Bu yıl 28'incisi düzenlenen Uluslararası Antarktik Konferansı'nın açılışını, İsveç Dışişleri Bakanı Laila Freivalds yaptı.
Stockholm'de düzenlenen, 300 bilim insanın katıldığı, uluslararası konferansın sloganı: "Geleceğiniz İçin Maceracılara Yem Atmayın" (Don't Feed The Adventurers). Konferans, 17 Haziran'a kadar sürecek.
Akademisyenler dışında birçok uluslararası hukukçu ve çevre politikacısının da katılacağı konferansı, Türkiye'den de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden(İTÜ) gelen bir grup çevrebilimci ziyaretçi olarak izleyecek.
Konferansta genel olarak iki önemli temel çevre sorununa cevap aranıyor:
"Birincisi, Antarktika kıtasını ziyaret eden turistlerin çevreye verdiği kirlilik ve zarar nasıl durdurulacak? Diğer önemli ve asıl temel problemse, dünyanın bir köşesinde meydana gelen geniş çaplı çevre kazalarına karşı Antarktik kıtası nasıl korunacak? Daha da önemlisi, bu çalışmalar için ekonomik ve hukuksal, geniş çaplı destek nasıl sağlanacak? Sorumluluk nasıl paylaşılacak?"
Askerin ve askeri çalışmaların bulunmadığı tek bölge
Antarktika'nın en önemli özelliği, hâlâ dünyanın en bakir bölgesi olarak kabul edilmesi. Aynı zamanda dünya iklimindeki değişikliklerin kesin ve net olarak ilk anda izlenebildiği tek bölge oluşu.
Antarktika askerin/askeri çalışmaların bulunmadığı ilk ve tek bölge. 14 milyon kilometrekarelik bölgenin sadece yüzde 2'si buzullarla kaplı değil. Kıtadaki bitki ve canlılar, milyonlarca yıl öncesinden günümüze ulaşan, çok az değişim göstermiş "biricik" türler olarak kabul ediliyor.
Antarktika'da 2 milyon yıldır hiç yağmur yağmamış. Ortalama sıcaklık - 50 ila -60 derece arasında oynuyor. Rüzgar saniyede 90 metre hızla esiyor. Güney kutbunda ise saniyede 1 metre hızla esiyor.
Hiçbir ülkenin hak sahibi olmadığı tek kıta
Antarktika kıtası 1800'lerden itibaren değişik ülkelerin araştırmacı ekipleri tarafından ziyaret edildi. 1930'lardan 1959'a kadar, ABD ve SSCB kıtada bilimsel araştırma adı altında üsler kurmaya başladı.
1959'da Antarktik üzerinde hiçbir ülkenin hak sahibi olamayacağını ileri süren 28 ülke bir araya gelerek, Antarktik anlaşmasını yaptı. Bu antlaşmanın çıkış noktasıysa, ABD ve SSCB'nin Antartika üzerindeki siyasi ve askeri çekişmelerine son vermek.
Antarktik Antlaşması
Bu antlaşmanın temel ilkelerine göre, Antarktika kıtası, sadece barış amaçlı araştırmalar için kullanılacak. Askeri amaçlı araştırmalara kesinlikle kapalı tutulacak. Nükleer atıkları gömmek için gizlice girişimlerde bulunan ülkelere en ağır uluslararası ekonomik ve hukuksal yaptırımların uygulanması sağlanacak. Antarktika kıtasında biyolojik, tarihsel, ekolojik araştırmaları için yapılan çalışmalarda çevre kirliliği minimum düzeyde tutulacak.
Üye sayısı bugün 31 ülkeye ulaşan Antarktika Antlaşması'nda, hâlâ 28 kurucu ülke karar sahibi. Antlaşmadaki "Antarktika kıtası sadece barış amaçlı araştırmalar içindir" ilkesinin pratikte uygulanabilirliğinin artmasının, yeni ekonomik kaynakların bulunmasına ve yeni hukuksal düzenlemelerin yapılmasına bağlı olduğuna işaret ediliyor. Konferansta 17 Hazirana kadar bu soruna kesin bir sonuç getirilmesi bekleniyor.
"Maceracılara Yem Atmayın"
Kıtada araştırma yapan bilim insanları Antarktika ziyaretçilerinin yıldan yıla arttığını, dolayısıyla bu grup ya da kişilerin yolculukları sırasında, çok yüksek düzeyde çevre kirliliği yarattığını belirtiyorlar.
Yılda ortalama 30 bin turist, mart ve kasım ayları arasında kıtayı ziyaret ediyor; geriye yok edilemeyen ve başka bir yere taşınamayacak ölçüde çöp bırakıyor.
Konferans süresince yaklaşık 5 bin kişinin konferans merkezini ziyaret etmesi bekleniyor.(SN/KÖ)