İlk kez düzenlenen Akdeniz Belgesel Film Günleri 18, 19 ve 20 Aralık günlerinde Akdeniz Belediyesi konferans salonunda yapılacak.
Belgesel günleri bu yıl “insan hakları ve hukuk mücadelesinde yitirdiğimiz Tahir Elçi’nin anısına saygıyla" düzenleniyor ve program insan hakları temalı altı belgeselllerden oluşuyor.
Etkinlik Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi ve öğrencileri ve Akdeniz Belediyesi ile ortaklaşa düzenleniyor. Gösterimlerde yönetmenlerle de söyleşiler de yer alıyor. Giriş serbest.
Neden insan hakları?
İletişim fakültesinden Uzman Galip Deniz Altınay belgesel film günleri ile ilgili bianet'e şöyle konuştu:
“İnsan hakları teması dememizin şöyle bir nedeni var. İnsan haklarının giderek daha fazla yok edildiği bir ortamla karşı karşıyayız. İçinde bulunduğumuz şu dönemde her şeyden daha fazla önem taşıyor. Özellikle son dönemde yaşanan baskın ve katliamlar, hayatını kaybeden insanlar, insan haklarını bu senenin olmazsa olmazı dedirtti.
“Temel düşüncemiz Mersin’de belgesel sinema ile ilgilenen insanları bir araya getirmek, bundan sonrası içinde belgesel sinemanın konuşulduğu, tartışıldığı, ortak çalışmaların yapılabildiği bir ortam oluşturmak."
Sekiz belgesel
* Afişi büyütmek için tıklayın.
O İklimde Kalırdı Acılar
Zeynel Koç ve Cenk Örtülü'nün yönettiği belgesel toplu mezarlarda yakınlarının kemiklerini arayan insanlar ve onları fotoğraflayan belgesel fotoğrafçısı Selim'i anlatıyor.
Portakalın Uykusu/ Asfur
Eylem Şen programa yönettiği iki belgeselle katılıyor, Portakalın Uykusu ve Asfur.
Portakalın Uykusu Musadağ Ermenilerinin sürgün ve direniş öykülerini bugüne taşıyor. 1915'te Tehcir Yasası'na göre Musadağ Ermenileri önce Halep’e sürülecek, oradan da asıl sürgün yerlerine gönderilecekti. Fakat Musadağ’da, tehcirin sonuçlarından kurtulmak için halkın dağa çıkmasıyla beklenmedik bir direniş doğdu. Belgesel bu direnişin anıları ve düşleriyle büyüyen genç kadın Hasmig Martiryan'ın hikayesini anlatıyor.
Adını Marcel Khalife'nin şiirinden alan Asfur, Suriye'den Hatay'a, İstanbul'a, İzmir'e… göç etmek zorunda kalan Arap, Kürt, Bedevi, Ermeni, Ezidi halkların karşı karşıya kaldıkları yaşamı görünür kılıyor.
Küçük Kara Balıklar: Güneydoğu'da Çocuk Olmak
Beş yönetmenin, A. Haluk Ünal, Ezel Akay, Serpil Güler, Cem Terbiyeli ve Önder İnce'nin ortak filmi güneydoğuya gidiyor, 1990’larda ve günümüzde en şiddetli dönemi yaşayan savaş ortamına çocukların gözünden bakıyor. Çocuklukları ve gençlikleri savaşın gölgesinde ve savaşın acılarıyla geçen 11 kişi kendi öyküsünü anlatıyor.
Bark
Ömer Çakan'ın Çakan'ın yönettiği kısa filmde Şırnak'ta özel harekat timleri tarafından yaralı haldeyken infaz edilen ve özel harekat tarafından zırhlı aracın arkasında cansız bedeni sürüklenen Hacı Lokman Birlik de rol alıyor.
Madde 16: Yaşam Hakkı
* Afişi büyütmek için tıklayın.
Veysel Kerem Hun ve Yılmaz Kılıç'ın birlikte yönettiği belgesel Gezi Olayları esnasında belediye işçisi Muharrem Dalsüren'in polis tarafından kör edilmesiyle başlayan hukuki ve vicdani yolculuğunu anlatıyor.
Eylül’ün Kadın Yüzleri
Ayşe Alben Altunç'un yönettiği belgeselde 12 Eylül'ü yaşayan 32 kadının hikayesi var.
Ölü Ve De Diri
Bilge Demirtaş, Alper Elitok, Can Gündüz, Murat Kocaman, Osman Şişman'ın birlikte yönettiği filmde 1984 - 1989 arası JİTEM'in katlettiği ya da yaşamını yitiren gerillaların konulduğu bir toplu mezar olan, Kasaplar Deresi anlatılıyor.
Dört aile, bir belediye işçisi, bir gazeteci, bir sanatçı ve bir imam devlet güçlerinin Siirt’te Newala Qesaba’da yaptıklarını anlatıyorlar. Otuz yıllık sızının ve beklentinin hikayesi, usulünce gömülmeyen ölülerin geri döndüğünü bir kez daha kanıtlıyor. (İUE/BK)