“Bir gün iş çıkışı işyerinin önünde toplanan arkadaşlarımı gördüm. Sendikaya üye olan arkadaşlarımdı. ‘Bizi işten attılar’ dediler. Bunu öğrendikten sonra ben ve yanımdaki arkadaşlarım da destek olmak için o arkadaşlarımızın yanına gittik. Şirket yetkilisi Funda Hanım yanımızda geldiğinde bize ‘nankörler’ diye hakaret etti. Patronumuz içeride oturuyordu."
"Gelip arkadaşlarıma ‘Tazminatınızı, maaşınızı ödeyeceğim’ diye tek bir açıklama yapmadı. Biz de sesimiz duyulsun diye yolu kapattık. Bu eylemden
sonraki gün işe geldim. İnsan kaynaklarının çağırdığını söylediler. İşten çıkarmak için çağırmışlar.”
Agrobay Seracılık’ın geçen ağustos ayında işten attığı tarım işçilerinden 61 yaşındaki Naime Tekkahraman işten çıkarılışını bu sözlerle anlatıyor.
O günün üzerinden 91 gün geçmesine rağmen 39 tarım işçisine kıdem ve ihbar tazminatları ile içeride kalan maaşları verilmedi.
İzmir’in Bergama ilçesinde Agrobay Seracılık’ın “performans düşüklüğünü gerekçe göstererek” işten uzaklaştırdığı işçilerin tazminat haklarını ve içeride kalan maaşlarını alabilmek için başlattığı eylem 91. gününe girdi.
Agrobay şirketinin yöneticileri işten çıkardığı işçiler için “performans düşüklüğü” gibi bir gerekçe öne sürse de Tekkahraman gibi işten atılan 39 işçi, bir mühendis ve bir tekniker işten uzaklaştırılmalarının asıl sebebinin sendika üyeliği olduğu konusunda hemfikir. Tarım Sendikası’na (Tarım-Sen) üye olmalarının gerekçesini de çalışma koşullarıyla ilgili sorunları şirket yönetimine bildirdikleri her seferinde işsizlikle tehdit edilmeleri, sorunların çözümsüz bırakılması olarak açıklıyorlar. “Bunun için” diyorlar, “sorunlarımızın artık sendikal mücadeleyle çözüleceğine inandık.”
Daha önce bir işçi öldü, bir işçinin de iş kazasında beli kırıldı
En eskisi 18 yıl önce Agrobay’da çalışmaya başlayan tarım işçileri en temel sorunlarını çalıştıkları süreçte maaşlarının ve mesai ücretlerinin tam ödenmemesi, ağır çalışma şartları, iş kazaları, işe gidip geldikleri servis aracının eski ve güvensiz olması diye sıralıyorlar.
Ürettiği domatesleri yurt dışına ihraç eden Agrobay, “dünyanın ikinci, Avrupa’nın en büyük serasına sahip olmasıyla” öne çıkıyor. Türkiye’den Almanya, İspanya, İsveç, Hollanda, Rusya gibi ülkelere domates ihracatında büyük bir paya sahip ve 200 dönümde üretim yapan Agrobay Seracılık’ta 400’e yakın işçi çalışıyor.
İşçiler günde 15 saati bulan mesailerinde sürekli ayakta çalışıyor. Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atılan işçiler hep bir ağızdan, jeotermal enerjiyle ısıtılan serada 60-80 dereceye kadar çıkan sıcaklığa, tarım kimyasallarına karşı koruyucu ekipmanların yetersiz olduğunu dillendiriyor. Domateslerin toplanmasında kullanılan asansörlerin eski olması nedeniyle artan can güvenliği riskine dikkat çekiyorlar.
Agrobay’daki çalışma geçmişi dokuz yıl geriye giden Şirin Yıldırım, ip atarken güvenlik kemeri verilmediği için düşüp belini kırdığını belirtiyor. Bu süreçte hastane tarafından 20 günlük rapor verildiğini söyleyen Yıldırım, “İşyerinde geçirdiğim kaza SGK kayıtlarında da mevcut. Daha önce de çalışırken kolum çatladı. İş kazası olarak kabul etmeyip ‘Evde düştün’ dediler. Aynı ağır işi sürekli yaptığımız için çoğumuzda da fıtık çıktı” diyor.
Orada çalışmış olan bir işçinin ismini vermek istemeyen çocuğu ise önceki yıllarda Agrobay’da yaşanan iş cinayetini hatırlatıyor. Tarihini tam olarak anımsamamakla birlikte bir erkek işçinin kafasına palet düştüğü için öldüğünü söyleyen işçi çocuğu olayın örtbas edildiğini ekliyor:
“İşçiye öldüğü gün sigorta yaptılar. Olayın üstünü örtmek için de işçinin ailesine para verip, köye hayrat olarak bir çeşme yaptırdılar. İşçinin ölümü unutuldu.”
