Akatlı, konuyla ilgili bir basın bildirisi yayımladı. Buna göre, Yeditepe Üniversitesi'nin mütevelli heyetinin ve yürütme kurulunun başkanı Bedrettin Dalan, Akatlı'nın istifasını istedi. Akatlı Dalan'la görüşme isteğine olumlu yanıt alamadı. İstifa etmeyeceğini belirten Akatlı, ya yasal soruşturma açılmasını ya da resmi yolla işine son verilmesini istedi. Üniversite yönetiminin tazminat konusunda pazarlık yoluna gitmesi üzerine, Akatlı tazminatsız olarak görevinden ayrıldı.
bianet'e konuşan Füsun Akatlı, daha önce böyle bir uygulamanın "hiçbir emaresinin bulunmadığını" söyledi. Akatlı, "Bütün bunların arkasında ne yatıyor, arkadaşlarla birlikte bütün merakımız bu. Durduk yerde böyle bir şey yapılmaz" dedi.
Akatlı, ayrılmasına ilişkin gönderdiği basın bildirisinde, "işletmenin patronu Bedrettin Dalan'ın istifasını istediğini", "tiyatro eğitiminin kağıt üzerinde bürokrasi gereği gösterilmiş saatlere bire bir uyularak yapılamayacağını", ancak Dalan'ın kendisini "huzuruna" kabul etmediğini belirtti.
"Ne kurum, ne Füsun Hanım yıpranmalı"
Fakülte dekanı Ata'ysa, "sorunun akademik olduğunu, Akatlı'nın kendi anlayışı nedeniyle dersleri programa uygun yapmadığını, soruşturma açılınca da istifasını verdiğini" bianet'e açıkladı.
Ata, "Tabii ki uzlaşmaya çalıştık, ama bir defa ipler kopunca, geri dönüşü olmuyor" dedi. Akatlı'nın ayrılma sürecinin işleyişine dair yorum yapmayan Ata, "işin hukuki tarafına bakmadığını, bundan anlamadığını" söyledi ve kurumun da Füsun Akatlı'nın da yıpratılmaması gerektiğini söyledi.
"Füsun Hanım kıymetli hocamız, saygıdeğer insan. Ona karşı saygıda, sevgide kusur yok. Zaman zaman böyle anlaşmazlıklar olur. Ne kurumları yıpratmak ne de Füsun Hanım'ı yıpratmak doğrudur."
Ata'ya göre, ayrılığa gerekçe olan ders programına uyulmaması iddiası daha önce de zaman zaman gündeme gelmiş.
Diğer öğretim üyeleri de bırakıyor
Akatlı, bölümün diğer öğretim üyelerinin de, öğretimin aksamaması için dönem sonuna kadar derslere girmeye devam edeceğini, daha sonra bölümden ayrılacaklarını açıkladı. Üniversite yönetimi, para kazanmadığı gerekçesiyle, zaman zaman bölümün kapatılmasını gündeme getiriyordu.
Dekan Ata da, bir ayın ardından yeni bölüm başkanının atanacağını ve yeni öğretim elemanlarının saptanacağını söyledi. Bölümün para kazanmadığını, kapatılmasının yönetim tarafından gündeme getirildiğini doğrulayan Ata, "Bunu dikkate almıyoruz. Kapatacak olsaydık, 7 sene önce kapatırdık" dedi. (TK)
Akatlı'nın basın bildirisinin tam metni
Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde Neler OluyorYeditepe Üniversitesi'nde Tiyatro Bölümü Başkanı olarak yedi yıldan beri, tiyatro mesleğinde her biri ülke çapında kendini kanıtlamış en değerli sanatçı ve öğretim elemanlarından oluşturduğum on iki kişilik bir kadro* ile el ele, üstün nitelikli bir oyuncu eğitimini sürdürmekteydik.
Beş yıldır verdiğimiz mezunlar gerek ödenekli, gerek özel tiyatrolarda görev alarak Türkiye'de maalesef çok çileli olan, ama yine de ülkenin "hayat damarları"ndan birine kan vermenin onurunu taşıyan aktörlük mesleğine adım attılar.
Bölümümüz her geçen yıl daha güçlendi, sağlamlaştı, adını duyurdu ve tiyatro eğitiminde aranan-istenen saygın bir adres haline geldi.
Bu süreç gerek hocalarımızın, gerek benim açımızdan hiç kolay yaşanmadı. Başlangıçta, çalışacak sahne bulmak için öğrencilerimizi toplayıp kâh yüce gönüllü bir özel tiyatro sahibinin himmetiyle boş saatlerinde onun sahnesine, kâh hocalarımızdan birinin özel mekânındaki platolara taşındık.
