* Fotoğraf: Aftonbladet gazetesinin manşeti
İranlı Kürt siyasetçi-eski milletvekili Amineh Kakabaveh ve İsveçli Kürt yazar-gazeteci Kurdo Baksi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un İsveç'in Aftonbladet gazetesine yazdığı makaleye aynı gazetede 9 Kasım'da yayınlanan ortak bir makaleyle yanıt verdi.
Altun, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un 8 Kasım'daki Türkiye ziyaretinden bir gün önce İsveç'in en büyük gazetelerinden Affonbladet'e yazmıştı.
Altun'un "İsveç'teki bağımsız gazeteciliği" sevmediğini söyleyen Baksi ve Kakabaveh, "Bizler, Altun'un basın ve ifade özgürlüğü hakkındaki kendi tanımını bulunduğumuz meridyenlere taşıma isteğine hiç şaşırmadık" dedi:
Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edebilme, kültür ve kimlik haklarının tanınması ve bunların Anayasal güvence altında olması gerektiğini düşündüğümüz için, hemen her gün Türkiye'de rejim yanlısı gazetelerde şeytanlaştırılarak linç edilmek istenmemizi sağlayan bizzat Fahrettin Altun'dur.
Baksi ve Kakabaveh, TSK'ye yönelik kimyasal silah iddiaları ile ilgili açıklamaları sebebiyle hakkında fezleke hazırlanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve aynı sebepten 27 Ekim'den bu yana tutuklu bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'ya desteğini dile getirdi.
Kurdo Baksi ve Amineh Kakabaveh'in yazdıkları makalenin İsveççe aslından çevirisini Vildan Saim Tanrıkulu'nun çevirisiyle aktarıyoruz:
"Alabildiğine utanç verici bir durum"
"Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Aftonbladet gazetesinde yayınlanan yazısında, 'Son aylarda Türkiye hakkında yayınlanmış olan yorumların ve haberlerin bir çoğu endişe verici' olduğunu belirtiyor. Altun, ülkemiz İsveç'teki bağımsız gazeteciliği sevmiyor.
"Bizler, Altun'un basın ve ifade özgürlüğü hakkındaki kendi tanımını bulunduğumuz meridyenlere taşımak isteği hakkında hiç de şaşırmadık. Altun, hem Türkiye içinde hem de uluslararası alanda farklı düşünenlere karşı kampanyaları organize eden kişidir.
"Bu cevabı yazan bizlerin, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edebilme, kültür ve kimlik haklarının tanınması ve bunların Anayasal güvence altında olması gerektiğini düşündüğümüz için, hemen her gün Türkiye'de rejim yanlısı gazetelerde şeytanlaştırılarak linç edilmek istenmemizi sağlayan bizzat Fahrettin Altun'dur.
"Reuters Haber Ajansı kısa bir süre önce, Fahrettin Altun'un ve yönettiği Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın, basında kullanılan başlıkların nasıl WhatsApp mesajları ile tespit edildiğini bile ifşa etti.
"Altun, şiddeti kutsayan cihatçı, selefist ve İslamcı örgüt DAES/IŞİD'e karşı alkışlanan bir savaş yürüten Suriye-Kürt örgütleri olan PYD/YPG'yi terör örgütü olarak damgalarken, öte yandan sözcülüğünü yaptığı rejimin cihatçı örgütleri ekonomik ve askeri olarak desteklediğini görmezden gelmektedir.
"Altun'un İsveç'e ve İsveçlilere demokrasi dersleri verme çabası kabul edilebilir değildir. Türkiye vatandaşları temel insan hak ve özgürlüklerinden, en azından ifade özgürlüklerinden mahrum edilmiş durumdadırlar.
"Geçen Pazartesi günü Türkiye Parlamentosu (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı da olan Sezgin Tanrıkulu hakkında, Türkiye askeri güçlerinin Irak'ta Kürt gerillalarına karşı zehirli gaz kullandığı iddialarının bağımsız bir inceleme komisyonu tarafından incelenmesini istediği için fezleke düzenlendiği açıklandı.
"Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı da geçen hafta Türkiye askeri güçlerinin zehirli gaz kullandığı iddialarının araştırılmasını istediği için yakalandı ve tutuklandı.
"Sonuç olarak; Türkiye'nin bu gerçekler karşısında, NATO üyeliği için veto imkanını kullanarak, Kürtleri şeytanlaştırmak istemesi ve İsveç halkının gözlerini bulandırmaya çalışması alabildiğine utanç verici bir tutumdur."
(VST/SD)