Asker firarisi 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya'yı 4 Mart'ta Aydın'da adliye çıkışında cezaevine giderken kaçtığı gerekçesiyle başından vurarak öldüren ve "olası kast ile insan öldürmek" suçundan 25 yılla yargılanan polis memuru Murat S. çıkarıldığı ilk duruşmada serbest bırakıldı.
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Murat S., avukatları Ergüven Yakan, Savaş Akçöltekin, Mahir Zorbey Demirkaya'nın annesi Şükran Yükselen Canbazoğlu, kardeşleri İmranhan Hürkan Demirkaya ve Ulaş Demirkaya ile avukatları Mehmet Bülent Tokuçoğlu katıldı. Çok sayıda polisin de duruşmayı takip etmesi dikkat çekti.
"Ayağım takıldı"
Radikal gazetesinin haberine göre, sanık polis memuru Murat S. ifadesinde, Demirkaya'yı adliyeden cezaevine götürürlerken Demirkaya'nın annesiyle vedalaşmak istemesi üstüne izin verdiklerini ve Demirkaya'nın annesiyle vedalaştıktan sonra kaçmaya başladığını söyledi.
"Önce sözlü olarak iki kez ikaz ettim. Ardından uyarı ateşi açtım. Aramızdan dört, beş metre mesafe kaldığında etkisiz hale getirmek için ayaklarından vurabilirdim, ama yapmadım."
"Merdivenli sokakta kovalarken merdivenlerin bittiği yerdeki çiçekliğe ayağım takıldı, düştüm. Düşerken silahım elim tetikte olduğu için ateş aldı. Silahın şarjör kısmı yere çarpınca silahım bir el daha ateş aldı. Son atılan iki kurşun ise tamamen istem dışıydı."
"Yerde yatarken maktulün üç, dört adım attığını gördüm. Kalktığımda ise yerde yatıyordu. Yanına gittiğimde başında kan vardı. Civardaki dükkanlardan bez isteyip yaraya tampon yaptım. Bir yandan da çevredekilerin ambulans çağırmasını istedim."
"Polis yalan söylüyor"
Murat S. Demirkaya'nın ailesinden özür dilediğini belirterek, kendisinin ve ailesinin bu olaydan sonra perişan olduklarını ve psikolojik tedavi gördüklerini, kendisinin kesinlikle "etkisiz hale getirmek" gibi bir amacının olmadığını söyledi.
Demirkaya'nın annesi Şükran Yükselen Canbazoğlu ise polis Murat S.'nin anlattıklarının tamamen yalan olduğunu ileri sürüp, şikayetçi olduğunu belirtti. İmranhan Hürkan Demirkaya, olay anında ağabeyini yanında olduğunu belirtip, gördüklerini anlattı. Mahir'in diğer kardeşi Ulaş Demirkaya ise olayı görmediğini fakat sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.
"Devlet polisini koruyor"
Mahkeme heyeti, olaya karışan iki polis memuru, tanık bir gazeteci ve dört esnafı dinledikten sonra sanığın tutuklu kaldığı süreyi, suçun niteliğinin değişebileceğini göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verip, yurtdışına çıkış yasağı koydu.
Demirkaya Ailesi'nin avukatı Mehmet Bülent Tokuçoğlu, sanığın tutuksuz yargılanması kararına itiraz edeceklerini söyledi.
"Beklenen bir sonuç değil. Yargılama olası kast ile adam öldürmeye teşebbüs üzerine yapılıyor. Bu ağır cezalık bir suç. Polisin tahliye edilmesi bize göre hukuken doğru değil."
"Çünkü deliller henüz tam olarak toplanmış değil, sadece görgü tanıklarının ifadeleri mevcut. Bu aşamada böylesine bir karar verilmesine hukuken uygun bulmuyorum. Tüm deliller toplandıktan sonra bu karar tersine de dönebilir. Keşif yapılmadan ve olay yerinde incelenmeden, daha çelişkiler giderilmeden beş, altı el silah atışının olduğu söylenirken tahliye kararı verilmesi bize göre doğru değil."
"Ama adalet sonunda tecelli edecektir diye düşünüyoruz. Bu karar tamamen devletin, polisini korumaya çalışmasıdır."
Ne olmuştu?
Mahir Zorbey Demirkaya, asker firarisi olduğu gerekçesiyle 10 aylık hapis cezasını yatmak üzere adliye çıkışında annesine sarılmak istediğini belirtmiş ve annesine sarıldıktan sonra kaçmaya başlamıştı.
Demirkaya'yı yakalamaya çalışan polislerden Murat S.'nin silahından çıkan kurşun Demirkaya'nın başına isabet etmişti.
Olayın ardından gözaltına alınan polis, ayağının kaydığını ve istemeden Demirkaya'yı öldürdüğünü belirtmiş ve mahkeme tarafından 6 Mart'ta serbest bırakılmıştı.
Aynı gün savcılığın itirazı üstüne bir üst mahkeme polis memuru Murat S.'nin tutuklanmasına karar vermişti.
Mahir Zorbey Demirkaya'nın cenaze törenine katılan Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel, polis memuru Murat S.'nin silah kullanmasını gerektirecek bir durum olmadığını söylemiş ve Murat S.'nin ciddi idari hatası olduğunu belirtmişti.
Uluslararası Baran Tursun Vakfı'nın kurucusu olan ve oğlu Baran Tursun 25 Kasım 2007'de polis kurşunuyla ölen Mehmet Tursun, bianet'e yaptığı açıklamada, kendi oğlunun ölümünde de Çağdaş Gemik'in ölümünde de, Turan Özdemir'in ölümünde de polislerin hep aynı savunmayı yaptıklarını ve mahkemelerin de bu ifadeye itibar ettiğini söylemişti. (EKN)