Hemen her yıl, gösterilen başarıya rağmen yeterince para kazandırmadığı gerekçesiyle, kayıtlı öğrencilerin akıbeti hiçe sayılarak Üniversitenin patronu tarafından Bölümün kapatılacağı tehdidiyle yaşadık. Çocuklarımızın şevkinin kırılmaması, Bölümün prestijinin sarsılmaması için, bu tehditlere kulak tıkayarak, çok yoğun olan teorik ve pratik eğitimimizi tavizsizce devam ettirdik.
Yedi yıl boyunca her an tepemizde sallanıp duran Damokles'in kılıcı, nihayet Dünya Tiyatro Günü kutlamalarının hemen ertesinde, Bölüm Başkanı olarak benim enseme indi, benim kafamı uçurdu. Fakültenin Dekanı değil, Üniversitenin Rektörü değil, fakat işletmenin patronu: Bedrettin Dalan istifamı istedi.
Peşime görevliler takılmış, geliş-gidiş saatlerim tespit ettirilmiş, okulda olmadığım saatlerde programımda dersim olduğu görülmekteymiş ...miş ...miş...
Tiyatro eğitiminin, kâğıt üzerinde bürokrasi gereği gösterilmiş saatlere bire bir uyularak yapılamayacağı, uygulama çalışmaları ile teorik çalışmaların bir bütünlük içinde sürebilmesi için, prova saatleri ile oyun çalışmasında yeri olan dans, koro, metin analizi vb. çalışmalarının zaman zaman iç içe, zaman zaman birbirinden ayrılarak yürütüldüğü ve bunun zaten yedi yıldır böyle yapıldığı iz'an ve sağduyu sahibi herkese anlatılabilirdi.
Bunu anlayabilmek için tiyatrocu olmaya da gerek yoktu. Ancak ben bunu anlatabilecek imkânı ve muhatabı bulamadım. Patron, yedi yıl boyunca eline bir bölümün ve onlarca öğrencinin sorumluluğu teslim edilmiş, öğretim üyeliği mesleğine 25 yılını vermiş, yaşı kemale ermiş bir doçenti "huzuruna" kabul dahi etmedi.
Ben elbette resmiyete bile dökülemeyen sahtekârlık ve dolandırıcılık suçlamalarını hazmedecek biri değilim.Hayatımın hiçbir döneminde çeşitli ayak oyunlarını ne öğrenebildim, ne öğrenmek istedim.
Onurumla yaşadığım bütün bir hayatı, iki dudak arasından sıçratılan bir çamurla lekeleyemezdim. İstifa etmeyeceğimi, ya hakkımda yasal soruşturma başlatılmasını, ya da işverenin resmi ve yasal yolla işime son vermesini istedim. Önce ikincisini seçtiler.
Yasal haklarımı vereceklerini, o şekilde ayrılmamı istediler.
İşlemleri yapmak üzere avukatımla birlikte gittiğimde, verilen sözden geri dönüldü ve yasalarda yeri olmayan pazarlık yoluna gidildi.
Bu sürecin daha fazla uzaması ve öğrencilerin mağduriyetine yol açacak yeni yöntemlere başvurularak akademik eğitimin aksatılması kabul edilebilir bir çözüm değildi. Hiçbir tazminat almadan görevimden ayrıldım.
Bütün bu sürecin ve yaşananların birebir tanığı olan çalışma arkadaşlarımın hepsi, benimle birlikte çıktıkları bu yolu benimle birlikte terk edeceklerini bildirdiler.
Öğrencilerine karşı taşıdıkları sorumluluk ve zaten mağdur olan çocukların yıl kaybederek daha da zor duruma düşmemeleri endişesiyle, dönem sonuna kadar 1 ay daha göreve devam edecekler, fakat önümüzdeki öğrenim yılında artık Yeditepe Üniversitesinde bizim kurduğumuz ,emek verdiğimiz, yeşerttiğimiz, meyvelerini sanat kurumlarına ve topluma gururla sunduğumuz o Tiyatro Bölümü olmayacak.
Hepimiz ancak dostun gülü ile yaralanacak yapıda insanlarız. Ellerin sözü hiç bize değmez. Tek ve büyük üzüntümüz, ardımızda bıraktığımız pırıl pırıl öğrencilerimizin --o daha yolun başındayken "güçlü"nün ayağı altında ezilen taze sürgünlerin-- akıbeti ve ülkemizde bir sanat kozasının daha kurutulmuş olması.
Doç. Dr. Füsun Akatlı
* Eğitim kadrosu: Engin Uludağ, Ali Taygun, Seçkin Selvi, Engin Cezzar, Sönmez Atasoy, Tijen Par, Kaya İlhan, Yekta Kara, Gürhan Elmalıoğlu, Zeynep Avcı, Nilgün Onat, Yeşim Alıç.