyor. Daha da geç geliyor.
"Okulların kapanıp açılma süreci de çok yordu. Bu tutarsızlık da çok zor. Bugün açıp yarın kapatıyorlar. Bir şeye adapte oluyorsun değişiyor. Öğretmen uzaktan eğitim. Sürekli bir sistem değişikliği bizi yordu.
"Bakıcıya izin belgesi hazırladık, geçerli mi bilmiyorum"
İki çocuk babası İsmet'in de eşi sağlık çalışanı. 11 ve 3 yaşında iki çocukları var. Çocuğunu kreşe vermek yerine bakıcı tuttuklarını anlatıyor.
"Tam kapanma olunca işler değişti. Şimdi de bakıcı izin belgesi alınması gerekiyormuş. İnternet ortamında bir belge bulduk. Kim düzenledi bilmiyorum, internette dolaşıyor. Bazı arkadaşlarımız doldurmuş. Hastane yönetimine imzalattık. Bakıcı onunla ikna oldu. Ama polis çevirse ne olur bilmiyoruz. Geçerliliği var mı, yok mu bilmiyorum. Ceza yerse mecburen biz ödeyeceğiz.
"Sağlık çalışanlarının izinleri kapalı şu anda. Benim çalıştığım kurumda da dönüşümlü çalışanlar var ama işlerin yoğunluğundan dolayı bu pek mümkün olmuyor. Herhangi bir anne baba yakın akrabamız da yok yaşadığımız şehirde. Biz de bu şekilde çözdük bu süreci.
"17 günlük kapanmada işler daha da zorlaştı"
Peki, 4 ve 6 buçuk yaşında iki çocuk annesi Nazlı evden çalıştığı bu süreçte neler yaşıyor? Çalıştığı kurumda yönetici pozisyonunda olduğu için kısmen daha rahat olduğunu söylese de sabah 6.30'dan itibaren gün içinde neler yaptığını anlatınca nefesinizi tutarak dinliyorsunuz.
"Küçük çocuğumu özel, MEB'e bağlı bir anaokuluna yolluyordum, ama tam kapanma olunca tekrar eve kapanmak zorunda kaldı. Çocuğun akıl ve ruh sağlığı için okullar açık olmalı bence.
"6 yaşındaki çocuğum da okuma yazmayı evden öğreniyor. Yardıma çok ihtiyacı oluyor. Çok uzun bir süre biz yan yana çalışıyorduk. Ve inanılmaz bir çatışma yaşadık. Çocuğun adapte olmasını istiyorsunuz. Ama olmuyor, 6 yaşında sonuçta.
"Ekranın başından kalkamayan, izin alamayan arkadaşlarım var. Onlara nazaran daha hareket alanım geniş. Ama yine de sürekli telefondan ya da bilgisayardan işimi takip etmek durumundayım bir yandan. Sizinle oynamak istiyor. Zoom toplantısı veya başla bir şey anlamıyor çocuk sonuçta.
"Küçük çocuğum eve kapandı tekrar bu 17 günde. Abi dersteyken televizyon açamıyor. Sıkılıyor. Bu sefer abiyi taciz etmeye başlıyor. Hiç kalkamadığım bir toplantım oluyor. Sürekli tuvaletleri geliyor. Dur, bir dakika, bekle diyemiyorsunuz haliyle.
"Bir bakıyorsunuz nefesinizi tuttuğunuzu görüyorsunuz. Bütün bu hengamede bunu fark ettim, sürekli nefesimi tutuyorum.
"En az hasarla nasıl çıkacağız bu süreçten diye düşünüyorum. Çok fazla şey yapıyoruz gün içinde, delirmeyi kendimize hak görmeye başladık artık. Ama günün sonunda delirdiğimizde de yanımızda kimse olmayacak."
"Her şey yarım yarım"
Özel bir üniversitede akademisyen olan bir anne anlatıyor. Aynı şekilde bir buçuk yıldır evden çalışıyor o da. 4 yaşındaki kızının tam kapanma öncesinde kreşe gittiğini ve evde bir bakıcı olduğunu aktarıyor.
