İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Personel Yönetim A.Ş.'ye bağlı işçiler İstanbul Gaz ve Doğalgaz Dağıtım A.Ş. (İGDAŞ) ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (İSKİ) ait sayaçları ayrı ayrı okuyarak faturalandırıyordu.
Ancak 1 Aralık itibarıyla doğalgaz ve su sayaçları aynı anda okunmaya başladı.
Söz konusu uygulama İSKİ'nin sitesinden de "Hem kamu kaynaklarını daha etkin kullanmak hem de teması azaltarak kamu sağlığını korumak amacıyla İSKİ ve İGDAŞ sayaçlarının ortak okunması uygulamasına pilot olarak Bakırköy ve Sarıyer ilçelerinde başlıyoruz" cümlesiyle duyurulmuştu.
Yeni uygulama ile işçilerin iş yükü iki katına çıkarken çeşitli sağlık sorunları da yaşamaya başladılar. Su ve doğalgaz kullanıcıları ise kısa aralıklarla gelen ödeme emirleri ve yapılan okuma hataları ile baş başa kaldı.
Konuştuğumuz bir İGDAŞ işçisi ortak okuma uygulamasının kendilerine farklı şekilde anlatıldığını belirterek, "İlk taahhüt edilen şey 'Daha az yürüyeceksiniz, daha az yorulacaksınız' şeklindeydi. Bu ilk başta mantıklıydı ama gelinen noktada daha az iş gelmediği gibi iş yükü de arttı. Sahadaki çalışma koşulları daha da ağırlaştı" dedi.
"Amaç az sayıda işçiyle çok iş yaptırmak"
Uygulamanın geçmişine ilişkin bilgi veren bir İSKİ işçisi ise, "Bu proje 2019'da KHK'den önce ihaleye çıkarılmaya çalışıldı. Örneğin bir bölgede su ve gazın toplam okuyucu sayısı 40'ken bunu 25'e düşürmeye çalıştılar. KHK dönemi girdiği zaman ihale iptal edildi. Buradaki asıl amaç, işçi sayısını azaltmak ve sahada daha çok iş yaptırmak. Aslında İSKİ ve İGDAŞ'ta 12 milyon abone var. Daha az binaya gireceksin, daha az okuma yapacaksın diye başladı mevzu. Şu anda ortalama 600 iş geliyor. On katlı binaların olduğu yerde 20-30 binaya girerken gecekondu bölgelerinde 120-130 binaya giriyoruz. İş yükü artıyor. Tekrar okumaları var bunun. Doğalgaz saatleri kalıyor, gün sayısına takılıyor. Bu da ek yük getiriyor sana" diye konuştu.
"300 sayacı okumak 700 sayaca bedel oluyor"
Sayaçların fiziki konumuna bakılmadan çalışanlara dağıtıldığını aktaran bir İGDAŞ işçisi, "Her bölgeye özel bir çalışma yapılmadığı gibi bir algoritma üzerinden her bölgeye aynı muamele yapılıyor. Bazı yerlerde 300 sayacı okumak 700 sayacı okumaya bedel oluyor. Bina sayısı, asansör olup olmaması, gecekondu olması gibi durumlar dikkate alınmıyor" ifadelerini kullandı.
"'Sayacı bulacaksın' baskısı yapılıyor"
İSKİ ve İGDAŞ okumalarındaki temel sorunu İGDAŞ işçisi şu sözlerle anlattı:
"İGDAŞ sayaçlarını bulmak çok kolay. Çünkü sayaçlar kapıların yanında. İSKİ sayaçlarını bulmak kolay değil. Sayaçlar kaldırım altında da çıkabiliyor, başka yerlerde de çıkıyor tuvalette bile çıkıyor. Yerini tahmin edemiyorsun. İSKİ sayaçları eskiden zimmete göre okunuyordu. O saatlerin yerini o kişi biliyordu. Aramak gibi bir derdi yoktu. Okuyan kişi sürekli değiştiğinden İSKİ sayaçlarını bulmakta zorluklar yaşanıyor. Bulamadıklarında bu sefer kod girmek zorunda kalıyorlar. Onu aramak için uğraştığında daha az sayıda okuma olacağı için bu sefer tekrar okuma dediğimiz durum ortaya çıkıyor.
