Öğrenci Kolektfileri, beş gün sonra 30.yaşına girecek Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK), İstanbul Üniversitesi önünde protesto etti.
"YÖK'te reform istemiyoruz, YÖK Kaldırılsın" diyen öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Dilara Aydın, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) son bir yıldır, YÖK'ü kaldırmak yerine YÖK'te reform yapmayı amaçladığını, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
"YÖK'ün adının değişerek Yükseköğretim Düzenleme ve Denetleme Üst Kurulu (YDDK) olması, YÖK'ün baskıcı politikalarının değişeceği anlamına gelmiyor. Amaç eğitimi tümden paralı hale getirerek, üniversiteleri dev şirketler için prototip üreten bir kuruma dönüştürmek."
Aydın, YÖK'ün yaptığı Abdullah Gül ve AKP'li Bakanların da katıldığı uluslararası konferanslarda, özel üniversite açmanın önündeki engellerinin kaldırılmasının konuşulduğunu söyledi.
"Kantin, yemekhane üniversitedeki her şey satılmak isteniyor"
"Üniversite içindeki, arsalar, kantin, yemekhane gibi her şeyi satıp, kiralayarak devletin yükü azaltılmak isteniyor. Burada devreye, şirketler, bizzat AKP kurmayları ve jaguarlı öğrenci temsilci kurullarından oluşan mütevelli heyeti gibi kurumlar girecektir."
Aydın, Ordu Üniversitesi'nde öğrencilere kredi kartlı kimlik verilmesinin bunun ön adımı olduğunu söyledi.
YÖK'ün üniversitelerdeki uygulamalarını anlatan bir skeç sergileyen öğrenciler, 81'den bu yana üniversitelerde baskı anlamında hiçbir şeyin değişmediğini, artık parası olmayanların üniversiteye giremeyeceği ve kişi başına iki sivil polis getirilmek istendiğini esprili bir dille anlattı.
"Ellerinde vardır bir de kalkanı kalkanı, copluyorlar okuyanı yazanı yazanı oy, yazanı yazanı. Halk saçar panzeleri ölümü, ölümü, eksik olmaz başımızdan zulümü, zulümü" şarkısı eşliğinde halay çeken öğrenciler toplu şekilde dağıldı.
Sivil polisli röportaj
"AKP'nin YÖK'ü"nün ne anlama geldiğini sorduğum İstanbul Üniversitesi 3.sınıf öğrencisi Gökçe Çiçek Kösedağı, AKP'nin iktidara geldiğinde demokrat görünmek için YÖK'ü kaldıracağına dair söz verdiğini ancak YÖK'ü üniversitede tahakküm aracı olarak kullanmaya devam ettiğini söyledi.
Yürüyerek yaptığımız röportaj boyunca bizimle yürüyen sivil polisi gösteren Kazıdağı, "Daha geçen hafta, düşüncelerimizi paylaşmak için kurmak istediğimiz masaya, işte gördüğün sivil polis ve özel güvenlik görevlileri saldırdı. Nereye gitsek başımızda bitiyorlar, her yerde izleniyoruz" dedi.
Kösedağı, "İstanbul'da böyleyse Anadolu'daki üniversitelerin halini düşünemiyorum bile " diye ekledi. (NV)
*Haberin videosu için tıklayınız.