“Kod-46, haklarımızı aradığımız için bize atılan bir iftiradır”
Bergama, Dikili, Kınık ve Ayvalık’ın köylerinde erken yaşlarda tarım işlerinde çalışmaya başlayan, sonra yolları endüstriyel tarım şirketlerine düşen çoğunluğu kadın işçi, şimdi kendi topraklarında böyle bir çalışma düzeninin yaratılmasına tepkili. Agrobay gibi bölgedeki diğer işletmelerde de benzer şartların hüküm sürdüğünü anlatıyorlar.
Agrobay’da 39 işçinin 31’i Kod-46 ile işten uzaklaştırıldı. Kod 46, SGK sicil işlemlerinde “işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” diye biliniyor. İşverenin işçiyi Kod-46 ile işten çıkardığı kesinleşmesi hâlinde işçi; işçilik haklarının ödenmemesi, hak kayıplarının ortaya çıkması, işsizlik ücreti alamaması gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor. Kod-46, sicile işlendiği için işçinin yeni bir işe girmesi de zorlaşıyor.
Agrobay işçileri işverenin kendilerine yönelttiği “hırsızlık” ve “yüz kızartıcı suç” isnadını kesin bir dille reddederek şöyle diyorlar:
“Yıllarca işletmenin hiçbir malına elimizi sürmedik, alnımızın akıyla çalıştık, çalışırken de sağlığımızı feda ettik. Sendikaya üye olana kadar sorun yoktu. Bu kadar insan aynı anda nasıl böyle bir suç işlemiş olabiliriz? Kod-46, haklarımızı aradığımız için bize atılan bir iftiradır.”
İşçi Yıldırım, şirketin sahiplerinden Arzu Şentürk Salık’ın bir radyo programında işçilere domates dağıttıklarını söylemesini sesi titreyerek eleştiriyor: “Kusurlu domatesler çöpe giderdi, koyunlara giderdi; gene işçiye verilmezdi. Kaç kez çöpten seçip evine domates götüren işçi oldu. Kimse yalan söylemesin” diyor.
Agrobay’da 10 yıllık kıdemi bulunan Dudu Güven’in hikâyesi ise diğer arkadaşlarının işten çıkarıldığı tarihten 15 gün önceye gidiyor. Astım olduğu için işten çıkarıldığını anlatan Güven “Bana rahatsızlığımdan dolayı ‘Seni çıkaracağız’ dediler. Sonra da beş aylık ücretsiz izne çıkardılar. Evrakı alelacele imzalattıkları için o an durumun farkına varamadım. Arayacaklarını söylemişlerdi ama arayıp soran olmadı. Telefonumu engelledikleri için ben de ulaşamadım.”
91. günde Agrobay işçisi: Hâlâ tazminatlarımız, maaşlarımız içerde
İşçiler direnişlerinin 90. gününde (dün) Agrobay Seracılık’ın önünde açıklama yaptı. Tarım-Sen Yönetim Kurulu Üyesi ve işten tazminatları ile maaşları ödenmeden çıkarılan Agrobay işçisi Fatma Kaya, eylemlerinin ilk günlerini hatırlatarak “Jandarma komutanı buraya geldiğinde bize dedi ki ‘Siz eşkıya mısınız? Yolu kapatıyorsunuz.’ Dedik ki ‘Biz eşkıya değiliz! Verdiğimiz emeğin karşılığını almak için toplandık.’ Onların ay sonu maaşları ceplerine giriyor. Ama biz üç aydan beri maaşımızı alamadık. Hâlâ tazminatlarımız, maaşlarımız içerde. Şirket ‘Haklarını verir, her şeyi yaparım’ demişti. Madem öyle o zaman bizim hakkımızı versin” diye konuştu.
Açıklamada söz alan Tarım-Sen Başkanı Umut Kocagöz de şirketin, servis araçlarının önüne geçerek yaptıkları eylem üzerinden işçileri suçladığını ancak bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Kocagöz, “Temel sebep buradaki işçilerin sendikaya üye olmaları. Akabinde de işletmedeki olumsuz çalışma şartlarını söylemek için patronun karşısına dikilmeleri… Patron da bunu kendine bir başkaldırı olarak algıladı ve işten çıkararak işçileri cezalandırdı” dedi. Kocagöz, Agrobay işçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:
• Kod-46 işçinin tazminatını, içerideki maaşını almasını ve başka işletmelerde çalışmasını engelliyor. Temel taleplerimizden biri Kod-46’nın kaldırılması...
• İşten çıkarma sürecinde şirket bütün hakları vereceğini söylemişti. Ama şimdiye kadar hiçbir adım atılmadı. İkinci talebimiz tazminatların ödenmesi…
• İşe geri dönmek isteyen arkadaşlarımız açısından da işe iadelerinin yapılması…
Tarım-Sen’in bildirdiğine göre Agrobay’ın işten çıkardığı işçilerin tazminatlarının ve maaş alacaklarının toplamı 8 milyon lira.
(SE/EMK)