"Koşullarım pek çok kişiye göre daha iyi ancak çocuk için durum çok zor. Dışarıda sosyalleşmesinin yerini tutmuyor hiçbir şey. Çocuk sadece yetişkinleri görüyor. Bakıcı da olsa, bahçe de olsa yine anneye yapışıyor çocuk. Gözünün önünde olduğun zaman çocuk da bir türlü bağımsızlığını kazanamıyor. Bu nedenle de hiçbir işime konsantre olamıyorum. Kafayı toplamak mümkün değil. Okula başlamıştı 4 hafta önce tam alıştı dedik, kapandı.
"Bir taraftan tam kapanma yasakları da çok saçma. Site sakinlerine yazı yolladılar dışarı çıkmak yasak diye, 4 yaşındaki bir çocukla mümkün mü böyle bir şey? Bakalım ne olacak diye çocuğumla dışarı çıktım.
"Sonuç olarak faturanın yaşlı, kadın ve çocuklara kesildiği bir kapanma bu. Yaralar açılıyor bu çocukların ruhunda. Bizde de açılıyor ama onlar için daha kötü çünkü anlamlandıramıyorlar. Kaynakları yok, tek kaynakları biziz.
"Kendi gücümden yoksunlaştıkça ona da iyi gelemem ve yetemiyorum. İşimi gücümü de tam yapamıyorum. Her şey yarım yarım. Bitmeyen dersler, çocukla ilişkim tam değil yarım. Eşimle ilişkim yarım."
"Annem bana gelmeseydi çok zorlanırdım"
İki kızının velayeti kendisinde olan çalışan bir baba ise "Annem bana gelmeseydi çok zorlanırdım, ne yapardım bilemiyorum." Çocukların annesi de çalışıyor çünkü. Bu süreçte bir de iş yerimin çok yakınına taşınmak zorunda kaldım.
"Çocuklar metalaştırıldı"
Aynı zamanda bir çocuk gelişimci olan bir çocuk annesi Enif Yavuz Dipşar ise çocukların oradan oraya sürüklenerek metalaştığını düşünüyor:
"Öncelikle konuyu iki ayrı perspektiften değerlendirmek gerekli. Birincisi çalışan anne babalar. Anneanne, babaannelerin sokağa çıkma izni yok. Bakıcılara izin çıkartmıyorlar. Çalışan ailelerin çocukları ya onlarla beraber iş yerine gidiyor ki çoğunlukla bunu anneler üstleniyor ya da büyükşehirlerde apartmanda aslında tanımadığı komşulara, apartman görevlilerine aileler çocuklarını yalvar yakar teslim ediyorlar.
"Değerlendirilmesi gereken en önemli kısımlardan bir tanesi çocuklara olan etkisi. Bu süreçte toplumun her kesiminin imkanı dahilinde bakıcı, aile yakını, kreş gibi oradan oraya sürüklenen, çözüm üretmeye çalışılan okul öncesi dönemdeki çocuklar adeta metalaştırıldı. Komşuya bırakılan kedi gibi, çiçek gibi bakımlarının birileri tarafından yapılması ailelerin tek çözümü haline geldi.
"Bu çocuklara sınırlar eğitimi nasıl verilecek?"
"Oysaki güvenli bağlanma bu yaş grubu için oldukça önemlidir. Çocuklarda anksiyete problemleri sıklıkla gözlenmeye başlanmıştır. Yarın öbür gün bu çocuklara mahremiyet, sınırlar eğitimi verilmeye çalışıldığında, bu davranışların kazandırılması amaçlandığında yaşanan tezatlardan ötürü ciddi zorluk çekilecek. Çocukların güvenli, sağlıklı bir ortamda eğitim alması, bakımlarının üstlenilmesi en doğal hakları.
"Ayrıca 10 yaş altı çocuğu olan annelere sözde izin verildi fakat annesi olmayan sadece babası tarafından bakılan çocuklar ve babalar ciddi mağduriyet yaşıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi bir kez daha anlaşıldı bu süreçte."
(AÖ)