İzmir'in Bergama ilçesindeki Agrobay Seracılık'ta sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçilerin 23 Ağustos'ta başlattığı direniş, 140. gününde (8 Ocak) devam ediyor.
Ağır çalışma koşullarına karşı Tarım İşçişleri Sendikası'nda (Tarım-Sen) örgütlenen ve çoğu kadın olan tarım işçilerin tazminatlarını ve ödenmemiş ücretlerini talep ediyor.
İzmir’de başlayan direniş, İstanbul ve Ankara’ya taşındı. Agrobay Seracılık’ın ihracat yaptığı Almanya, İngiltere ve Rusya’nın konsoloslukları önünde eylem yapıldı. İşçiler, direniş boyunca birçok kez kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesine maruz kaldı.
Son olarak 27 Kasım'da kadın işçiler hakları için Bergama’da bir binanın çatısına çıkarak eylem yaptı. İşçiler verilen sözlerin ardından çatıdan indiler ancak üç gün sonra kendilerine 617'şer lira idari para cezası kesildi.
Agrobay Seracılık'ın Almanya’da ticaret yaptığı bir şirketle görüştüklerini ve bu görüşmelerden çıkacak sonucu beklediklerini belirten işçiler her pazar günü Agrobay'ın önünde eylemlerine devam ediyor.
Agrobay gücünü nereden alıyor?
Agrobay direnişçilerinden Behice Karabulut ve Mehmet Aksoy, 140 günlük direniş sürecini bianet’e anlattı.
“Üç ay işsiz kaldım”
Behice Karabulut, oğlunun düğününü yaptıktan bir hafta sonra işten atıldığını belirterek, “Üç ay işsiz kaldım. Biz köylü insanlarız ancak çalışırsak yiyebiliriz. Borçlar gırtlakta. Evde yakacak komür, odun bile yok. Maddi ve manevi çok zor durumdayız. Oğlum askere gidecek ama yanına konulacak para yok. Tarif edilmeyecek bir zor durumdayız” dedi.
“Hiç kimse sözünde durmadı”
Direniş boyunca birçok siyasetçi tarafından kendilerine sözler verildiğini ancak bu sözlerin tutulmadığını belirten Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“CHP'den Özgür Özel Bey gelmişti. Daha genel başkan olmadan önce Agrobay'a gelmişti. Arzu Hanım'la konuşmuştu. O elinden geleni yaptı ama sözü geçmedi. Tuncay Özkan sözünde durmadı. Arzu Hanım’ın nikâh şahidiydi. Birebir ben oradaydım, gördüm. Şimdi Tuncay Bey telefonumuzu bile açmıyor. Arkadaşlarımız Gökan Zeybek ile görüşmek için Ankara'ya gitmişti. Bize ‘Yılbaşından önce tazminatlarınız verilecek’ dedi. Bugün 8 Ocak ama halen haklarımız verilmedi.”
“Ceza ile ödüllendirildik”
27 Kasım’da Bergama'daki bir binanın çatısına çıkan Agrobay işçilerinden biri de Behice Karabulut'du. Çatıdan inmeleri için kendilerine sözler verildiğini belirten Karabulut, idari para cezasıyla 'ödüllendirildiklerini' söyledi:
“42 gün önce çatıya çıkmaya karar verdik. ‘Bizi ölmekten beter yaptılar. En iyisi kendimizi öldürelim de çatıdan atalım’ dedik. ‘Arzu da kurtulsun, biz de kurtulalım’ dedik. Çatıya çıktık. Polis geldi. Bize söz verdi. Emniyet müdürü de ‘hiçbir şeye müdahale etmeyeceğim. Arzu Hanım’la konuşalım, yardımcı olalım’ dedi. Biz de indik ama maalesef üç gün sonra 617 lira para cezası geldi. Biz paramızı almak için çıktık. Ceza ile 'ödüllendirildik'. Gürültü yapmışız. Ne gürültüsü yaptıysak.”
Hakları için çatıya çıkan Agrobay işçileri gözaltına alındı
"Sonuna kadar direnişe devam"
Karabulut, “Ben hakkımı istiyorum. Arzu Hanım hakkımı versin. Bir insanın aylığı verilmez mi? Ben oraya alın teri dökmüşüm, çalışmışım. Bizim ne maaşımız verildi ne tazminatımız. Mesaiye bırakıldık. Mesai paralarımız dahi verilmedi. Bir işçinin maaşı, tazminatı, mesaisi verilmez mi? Bu haklarımızı istiyoruz. Ne olursa olsun, sonuna kadar direnişe devam edeceğiz" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Aksoy: Devlet onların arkasında
Agrobay direnişçilerinden Mehmet Aksoy, Tarım-Sen’e ilk üye olan işçilerden.
Aksoy, ziraat mühendisi olmasına rağmen Agrobay Seracılık'ta işçi statüsünde işe başladığını ve bölgede iş imkanının az olması nedeniyle buna 'mecbur kaldığını' belirtti.
“İşe adım attığım andan itibaren köle filmleri içerisinde gibi hissettim” diyen Aksoy, iş yerinde yaşadığı sorunları şöyle anlattı:
“Sıcaklarda yoğun tempoda çalıştırıyorlardı. İşçiye doğru düzgün yemek vermiyorlardı. İşçi kışın o soğuklarda sabahın beşinde battaniyesini alarak evden çıkıyordu. Yaz aylarında da herkes kendine orada bulduğu kartonla yelpaze yaparak serinlemeye çalışıyordu. Klima yok. Perde yok. Zaten sürekli otobüsler bozuluyordu. Maaşlar iki aya yakın sarkıtılıyordu. İşçiye doğru düzgün bir tazminat ödemeden gelişi güzel işten gönderiyorlardı. Orada kendilerine bir krallık kurmuşlardı. Devlet de onların arkasında. Adalet de onlara çalışıyor. Çünkü onlar olabildiğince sistemden beslenen bir firma. Bunun bilincinde oldukları için de işçi onların gözünde bir sinek.”
"Bıçak kemiğe dayandı"
Agrobay Seracılık'ın Almanya’da ticaret yaptığı bir şirketle görüştüklerini ve bu görüşmelerden çıkacak sonucu beklediklerini belirten Aksoy, “Oradan da olumsuz bir cevap gelirse artık biz meşru olan direnişimize tekrardan başlayacağız ve bundan sonra da taviz vermeden ilerleyeceğiz. Çünkü bizim için artık bıçak gerçekten kemiğe dayandı. Bakın ben 27 yaşındayım. İşsiz bekliyorum. Şu an evdeyim. Cebimde beş kuruşta çay parası yok” dedi.
Aksoy, “Aç ve yoksul insanın kaybedeceği şey kalmıyor bir süre sonra. Diyeceğim şu ki, biz hakkımız olandan vazgeçmeyeceğiz ve hiçbir şekilde geri adım atmayacağız” diyerek sözlerini sonlandırdı.
(AD)