"Şunu düşünün ilk giden sayacı bulamadı diyelim. Bu sefer ikinci giden kişiye bu sayacı bulacaksın baskısı yapılıyor ama buna dair merkezinde bir yardımı yok. Bir kaldırım altında ya da binanın her tarafında olabilecek bir sayaç sisteminden bahsediyoruz. Bazı sayaçların kendi binasında değil, yan binada çıktığı bile oluyor. Bazı yerler var üçüncü dördüncü gidenler de bulamıyor. Bulamayanlar için niye bulamadın diye tutanak tutulabiliyor. Bu tip psikolojik baskılarda çok yaşanıyor."
"İş baskısı psikolojisini bozdu"
Ortak okumayla birlikte işçilerde sağlık sorunlarının da baş gösterdiğini kaydeden İSKİ işçisi "Önceden günde 7 kilometre yürüyorsam bu 10-12 bin kilometreye çıktı. Devamlı eğilip kalmaktan kaynaklı eklem ağrıları başladı arkadaşlarda. Hatta iş baskısı nedeniyle psikolojik rahatsızlık geçirip rapor alan arkadaşlarımız var. Eklem rahatsızlıkları, bel rahatsızlıkları, boyun fıtığı, tansiyon problemleri arkadaşlarımızda çıkmaya başladı.
"İş baskısı da var. Masa başındaki operatörler sahadaki arkadaşlara devamlı olarak taciz ediyorlar. Yüzde 80'in altında okuma gelirse tutanak tutarız diye. Geçen ayda 93 arkadaşa tutanak tutuldu bunun için" dedi.
Ortak okuma uygulamasının tüketiciye de olumsuz yansımaları olduğunu söyleyen İSKİ işçisi, "Aynı binaya giriyorsun iki fatura çıkarıyorsun. İGDAŞ'ın 10 gün, İSKİ'ninse 15 gün sonra ödemesi çıkıyor. Abone şaşırıyor. Daha önceki ödeme sisteminde günler bu kadar yakın değildi.
"Arkadaş işi daha çabuk bitireyim diye dikkatsizlik de yapabiliyor. Komşunun kullandığı suyun faturası sana çıkıyor. İtirazlar o yüzden çoğaldı. Tahsilat oranı o yüzden düştü. Personele baskıdan dolayı oluyor bunlar" diye konuştu.
"Daha önce denendi, başarısız oldu"
Elektrik, Gaz, Su Ve Baraj Çalışanları Sendikası (DİSK/ Enerji-Sen) Genel Başkanı Süleyman Keskin ise çalışanların 696 sayılı KHK ile taşeron işçilikten kadroya hak kazandıklarını fakat İSPER (İstanbul Personel Yönetim A.Ş.) tarafından muvazaalı olarak çalıştırıldıklarını kaydederek ortak okumaya neden karşı olduklarını şu şekilde açıkladı:
"KHK hükmü çok açık bir şekilde yaptıkları iş dışında çalıştırılamaz demesine rağmen şirket yetkilileri tarafından başka şirketin sayaçları da okutularak bir kez daha mağdur edildiler.
"Bu proje daha önce de denenmiş fakat başarısız olmasına rağmen tekrardan işçilerin önüne iş yükünü azaltacak bir proje olarak çıkarılmış fakat iş yükünü azaltmak yerine sahada çalışan işçi arkadaşlarımız daha da fazla çalışır hale getirilmiştir.
"'Talimat Ekrem İmamoğlu tarafından verildi' denilerek iş yükünün artmasıyla birlikte işlerin yetişmemesi üzerine her gün keyfi tutanaklar tutularak üzerlerindeki baskı artırılmış, süreç üç kuruşa çalışan işçilere yevmiye cezalarına kadar gelmiş durumdadır.
'Yapılan işleri yasalara dayanarak yapmıyorsunuz' diyen işçiler ise maalesef ki bu yönetim ve onların kontrolündeki taşeron şirket olan İSPER tarafından işten atıldılar."
İşçilerin ifade ettiği sorunlara dair ulaştığımız İSPER AŞ Genel Müdürlüğü ise konuya dair bir açıklama yapmadı.
(İUE/AÖ)